Siyasetçi, avukat ve yazar Mahmut Alınak'ı Facebook üzerinden tehdit eden emekli polis hakkında yapılan suç duyurusuna, "şirketin yer sağlayıcısı ABD'de" olduğu gerekçesiyle takipsizlik verildi.
Mahmut Alınak, bir süre önce "hamza.salman.186" adlı Facebook kullanıcısı tarafından hakkında yapılan bir haberin altına yapılan yorumla tehdit edildi. Alınak’ın avukat oğlu Bişar Abdi Alınak, kullanıcı hakkında "sesli yazılı ve görüntülü bir ileti ile hakaret” suçlamasıyla Kars Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Fakat Cumhuriyet Savcısı L.G., yapılan başvuru hakkında “kovuşturmaya yer yok” kararı verdi.
GEREKÇE: YER SAĞLAYICISI ABD'DE
PolitiKARS’ın MA'dan derlediği bilgilere göre; kararda "hamza.salman.186" adlı kullanıcının profil sayfası ziyaret edildiğinde şüphelinin kimlik bilgilerinin tespitine yarar bilgi ve belgeye rastlanmadığı ileri sürüldü. Bu duruma gerekçe olarak ise, Facebook yer sağlayıcısının Amerika Birleşik Devletleri olması gösterildi.
'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ GÜVENCESİ KAPSAMINDA'
Kararda, “(...) facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde hamza.salman.186 profil sahibinin tespiti amacıyla yapılan araştırmalarda, yer sağlayıcısının Amerika Birleşik Devletleri olduğu ve Amerika Birleşik Devletleri yetkili makamları ile www.facebook.com’un Türkiye temsilciliklerinden bu konuda cevap alınmadığı, şüphelinin tespiti amacıyla açık kaynaklar üzerinden www.facebook.com isimli sosyal medya paylaşım sitesinde Hamza Salman’a ait profil sayfası ziyaret edildiğinde şüphelinin kimlik bilgilerinin tespitine yarar bilgi ve belgeye rastlanılmadığının belirtildiği, tahkikat sonucu yapılan değerlendirmede; Facebook isimli internet sitesi sunucularının ABD’de bulunduğu, Amerika Birleşik Devletleri’ne yazılan istinabe evraklarına da ifade özgürlüğü güvencesi kapsamında olduğundan bahisle cevap verilmediği, bu suçlarda şüphelinin fiziki kimliklerine ulaşmanın ancak yapılan elektronik işlemlerin ana server sağlayıcılar üzerinde tutulan ve 'log file' olarak adlandırılan işlem dosyalarına ulaşılarak, burada işlem yapan bilgisayarların kimlik dosyaları niteliğindeki IP numaralarından hareketle mümkün olduğu, gerek mail, gerek facebook gerekse yahoo gibi yurt dışı kaynaklı hizmet sağlayıcıları üzerinden gönderilen e-maillerin header (başlıklı) çıktılarında gönderilerin IP numarasının bazen yazılı olduğu görülse de hizmet sağlayıcı kuruluştan (Facebook, instagram, Google veya Yahoo v.b) doğrulanmadıktan sonra kesin delil olmayacağı, gizliliğine ilişkin hükümler gereği, söz konusu bilgilere ulaşılmasının mümkün bulunmadığı" kaydedildi.
Kararın devamında, "İlgili sitenin bağlı olduğu elektronik servis hizmetleri yurtdışı kaynaklı olmakla yabancı ülke şirket ve serverlerinin kullanılması nedeniyle faili meçhul şüphelinin hamza.salman.186 rumuzlu adresinin açık kimlik bilgilerinin tespit edilmesinin mümkün bulunmadığı..." ifadelerine yer verildi.
AV. ALINAK: İSTENİRSE BULUNUYOR
Kararı değerlendiren Avukat Bişar Abdi Alınak, öne sürülen ret gerekçesinin aksine bilişim suçlarını içeren dava dosyalarında binlerce şüphelinin farklı sistemler kullanılarak tespit edilebildiğini dile getirdi. Av. Alınak, bu durum göz önünde bulundurulduğunda kararın yargıdaki tarafgirliğin göstergesi olduğunu ifade etti.
Muhaliflere yönelik her türlü saldırının örtbas edildiğini dile getiren Alınak, şunları söyledi: "Kemal Kurkut, Tahir Elçi davasında kaplumbağa hızında yürüyen yargı, ne hikmetse muhaliflerin yargılandığı davalarda şimşek hızında hareket edebiliyor. Cezasızlık politikasıyla failleri koruyan bir yargıyla karşı karşıyayız. Eğer bu ülkede mağdur bir Kürt ya da muhalifse yargıya intikal etmiş davalarda takipsizliklerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu soruşturma dosyasında da emekli bir polis memuru, yaptığı açık hakarete rağmen 'Facebook’un temsilciliğinin bulunmadığı' mazeretiyle korunmaya çalışılmıştır. Karar, yargının kişiye özel işletildiğinin de bir kanıtıdır."
"Cumhurbaşkanı'na hareket etmek" gerekçesiyle açılan dava dosyalarının 63 binin üzerinde olduğunu anımsatan Alınak, "Cumhurbaşkanına uygulanan hukuk ne yazık ki Kürtlere ve muhaliflere uygulanmıyor. İktidar mensubu isen, kanun seni korur. Yok değil isen, sana her türlü davranış mubah mantığıyla yürüyen bir sonuç söz konusu” diye konuştu.
‘KARARLARDA SORUMLU HÜKÜMETTİR’
Bazı yargı mensuplarının "takdir hakkını" kötüye kullandığını da vurgulayan Alınak, şöyle devam etti: “Takipsizlik kararına ilişkin itirazlarımızı yaptık ve şimdilik Sulh Ceza Hakimliği’nin kararını bekleyeceğiz. Savcıların hukuku yok sayan bu denli keyfi kararlar almasının da, 'kraldan daha kralcı' bir yaklaşımla hareket edilmesinin sorumlusu da hükümettir. Anayasadaki kanunlar önünde eşitlik ilkesi ne yazık ki Kürtler ve muhalifler için geçerli değil. Cezasızlık politikası yargıyı her yönüyle sarmış durumda."