Kürt sanatçı Şivan Perwer önümüzdeki yıl sanat yaşamının elli yılı geride bırakacak. Perwer önümüzdeki yıl 50. yıl konserleri kapsamında birçok ülkede konserler verecek.
Hewlêr’deki (Erbil) evinde söyleşi yapan Gazete Duvar’dan Bircan Değirmenci’nin haberine göre Perwer, sürgünde geçen sanat yaşamı boyunca Türkiye’de hiç tek başına bir konser vermedi.
Perwer son 16 Kasım 2013 tarihinde Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Lideri Mesut Barzani ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile birlikte Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda yapılan toplu açılış törenine katılmış ve orada, 38 yıl sonra ilk kez bir konser vermişti.
Perwer “Artık farklılıklar yasaklanmayacak” dediği 2013 yılındaki açılış töreninde şunları söylemişti: “38 yıldan sonra ben buradan ayrıldığımda bir delikanlıydım, bir gençtim. Şimdi bir yaşlı adam olarak geri döndüm. Değerli Türkiye’mizin Başbakanı büyük bir mayayı temiz süte kattı, bugün dostluğun kardeşliği kutluyoruz. Var olsunlar, ellerine sağlık. Her bunun için emek veren, bunun için yüreği çarpan herkese teşekkür ediyoruz. Umarım bütün Türkiye bunu düşünecektir, artık farklılıklar artık yasak edilmeyecek. Biz hep yasaklarla paylaştık. Yasak olduğu için bu ülkeden ayrıldık.”
TÜRKİYE’DE BERBAT BİR SİYASET YAPILIYOR!
Perwer “Açılım oldu, davet edildik, gittik ama başka şeylerle karşılaştık,” dediği söyleşisinde Türkiye’de “berbat bir siyasetin yapıldığını” aktarıyor.
Perwer’in söyleşisinden bazı kesitler şöyle: “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü’ diyorsun. Oysaki yok ediyorsun. Allah Kürdü de yaratmış, sen seviyor musun? Öldürüyorsun, bombalıyorsun, yasaklıyorsun. Bir de bazı yerlerde demokrat kesilerek, 'Asimilasyon en büyük suçtur, faşizmdir' diyorlar ama 30 milyon Kürdü Türkiye’de yüzyıldır asimile ediyorlar. Kürt, ‘hayır, ben yok olamam’ dedi. Çünkü benim tarihte yarattığım değerler seninkinden katbekat üstündür. Açılım meselesi de oldu, davet edildik, gittik ama başka şeylerle karşılaştık. Biz kişilerin sözlerini değil, niyetlerini anlamaya çalıştık. Sonra baktık ki niyet ve söz aynı şey değil.
"Dünyanın her ülkesinde şarkı söyledim ama doğduğum topraklarda söyleyemedim. Milyonlarca insan var orada. Belki 4-5 milyonu dışarıda. Dışarıda olan her Kürde defalarca söylemişim. Bıkmadan, yorulmadan binlerce kilometre kat edip beni seyre geliyorlar. Millet ve ben de o özlem ve hasret içindeyiz. Yavaş yavaş yaşlanıyorum, bir hastalık olsa, bir kaza olsa kendi insanımı, halkımı görmeden gittim, eyvah. Ben Kîne em’i, Xezale'yi, Halepçe’yi kendi halkıma, kendi ülkemde söyleyemedim. Bu çok acı bir şey.”
- Söyleşinin tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz.