BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın haberine göre, De Telegraaf haberi, ‘Lahey, Türk ajanların yuvası' manşetiyle duyurdu.
Gazete haberini, Lahey'de görevli olduğu öne sürülen bir MİT görevlisi ile Hamburg'da yaşayan Kürt asıllı Mustafa Karataş arasında geçtiği belirtilen ses kaydına dayandırdı.
‘LAHEY'DEKİ ŞEFİME SORAYIM'
Hamburg Belediye Meclisi üyesi Cansu Özdemir'e e-posta yoluyla gönderilen ve daha sonra Hamburg polisine verilen ses kaydında, Karataş ile MİT mensubu olduğu belirtilen kişi, ‘ortadan kaldırılması gereken PKK'liler' konusundaki bir liste üzerinde konuşuyor.
Habere göre, MİT mensubu olduğu öne sürülen kişi, eski BDP milletvekili Sevahir Bayındır hakkında kapsamlı bilgi alamadıklarını söylüyor: "Çok sık yer değiştiriyor. Eski parlamenter olduğu için çok iyi korunuyor. Tam olarak ortadan kaldırmak mümkün değil. Operasyondan 3 saat öncesine kadar net bilgiye ihtiyacımız var."
Karataş'ın "Bana para lazım" demesi üzerine karşıdaki kişi, "Lahey'deki şefime sorayım. Amirlerimle bu konunun detaylarını konuşmak için Lahey'e uçacağım" karşılığını veriyor.
‘HOLLANDA'DAKİ KÜRTLERİN ENDİŞESİ ARTTI'
De Telegraaf'a göre bu konuşma, MİT'in Lahey'de bir komuta kontrol merkezi bulunduğu iddialarını güçlendiriyor.
Gazete, Hollanda hükümetinin bu iddiaları ciddiye aldığını ancak resmi açıklama yapmadığını belirtti.
Terör uzmanı Prof. Edwin Bakker, iddialarının doğru olabileceğini ve Türkiye'nin Hollanda'yı yakından izlediğini belirtti.
Bakker, Paris'te üç Kürt kadın siyasetçiden biri olan Sakine Cansız'ın ailesinin Hollanda'da yaşadığını ve katil zanlısı Ömer Güney'in, olaydan birkaç hafta önce Zeeland eyaletindeki bir kamp sırasında gözaltına alındığını anımsattı.
Hollanda Kürt Federasyonu'ndan Latif Tali ise, Paris'teki cinayet sonrası Hollanda'daki Kürtler arasında endişelerin arttığını söyledi.
Tali, "Toplantılara veya derneğe gelmekten korkan insanlar tanıyorum. Gözetlendiğimizi biliyoruz. Bu da güvensizlik duygusunu arttırıyor" dedi.
‘HOLLANDA GÖZ YUMUYOR'
Türkiye uzmanı Prof. Erik Jan Zürcher de, 2009 yılından bu yana Avrupa Birliği (AB) terör örgütleri listesinde yer alan PKK'nin faaliyetlerinin Hollanda'da resmen yasak olduğuna işaret etti.
Hollanda'nın ‘yaşa ve yaşat' ilkesine dayanarak PKK faaliyetlerine göz yumduğunu savunan Zürcher, bu tolerans politikasını ‘Türkiye'nin gözüne batan diken' olarak tanımladı.