Türkiye'nin Psikolojisi Bozuldu, ‘Sindirim Sistemi’ Alarm Veriyor

Türkiye, psikolojik nedenler ile fonksiyonel sindirim sistemi yani yemek borusu, bağırsak, mide ve makat ile ilgili sorunları en sık yaşayan ülkelerden oldu. 

Türkiye, psikolojik nedenler ile fonksiyonel sindirim sistemi yani yemek borusu, bağırsak, mide ve makat ile ilgili sorunları en sık yaşayan ülkelerden oldu. 

33 ülkede yapılan çalışmada Mısır yüzde 60 ile anksiyete, depresyon ve somatizasyon nedeniyle en fazla problem yaşayan ülke olurken, Türkiye ise yüzde 54 ile ikinci ülke oldu. Uzmanlara göre bu durum sindirim sistemi sorunlarını da beraberinde getiriyor.

PolitiKARS’ın BirGün’den derlediği bilgilere göre; 33 ülkeden 73 bin yetişkin ile görüşen gastroenteroloji uzmanları, fonksiyonel sindirim sistemi hastalıkları ile ruh sağlığı ilişkisini inceledi. 

Türkiye depresyon, kaygı ve psikolojik stresin fiziksel olarak dışa vurumunu en fazla yaşayan ikinci ülke oldu. Stresin fiziksel yakınma olarak kendini göstermesi durumu olan somatizasyonda ise birinci oldu. Bu 3 psikolojik sorundan birini ya da birkaçını yaşayanlarda ise hazımsızlık, ishal, kabız, huzursuz bağırsak sendromu gibi fonksiyonel sindirim sistemi hastalıkları daha fazla görülüyor. Prof. Dr. Serhat Bor, “Türkiye’de sokaktaki her 10 insandan 5.5’u somatizasyon, depresyon ve kaygı yaşıyor” dedi.  

40. Ulusal Gastroenteroloji Haftası ve 11. Ulusal Gastroenteroloji Cerrahisi Kongresi 21-26 Kasım tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi. Toplantıda Roma Vakfı tarafından yapılan Roma IV adlı çalışmanın verileri açıklandı. 6 kıtada, yüz yüze ve internet üzerinden yapılan tarama ile gerçekleşen çalışmanın iki aşamada gerçekleştirildiği belirtildi. Taramaların bir etabında sindirim sistemi şikayetleri ve anksiyete, depresyon ve somatizasyon gibi psikolojik stresin vücutta ne kadar şikâyete döndüğüne bakıldığı, ikinci etabında ise fonksiyonel sindirim sistemi hastalıklarına bakıldığı kaydedildi.

HAZIMSIZLIK VE PSİKOLOJİ İLİŞKİSİ 

Buna göre psikolojik sorun yaşayanlarda sindirim sistemi hastalıklarının daha fazla olduğu, daha fazla organı etkilediği ve daha ağır geçtiği görüldü. Yani şiddetli kabızlık, ishal, huzursuz bağırsak sendromu, hazımsızlık, mide ve bağırsak problemleri daha fazla görülüyor. Çalışmanın Türkiye araştırmacısı Prof. Serhat Bor, ''Roma çalışmasında huzursuz bağırsak sendromu (IBS), ishal, kabızlık, hazımsızlık, reflü hastalığı gibi hastalıklar ile stres, kaygı, depresyon ilişkisi ele alındı. Bu çalışmaya göre bağırsak problemleri yaşayanlarda dünya ortalaması 37.7 idi. En düşük yüzde 24 ile Hollanda, sonra Japonya ve Çin yüzde 27 ile geliyor. Yüzde 60 ile dünya birincisi Mısır, yüzde 54 ile dünya ikincisi ise biziz. Biz bu sonuçları bekliyorduk ancak bu kadarı bizi de şaşırttı. Hepimizin biraz depresyonu, kaygısı vardır. Bunlar hastalar üzerinde değil internet ile ve yüz yüze yaptığımız çalışma. Yani Türkiye’de yolda yürüyen 10 kişinin 5.5’u somatizasyon, depresyon, anksiyete yaşıyor. Ne yazık ki dünya birincisiyiz'' dedi.

DEPRESYON, BAĞIRSAK HAREKETLERİNİ BOZUYOR

Anksiyete ve depresyon olan kişilerde bağırsak hastalıklarının daha ağır hissedildiğini anlatan Bor, “Bu insanlar anksiyete nedeniyle daha fazla tetkik yapıyor ve bunun sonucunda da genç bir kadın gereksiz yere 3 kere kolonoskopi olabiliyor. Hiçbir sorunu olmayan 40 bin kişi ile yapılan araştırmanın bu bölümünde ise yüzde 37 psikiyatrik sorun çıktı. Sorun çıkanlarda da fonksiyonel hastalık daha yüksek. Fonksiyonel gastrointestinal (GIS) hastalıkları, sindirim sistemi işlev bozukluklarını ifade eden bir grup durumu kapsar. Bu hastalıklar arasında irritabl bağırsak sendromu (IBS), fonksiyonel dispepsi (hazımsızlık), irritabl bağırsak hastalığı (İBH) ve reflü hastalığı gibi durumlar yer almaktadır. Fonksiyonel gastrointestinal hastalıkları ile anksiyete arasında sık sık bir etkileşim olduğu gözlemlenmektedir. Bu tür hastalıkların belirtileri, stres, kaygı ve duygusal durumlarla ilişkilenebilir. Özellikle irritabl bağırsaksendromu (IBS), fonksiyonel dispepsi, gastroözofageal reflü hastalığı gibi GIS hastalıkları, anksiyete düzeylerini artırabilir ve aynı şekilde anksiyete, GIS belirtilerini şiddetlendirebilir. 

Tedavide, hem GIS belirtileriyle başa çıkmak hem deanksiyeteyi yönetmek önemlidir. İlaçlar, psikoterapi, stres yönetimi teknikleri, düzenli egzersiz ve diyet değişiklikleri gibi çeşitli yaklaşımlar kullanılabilir. Ayrıca, multidisipliner bir ekip yaklaşımı, hastalara hemfiziksel hem de duygusal açıdan destek sağlamada etkili olabilir. Hastalar, bu konuda uzman bir doktorla veya sağlık profesyoneliyle görüşmeli ve bireysel bir tedavi planı oluşturmalıdır.'' ifadelerini kullandı.

Sağlık Haberleri

Bebekler İçin Hızlı Adımlar.. Sağlık Bakanlığı 'İstinaf' Sürecini Başlattı! 
Mali Denetimler Tartışma Yarattı.. Eczacıların Korkuları ve Adalet Arayışı!
'Eczacılık Eğitimi'nde Kriz.. Kalite Sorunları ve İşsizlik Tehlikesi Pekişiyor!
MHRS'de Yeni Dönem.. Onaylanmamış Randevular Geçersiz Sayılacak!