Halkların Demokratik Partisi (HDP) tutuklu, eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) başlattığı Adalet Yürüyüşü’ne dair açıklama gönderdi.
HDP’nin paylaştığı açıklamada “Yürüyüşün bu kavşağında yolunuzun açık olmasını diliyorum” dedi.
"Adalet herkes için yaşamsal bir ihtiyaç"
Yüksekdağ’ın Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden gönderdiği açıklaması şöyle:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ve her kesimden hak ve adalet gönüllülerinin büyüttüğü yürüyüşün bu kavşağında yolunuzun açık olmasını diliyorum.
“Biz kadınlar için adalet, demokrasi, özgürlük yolunda atılan her adım değerlidir. Bu vesileyle tutuklu HDP ve DBP’liler, tutuklu milletvekilleri, belediye başkanları ve siyasetçiler olarak adalet yürüyüşü ve yürüyüşçülerine başarı dileklerimizi iletiyoruz.
“Şüphesiz ülkemizin ve halklarımızın adalet ihtiyacı her tür siyasi aidiyetin ötesindedir. Hangi partiden, görüşten, aidiyetten olursak olalım, adalet herkes için yaşamsal bir ihtiyaçtır. Bu nedenle farklılıklarımızı bir kenara koyarak, parçalanan adalet terazisini yeniden kurmayı ve bunun için ortak mücadele vermeyi öncelemeliyiz.
"Herkes için adalet"
“100’e yakın belediye eşbaşkanı tutuklanmış, halen 11 milletvekili ve eşbaşkanları hapiste olan, binlerce üye ve yöneticisi rehin alınmış bir hareket olarak hukuk ve adaletin nasıl dibe çekildiğini yaşadık ve yakından biliyoruz.
“Şimdi yaşanan dibe vuruşun, yeniden yükselişe dönüştürülmesi için ortak vatan bilinci ve eşit yurttaşlık hukukuna sarılmak, herkes için adalet sözünü güçlü ve tutarlı söylemek, adalet yolunun demokrasi ve özgürlük duraklarından geçtiğini unutmamak gerekiyor.
"Yüzde 49'dan fazlasıyız"
“Gazetecilerin, siyasetçilerin, akademisyenlerin, canı pahasına işini, ekmeğini savunanların ve Saray gibi düşünmeyen herkesin hapishanelere doldurulduğu koşullarda, ayrışmayı değil amaçta ortaklaşmayı, durmayı değil her yaşam alanında yürümeyi başarmalıyız.
“Yüzde 49’dan fazlasıyız; adaleti, barışı ve özgürlüğü kazanabiliriz. Diyelim ki, bu yürüyüş yeni yollarda buluşsun, Maltepe’den fazlasına kapı açsın. Bu dileklerle adalet yürüyüşçülerine tutuklu siyasetçi arkadaşlarım adına kolaylıklar diliyorum. Adil, özgür ve demokratik bir Türkiye’de buluşmak üzere.”
HDP heyeti yürüyüşe destek ziyareti yapacak
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) başlattığı Adalet Yürüyüşü 19. gününde. Halkların Demokratik Partisi’nden bir heyet bugün Adalet Yürüyüşü’ne destek ziyaretine bulunacak. Heyet saat 14:00'te Figen Yüksekdağ’ın tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi önünde açıklama yapacak.
Heyette Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay, Eş Genel Başkan Yardımcıları Beycan Taşkıran, Saruhan Oluç, Sezai Temelli, Merkez Yürütme Kurulu üyeleri Beyza Üstün, Murat Mıhçı, Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, milletvekillerim Celal Doğan, Erol Dora, Ertuğrul Kürkçü, Feleknas Uca, Mithat Sancar ve Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk yer alacak.
İlgili haber...
Demirtaş: Edirne'ye Yürünmesi Talebim Yok
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın Adalet Yürüyüşü'ne dair yorumunu HDP Grup Başkanvekili Yıldırım paylaştı: "Meselenin Edirne’ye yürüme meselesi olmadığını, yürüyüşün tüm muhalif kesimleri buluşturmayı hedeflemesi gerektiğini söyledi."
Halkların Demokratik Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bugün 19. Gününe giren Adalet Yürüyüşü’ne dair “Benim Edirne’ye yürünmesi yönünde bir talebim yok” dedi.
Duvar’dan Özlem Akarsu Çelik’in haberine göre Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde ziyaret eden HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Demirtaş’ın yürüyüşe dair yorumunu paylaştı.
Yıldırım, şöyle aktardı:
“Selahattin Bey meselenin Edirne’ye yürüme meselesi olmadığını, yürüyüşün tüm muhalif kesimleri buluşturmayı hedeflemesi gerektiğini söyledi. Meselenin kendisinin tutukluluk hali ve mağduriyetinin ortadan kaldırılmasının ötesinde bir ‘adalet ihtiyacı’ olduğunu ifade ediyor ve bunun için yürüyüşün sözde değil pratikte de herkes için adalet sağlamaya evrilmesini önemsediğini belirtiyor.”
“Selahattin Bey, toplumsal dinamiklerin bir arada ülkeyi düzlüğe çıkarma çabasının önemli olduğunu, muğlak söylemlerin ötesine geçilmesi ve toplumsal muhalefetin süreklileştirilmesi gerekliliğine işaret ediyor."