Ali ihsan ALINAK

Ali ihsan ALINAK

Yüzleşme

A+A-

Düşüncelerimin an be an değiştiği, bazen çaresiz, bazen isyankar olmayı getiren ruh halimin çırpınışlarının etkisindeyim.

Yenik mi düşeceğiz… Linç etkisinden kurtulmanın çaresi var mı?

Günlerdir sorgucu bir halde yaşananları izlerken ürpermemek elde değil. Birileri yok etmek istiyor. Birileri mahvederek, geleceğimizi karartmanın peşinde.

Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en büyük sınavı ile karşı karşıya. Ülke AKP iktidarına teslim edilmişken, faturanın adresi KÜRTLER olmuştur.  

Korkunun Ecele Faydası Yok.

Umutlanmak isterken, umutsuzluğu yaşamak kadar kötü bir şey olamaz! 22 Temmuz sonrası oluşan iyimser havanın yok edilmesi ne anlama gelmektedir?

Ortadoğu denklemindeki ABD etkisinin her alanda derinlik kazandığı, saflaşmanın olmazsa olmaz bir koşul haline geldiği günümüzde, Türkiye bu ortamda neler yapmak istiyor?

Bir yanda Kürtler ve Irak, diğer tarafta ABD, AB ve Ortadoğu’nun diğer aktörleri. Kürtler, uluslararası alanda kabul gören bir unsur haline gelirken, Türkiye şok üstüne şok yaşamaktadır.

Nerdeydi peki ‘Kart Kurt Ülkesi’nin Türkleri? Hani bunlar Türk’tü? Aldatmacaya dönüşen 84 yıllık ortak yaşam modeli.
 

Türkiye’de Kürt olmak çok zor olmamalıydı… Bir çıkış olmalı (!)

PKK ve Ortadoğu’nun Çözülmesi

Asıl sorgulanması gereken PKK’nın varoluş süreci ve bugünkü yaşanmışlıklardır.

PKK, Türkiye’nin iç dinamiklerinin eseri olarak varolmuştur. Gökten zembille inmemiş; 70’lerdeki “Devrimci ve Sosyalist” bir harekettir. 

Türkiye Solu içinde Kürt Ulusal Kurtuluş Mücadelesi temelinde, Marksist önderlik ile 12 Eylül cuntasının baskı ve sürgün siyasetine cevap niteliğinde gelişen bir hareket modelidir. Kasım 1978'de partileşen PKK, 1984 yılındaki ilk silahlı eylemini yaparken; rejim ile restleşmiştir.

PKK zora dayalı propaganda yöntemi sayesinde 30 yıllık bir geçmişe sahiptir. Kurumsallaşmış ve organik bağlantıları ile dünya ölçeğinde en derin ilişkilerin eseridir.

PKK, Türkiye’nin “Kürt Sorunu” konusunda ürettiği politikalardan bir adım önde olmuştur. Türkiyeli bir siyasi hareket, Ortadoğu düzleminde denge unsuru olmanın peşindedir. Dünya’da ki tüm Kürtler üzerinde örgütlenmesini derinleştiren ve özgün şartlara göre durum belirleyen PKK;  en dinamik pozisyonundadır.

Irak’ın fiili durumu, Barzani Talabani kliğinin etkinliği, PKK’dan korkan ve kısmen de dengeleri gözeten tavırları;Türkiye’deki milliyetçi kesimi epey kızdırmaktadır. Irak’ın kuzeyinde ki Kürdistan imha edilmek istenmektedir. Ortak düşman PKK ve PJAK üzerinde siyaset üretmeye çalışan Türkiye ve İran; karşılarında ABD ve AB’yi görmektedirler.

Şehit cenazelerine karşı geliştirilen “refleks” ile kamu desteğini alan AKP hükümeti elini güçlendirmek adına TEZKERE çıkartarak durum belirlemiştir.

Asıl sorgulanması gereken budur. “Tezkere” ve “Sınır Ötesi Operasyon” görüşmelerinin niteliği ve kimler tarafından yapıldığıdır? Esir 8 askerin serbest bırakılmaları ve devamında tutuklanmaları ne içindir? TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) neden Irak’ın kuzeyine operasyondan vazgeçti?

İçerde TBMM çatısı altındaki DTP Milletvekillerine karşı geliştirilen ötekileştirme hareketinin anlamı nedir? Ertelenen yada erteleme sebepleri nelerdir?

Ankara Merkezli Çözüm

DTP (Demokratik Toplum Partisi) kongresi ve kongre sonrasındaki gelişmelerin yakından incelenmesi gerekmektedir.

22 Temmuz seçimleri sonrasında parlamento da grup kuran DTP, siyasetini restleşme üzerine oturttu.

DEP Milletvekillerinin 1991 yılında meclisten atılmalarını andıran bir görüntünün etkisindeler. Ötekileştirmenin etkisine giren DTP grubu, yalnızlaştırılarak linç edilmek istenmektedir. Hazımsızlık had safhadadır.

Yüzleşmenin etkisine giren Türkiye; Kürtleri ile Anayasal düzeyde barışmak zorunda kalmıştır. Zorlama ve zorlayıcı tavırların amacı budur. Amaç Türkiye ile Kürtleri masaya oturtmak ve barıştırmaktır.

Olmaması durumunda ayrılıkçı ve etnik temeldeki farklılaşmayı körükleyen Büyük Ortadoğu Projesi’nin etkisiyle çözümsüzlüğe giden ve bölünen bir Türkiye’dir.

Türkiye kendisi ve halkıyla “yüzleşmek” zorundadır.

ÇÖZÜM DEMOKRATİK VE ANAYASAL GÜVENCE ALTINA ALINMIŞ BİR KARDEŞLİK PROTOKOLÜDÜR.

Aksi durumlarda Türkiye, cinnet ve linç siyasetinden beslenenlerin diyarı olacaktır.

21.11.2007 Kars

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.
5 Yorum