Suriyeli Kadınlar 'Fuhuş'a Zorlanıyor!
Kırmızı Şemsiye örgütü, Türkiye’de fuhuşa zorlanan Suriyeli kadınların eşlerinden ve aracılardan baskı gördüğünü belirtti.
Sekiz yıldır devam eden Suriye savaşı ülke halkının hayatının derinden etkiledi. 10 milyondan fazla Suriyeli ülkelerinden uzakta mülteci olarak yaşamak zorunda. Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (United Nations Refugee Agency-UNHCR) verilerine göre, 12 Nisan 2018 tarihi itibarı ile Türkiye'deki kayıtlı Suriyeli mültecilerin sayısı 3,5 milyonu geçti.
Tüm mültecilerin hayat şartları zorlu ancak bu durum en çok kadın ve çocukları mağdur ediyor. Ahval'in haberine göre Suriyeli mülteci kadınların yaşadıkları zorluklara dikkat çeken Kırmızı Şemsiye örgütü, Türkiye’de fuhuşa zorlanan Suriyeli kadınların sayısı hakkında da uyarıyor. Haberde Suriyeli kadınların, suç örgütleri tarafından suistimal edildiği belirtildi. Bununla birlikte, eşlerin ya da babaların aracı olduğu durumlar da var. Ortalama olarak, ayda iki bin 500TL kadar para kazanıyorlar.
'ÇOCUKLARINA BAKMAK ZORUNDALAR'
Haberde Suriyeli mülteci kadınların yaşadıkları zorluklara şu şekilde yer veriliyor: “Kocamla çalışıyorum. Bana müşterileri buluyor ve ben onlarla kalıyorum. Kocam günlük kiralanan daireler tutuyor ve ben orada müşterilerle birlikte kalıyorum. Onları eve getiremeyiz, çocuklarımızı bu onursuzluğa karıştırmak istemiyoruz. Dört çocuğum var. Kazandığımız gelir, onlara bakmak için ancak yetiyor” diyor Kızıl Şemsiye ile röportaj yapan kadın seks işçileri de yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
'KOCALARINDAN VE ARACILARDAN ŞİDDET GÖRÜYORLAR'
"Bazı kadınların kocaları veya aracıları tarafından dövüldüğü bildiriliyor. Bazı hadiselerde, hatta polisler tarafından bile. Yasal durumlarından, çoğunun çalışma izni yok, ve faaliyetlerinden dolayı uğradıkları suistimalleri şikayet edemiyorlar.
Röportaj yapılan kişilerden biri “Bir keresinde çok yorgundum. Almak istemediğim bazı müşteriler vardı, bu yüzden dövüldüm” diyor ve ekliyor: “Sessiz kaldım çünkü o benim kocam ve evimin reisiydi.”
Gerçek, LGBTİ toplumunda daha da kötü. “LGBTİ mülteciler, diğer mültecilerden daha çok sorunla yüz yüze. Özellikle, transseksüel insanlar için kötü. Ancak, seks işçileri olan ve HIV virüsü taşıyan transseksüel mülteci kadınlar için durum daha korkunç” diyor Çelik Özdemir. Kendisi aktivist ve İstanbul'da LGBTİ mültecilere destek veren bir Türk sivil toplum örgütünün başkanı.
“Çoğunluğu transseksüel kadınlardan oluşan seks işçisi insanlarımız var” diye açıklıyor Özdemir. Örgüt, LGBTİ mültecilerin yerleştirilmesine ve sığınma başvurularına yardımcı oluyor. Onlar ayrıca, ihtiyacı olanlara kalacak yer, rehberlik ve ücretsiz HIV testi sağlıyor.
SURİYELİ ÇOCUK GELİNLER
Ayrıca, Kırmızı Şemsiye’nin raporu Suriyeli kızların ticari cinsel suistimaline de işaret ediyor. Rapor, reşit olmayan kızların genellikle çok yaşlı Türk erkeklere çocuk gelin olarak “satıldığını” söylüyor. Ne yazık ki, bu vakalar belirlenmesi belki de en zor olanlar.
Mayıs 2014'te, Mazlum-Der insan hakları örgütü, Suriyeli kız çocuklarının üçüncü ya da dördüncü eşler olarak ya da geçici evlilikler için satıldığını daha önce rapor etmişti.
Türkiye'deki çocuklarla ilgili çalışan ana sivil toplum örgütlerinden birisinin temsilcisi, henüz çocuk seks işçileri vakası ile karşılaşmadıklarını söyledi. Bununla birlikte, bazı vakalarda çocuk gelin olduğunu düşünmelerine yol açacak şekilde 3 ya da 4 çocuğu sahip reşit olmayan kızlarla karşılaşmışlar. Ancak genel olarak, bunları tanımlamak zor. “Onları saklıyorlar, bu yüzden onlara ulaşamıyoruz” diye açıklıyor.
Bazı çocuk istismarı vakaları daha az açık. Bachar Türkiye'ye geldiğinde, hâlâ reşit değildi. Ailesi, 2012'de Şam’daki ilk patlama esnasında ölmüştü ve hep yalnızdı.
İstanbul sokaklarında bir süre yaşadıktan sonra, kendisinden daha yaşlı bir Suriyeli ona sığınak ve iş teklif etti. Sevgili oldular. “İlk başta ondan hoşlanmamıştım. Ama benim için çok iyiydi” diye açıklıyor. Bugün, Bachar HIV ile yaşıyor ve onun gibi vakalarla çalışan örgütlerin birisinden destek alıyor.
HABERE YORUM KAT