Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının 'hukuki değeri olmadığını' ileri sürerek tahliye kararını bir kez daha vermedi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığına, kararın uyulmamasına karar verdi.
PolitiKARS’ın ajanslardan derlediği bilgilere göre; Yargıtay 3. Ceza Dairesi, "Anayasa Mahkemesi'nce verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığını, bu bağlamda Anayasa'nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını" belirtti.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez 'hak ihlali' kararı vermesinin ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın yeniden Yargıtay'a gönderilmesine karar vermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi dosyayla ilgili kararını bugün verdi. Daire, "Anayasa Mahkemesi'nce verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığını, bu bağlamda Anayasa'nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını" belirterek AYM'nin kararına uyulmamasına karar verdi.
Daire, söz konusu kararın 'juristokratik' bir davranış olduğunu bildirdi.
ŞÜKRAN ATALAY: BUNUN ADI ZULÜMDÜR
Can Atalay'ın annesi Şükran Atalay, Halk TV yayınına gönderdiği mesajda karara "Bunun adı zulümdür. Zalimlerin eline kaldık" sözleriyle tepki gösterdi.
JÜRİSTOKRASİ NEDİR?
Jüristokrasi, yargıçlar yönetimi olarak tanımlanmaktadır. Demokrasiye zıt bir kavramdır. Oligarşik bir yönetim biçimidir.
Jüristokrasi, fonskiyon gaspı ile de tanımlanmaktadır. Olgunlaşmamış demokrasilerde sıklıkla görülen juristokraside yargı kurumunun başındakilerin yorum kabiliyeti ön plana çıkar ve yargıçların yorumları ile şekillenen kanunlar ile ülke yönetilmeye çalışılır.
NE OLMUŞTU?
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay, Gezi Davası'nda Osman Kavala ile birlikte yargılanan 8 sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi Davasında Osman Kavala'yı "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay'ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise darbeye teşebbüse yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Can Atalay, cezaevinde tutuklu bulunurken 14 Mayıs seçimlerinde TİP'ten Hatay milletvekili seçildi. AYM, Gezi Davası'nda tutuklanan Can Atalay'ın 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesiyle ilgili yapılan başvuruda 25 Ekim'de oy çokluğuyla "seçilme hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiğine hükmetti.
Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek tahliyesinin gerektiğine hükmeden AYM kararını reddederken, hak ihlali kararı veren AYM üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.
Tahliye kararının uygulanmaması üzerine AYM'ye yapılan ikinci başvuruda 21 Aralık'ta ikinci kez, oy birliği ile hak ihlali kararı verildi. AYM'nin kısa kararı Gezi Davası'na bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme, AYM'nin ikinci hak ihlali kararına rağmen yine Can Atalay'ı tahliye etmeyerek dosyayı yeniden Yargıtay'a gönderdi.