Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğr. Gör. Osman Güldemir, Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının 10’uncu günü yapılan ‘Aşure’nin yapımını anlattı.
Muharrem ayının 10’uncu günü kutlanacak olan Aşure günü bu yıl 11 Ekim Salı gününe denk geliyor. Aşure, yapımında kullanılan ürünlerde bulunan vitamin, protein ve mineraller bakımından da son derece önemli bir besin kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Yemek kültürümüzde yer alan, yörelere göre yapımı değişen ve içeriğinde de en az 7 farklı ürün bulunan aşure, çeşitliliği nedeniyle enerjiye ihtiyacı olanlar ve özellikle çocuklar için önemli bir besin kaynağıdır.
“Aşure ölçülü miktarda tüketilirse sağlıklı bir yemek”
Aşurenin yüzyıllardır kültürlerde yeri olan bir yemek olduğunu dile getiren Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğr. Gör. Osman Güldemir, yaklaşan aşure günü öncesinde yapımını anlattı. Aşurenin genelde tatlı yapıldığını, ama tuzlu aşurelerin de bulunduğunu ifade eden Güldemir, “Aşureye sağlık ve beslenme açısından bakıldığında, içerisinde kuru baklagiller ve süslenmesi için fındık, fıstık, badem koyuluyor. İçerisine konulan ürünler yöreye göre çeşitlilik gösteriyor, ama en az 7 ürün konuluyor aşurenin içerisine. Beslenmede de bizim temel kaygımız farklı besinlerin öğünümüzde yer alması. Aşureye bakıldığında da her çeşit var ve hepsinin besin içeriği farklı. O yüzden sağlıklı bir yemek olduğu söylenebilir. Ama miktar önemli tabiî ki. Ölçülü tüketildiğinde doyurucu ve son derece faydalıdır. Yüksek enerji içerir” dedi.
“Kuru baklagiller öncesinde haşlanmalı”
Geleneksel olarak Muharrem ayında Anadolu’nun hemen her yerinde kaynatılan aşurenin yapımını da anlatan Öğr. Gör. Güldemir, şunları dile getirdi:
“Aşure yapımı yöreden yöreye değişir. Aşurede kullanılan kuru baklagiller, öncesinde ıslanır, yıkanır ve ön pişirmeye tabi tutulur. Ön pişirmeden sonra çıkan kabukları, zarları ayıklanır ki nihai üründe kötü görüntü oluşmasın. Sonrasında buğday haşlanır. Buğday bol miktarda nişasta içerir ve haşlandıkça koyu, sulu kıvam oluşturur. Bu haşlanan buğdayın içerisine önceden haşlanan kuru baklagiller ilave edilir. Bunlar yeterince harmanlanıp piştikten sonra arzu edilen meyveler ilave edilir. Elma, armut, ayva gibi. Bunlar da kabuğuyla değil, kabuğu ve çekirdeği ayıklanıp arzu edilen ufaklıklarda doğrandıktan sonra koyulur. İncir, kayısı, erik gibi kuru meyveler koyulacaksa da bunları öncesinde biraz ıslatmak gerekiyor. Harmanlayıp kıvamı kontrol edilir. Rengi biraz açık olsun istiyorsak başka bir kapta sütlü bir şerbet hazırlayabiliriz. Bunun için de ölçülü miktarda şeker ve süt kaynatılıp aşureye ilave edilir.”
Hazırlanan aşurenin kaselere konulduktan sonra nar taneleri, fındık, ceviz ve bademle süslenmesine geçildiğini aktaran Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğr. Gör. Osman Güldemir, aşurenin ılıkken servis edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.