Yazabilmek yürek ister…
Yazın hayatı içinde gerçekten önemsenmek bir gururdur kişi için. Naçizane; bu kulvarda gündeme dair yazabilme ve dünyayı değiştirip dönüştürme konusunda cesaret göstermek önemli olsa gerek! Kirliliklerin ortasında “düzgün ve doğru” durmak gerekir.
Yazılardaki samimiyet ve yürekten yaklaşım geleceği yaratma konusunda çok belirleyici bir unsurdur. Tutuklu yürekleri ve beyinleri özgür kılmak gibi bir görev almış olmalı insan.
Özellikle gündem içinde savrulan yaprak misali olmak değil, söylenecek sözüm var diyebile yürekliliği gerekir. Kimsenin adamı olmamak için, sadece halkının ve toplumunun önünü açacak ve sesini yükseltip yüreklere su serpmek gibi bir görevim var diyebilmek; çıkarsız ve yalansız çırılçıplak duruyorsanız insanlığın karşısında, taraftarınız oluyor ve sesiniz daha da gür çıkıyor.
Bu niyetle olaylara yaklaşırken hep objektif olabilme gayreti için de olmaya çalışıyorum. Çoğu zaman kendimi olayların birebir içinde ve donanımlı olabilmem gerek şartlanması ile dikkatli davranıyorum.
Azami hassasiyet ile olaylara yaklaşmak gerekir. Kısaca gündemi biraz yazmak gerekiyor. Başlıklar halinde yaklaşıcam… İleriki dönemde ayrıntılı çözümler ile değerlendirmelere kaldığımız yerden devam edeceğim.
Irak ve Ortadoğu…
Daha önce yazmış olduğum ve yayınlanan yazılarımda ayrıntısı ile çözüm ve değerleme yapmış olduğum; Irak ve Ortadoğu düzeneğinde bahar ile birlikte tansiyon gerçekten HER YERİ ateş altına alabilecek oranda yükselmiştir.
Sıradanlaşan ve kanıksanan ölümlerin ülkesi Irak'ta, dengeler o kadar hızla değişiyor ki! İran İngiliz polemiği; İran siyasetinin zaferi gibi gözüken ve sorunların çözülebileceği konusunda bir umut olabilmesi anlamında değerlendirilmesi gereken bir olaydır.
Ortadoğu Fatihi ABD ve İngiltere, belli oranda prestij kaybıyla karşı karşıya kaldılar. İnsanlık tarafında hiçbir haklı yanı kalmayan bu ikili İran denizinde boğulmanın eşiğinden döndüler.
Kuzeyinde Irak’ın değişen pek bir şey yok gibi.. Devletleşme konusunda epey yol alan Kürtler; uluslararası siyaset içinde etkin bir rol aldıklarının cesareti ile ciddi hamleler atmaktadırlar. Irak özeli üzerindeki siyasetin dışında tüm Kürtleri derinden etkileyen söylem içindedirler. Türkiye ve Türk kamuoyunu tetikleyen bu sahiplenme, Kerkük ve Diyarbakır tartışmasını tetiklemiştir. Karşılıklı restleşme gündemde birinci sıraya çıkmıştır.
Çankaya Seçimi…
14 Nisan Mitingi denen gövde gösterisinin etkisindeki Cumhurbaşkanlığı Seçimi, gerçekten ülke gündeminin en önemli maddesi olmakta.. Erdoğan ve AKP, kendi meclis grubuna Grup Başkanı seçimi yapıyor edası içinde olmasına rağmen; “rejim ile restleşme” devam ediyor. Büyükanıt Paşanın sivil muhtıra niteliğindeki açıklamaları, yansımaları gölgesinde derinleşen Çankaya Seçimi bugünden itibaren yasal sürecini başlatıyor.
En önemli olasılık Erdoğan’ın belirleyeceği birinin seçilmesidir.
Cumhurbaşkanı seçtirmeyi başaran Erdoğan, tüm kaleleri fetheden bir kahraman ilan edilecektir. Dinci siyasi örgütlenmenin kazanımı ve iktidarını derinleştirmenin göstergesidir.
Rejim tehlikede söylemi üzerinde geliştirilen muhalefet tarzı, AKP ve Erdoğan Hükümetini daha güçlü kılmaktadır. Demokrasi ve demokratik yaşam biçiminin sorgulanmadığı, haksızlıkların ve soygun düzenini derinleştiren bir muhalefet, kendi eli ile iktidarı teslim etmiştir. Kendine güvenmeyi öğrenen AKP, sistemi de kendi düşünce tarzına göre belirlemenin gayreti içindedir.
CHP ve düşüncesi (sol hariç), mevcut hali ile iflas etmiştir.
İnandırıcı değildir.
Halka ve yığınlara arkasını dönen bir anlayış iktidar alternatifi olamaz.
Türkiye Halkı, yeni Cumhurbaşkanı’na alışmak durumundadır.
Hadi RASTGELE..!
15.04.2007 Kars