Gezi davasından kararını açıklayan mahkeme heyeti iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 24-25 Aralık'a erteledi.
Gezi Parkı olaylarına ilişkin aralarında iş insanı Osman Kavala'nın tutuklu bulunduğu 6'sı firari, 16 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesitarafından Silivri Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda devam edildi.
Aranın ardından Tayfun Karaman'ın savunmasına geçildi. Mahkeme heyetinin "Taksim Dayanışması'nın sözcülerinden olduğunuz doğru mudur?" sorusuna Karaman, "Şehir Plancıları Odası adına sözcülük yaptım. Taksim Dayanışması içinde faaliyette bulundum. Garaj İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıya davet edildiğim için katıldım. İddianamede yer alan sosyal medya paylaşımları ise üyesi olduğum Taksim Dayanışması’nın tweetilerini retwetten ibarettir" dedi.
‘BAŞBAKANA TALEPLERİ İLETTİK’
O dönemde Asli Aydın Taşbaş ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin ise Karaman, "Kendisi Gezi sürecine ilişkin beni aradı ve fikirleri aktardı. Ben de orada tek bir siyasi partinin yer almadığını ve doğal olarak da eylemin tek bir etnik kimliğe indirgenmemesi gerektiğini ifade ettim. Taksim Dayanışması’nın içerisine bir çok siyasi parti dahildir. Oradaki konuşmam da buna ilişkindir. Bizler o dönemde bu ülkenin başbakanı ile görüştük ve eylemcilerin taleplerini onlara da aktardık. Gezi eylemleri o güne kadar bastırılan hak taleplerinin dile getirildiği bir şeydi" ifadelerini kullandı.
‘BU KAYITLAR NEREDE?'
Ardından geçen duruşma tahliye olan Yiğit Aksakoğlu'nun savunmasına geçildi. Aksakoğlu iddianamede Bilgi Üniversitesi'nde görevli olduğu bilgisinin yanlış olduğunu belirterek, "İddianame yazılmadan 10 sene önce oradan ayrıldım. Garaj İstanbul toplantı ise Gezi'de ne olduğunun konuşulduğu, 31 kişinin katıldığı bir toplantıdır. Bu toplantıda kolaylaştırıcılık yaptım. Bu Siyaset Meydanı'nda Ali Kırca'nın yaptığı gibi bir iştir. Ben 220 gün cezaevinde yattım. Bu okuduğunuz tapelerin hiçbirini dinlemedim. Bu kayıtlar nerede? Bu polisler bunları yaptığı için yargılanıyor" dedi.
‘GÖRÜŞMEK İSTEYİP İSTEMEDİĞİNİ SORDUM’
Daha sonra Yiğit Ali Emekçi'in savunmasına geçildi. Mahkeme Başkanı’nın "Sizin devletin biber gazı alımına ambargo konulması ile ilgili bir çalışmanız oldu mu?" sorusuna Emekçi, "Hayır, böyle bir çalışma olmadı. Ablam, Avrupa Komisyonu İnsan Hakları Komiserliği'nde çalışıyor. Kavala’ya onun Türkiye'ye geleceğini bu konularla ilgili görüşmek isteyip istemediğini söyledim” diye belirtti.
‘DAVA HEPİMİZ İÇİN ZAMAN KAYBIDIR’
Son olarak savunması alınan Çiğdem Mater de, “İddianamede bizim bir film yaptığımız söyleniyor ve linki veriliyor. Bir mucizeden bahsediliyor. Çekilmemiş bir filmin linki var iddianamede. Film çekmek zor bir iş. Gezi olaylarından sonra epey bir arşiv oluştu. O dönemde Türkiyeli sinemacıların elinde epey görüntü vardı. Uzun yıllardır Ermenistan-Türkiye Film Festivali organizasyonundayım. Altın Kayısı Film Festivali için yeterli fonumuz yoktu. Açık Toplum Vakfı'ndan Saraybosna’daki film festivalinde, film projemizi konuşmak için ulaşım desteği aldık. Onlar bize İstanbul-Saraybosna arasında gidiş dönüş 3 bilet aldılar. Bu toplam 500 dolara denk geliyor" ifadelerine yer verdi. Tape'lerin altında imzası bulunan bütün hakimlerin şuan cezaevinde bulunduğunu vurgulayan Mater, "Onun için bu dava hepimiz için zaman kaybıdır" dedi.
Savunmaların ardından avukatların savunmasına geçildi.
MAHKEME ERTELENDİ
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, firari sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının infazının beklenmesine ve müştekilere çıkarılan davetiyelerin ulaşmasının beklenmesine karar verdi.
İnanç Ekmekçi hakkında yakalama kararı çıkarılmasına karar veren mahkeme, Murat Papuç'un dinlenmesi için çağrılmasına, usulüne uygun çağrılan tanık Hasan Gül hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına hüküm etti.
Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 24-25 Aralık'a erteledi.