Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
“Ege’de, egemenliği açıkça Yunanistan’a verilmemiş 18 adamız var. Horoz öttüğünde duyuyoruz. Yunanistan’ın bayrağı var, Yunanistan işgal etmiş vaziyette. Bunların dilinde milliyetçilik düşmüyor. Burnumuzun dibinde 18 adayı kaybettik. Binali Yıldırım’a soruyorum. 18 adayı geri alacak mısın? Almayacak mısın? Milliyetçi misin değil misin?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, şehit ve gaziler arasındaki farklılığı ortadan kaldıracak kanun tekliflerini TBMM Başkanlığına sunacaklarını da belirtti.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle...
“Şehit, gazi ayrımı yapmayalım”
“Eğer bir yönetim, ülkeyi yönetenler şehitlerimiz ve gazilerimiz arasında ayrım yapıyorsa o hükümet Türkiye’yi bölen, bölücü bir hükümettir. Şehitler gaziler ayrı tutulur mu?
“Bunlar ne dediler? Bedelliden elde edilecek gelir şehit ve gazi ailelerine teslim edilecek dediler. Bir kuruşunu dahi teslim etmediler. Bu havuz medyası dediğimiz medya bu konuda tek satır yazdılar mı? Yazmadılar. Çünkü kalemlerini başka yere kiraladılar. Parayla yazıyorlar parayla, vicdanla ahlakla yazmıyorlar. Parayla yazıyorsan sen adam değilsin, gazeteci değilsin.
“Şehit ailelerine 450 bin lira tazminat veriliyor, gazilerin aylığı da 6 bin lira. Yahu insaf, ne 450 bin lira verildi, ne 6 bin lira alan var. Yok öyle bir şey. Bakın ayrımcılığın ölçüsünü söyleyeyim. Nakdi tazminat, terörle mücadele ederken askerin ailesine verilen 87 bin 850 lira. Peki 15 Temmuz şehidinin ailesine verilen 101 bin lira. Bu ayrımcılık değil midir? Buna hangi inanç, ahlak izin verir?
“15 Temmuz şehidine 101 bin lira veriyorsun. Eyvallah ver kardeşim, diğer şehit ailesine de ver. Sayın Binali Yıldırım sana soruyorum, dağın tepesinde şehit olan kimin şehidi?
“Derecelere göre gazilere nakdi tazminat ödeniyor. 21 bin 963 lira terör gazisine, 25 bin 256 lira 15 Temmuz gazisine veriliyor. Birisine 65 bin lira, 75 bin lira veriliyor.
“Bir KHK çıkardılar. KHK’da da ayrıcalık yaptılar. PKK ile mücadelede şehit olan polis subay astsubay sözleşmeli er ve erbaşlara tanınmayan hak 15 Temmuz gecesi şehit olan polis asker ve sivillere tanındı.
“Hukukçu bir arkadaşımız var, Muğla vekilimiz var. Şehitler ve gaziler arasındaki farklılığı ortadan kaldırmak için bir kanun teklifini TBMM’ye vereceğiz.
“Şimdi Binali Yıldırım’a çok açık ve net bir çağrıda bulunuyorum. Gel el ele verelim, biz kanun teklifi hazırladık, siz de hazırlayın. Ortak imza ile parlamentoya getirelim. Şehitler arasındaki ayrımı kaldıralım. Sayın Binali Yıldırım’a çağrıda bulunuyorum. Gelirse başımızın üstüne, gelmezse bunu genel kurula indireceğiz.
“Sayın Binali Yıldırım’a çağrım, şehitler için neyse gaziler için de odur. Gel, şehitlerimiz ve gazilerimiz arasında hiçbir ayrım yapmayalım.
Esnaflar
“Bir kanun teklifi verdik. Dedik ki, nasıl işçi işsiz kaldığında işsizlik sigortasından para alıyorsa, esnaf da işsiz kaldığında ona da güvence sağlansın. Binali Yıldırım’a çağrımdır. Esnafı düşünüyorsan, esnafı destekliyoruz diyorsan gel kardeşim bu kanunu hep beraber çıkaralım.
“Nuriye Gülman diye bir akademisyen var. Genç bir kadın, üniversitede ders veriyor. KHK ile bunu kapının önüne koydular. Eline bir kağıt alıyor, İnsan Hakları Heykeli’nin önünde diyor ki beni işimden ayırmayın diyor. Polis geliyor, karakola gidiyor serbest bırakıyor. Tekrar gidiyor oraya, heykelin önünde duruyor. Bu kişiyi desteklemek için Trabzon’da 4 öğretmen oturma eylemi yapıyorlar. Kimseye bir şey demiyorlar, esnafı rahatsız etmiyorlar. Bir hakkı arıyorlar, adaleti arıyorlar.
“Bir esnaf kardeşim geliyor bu öğretmenlerle tartışıyor, başka esnaf kardeşim çay ikram ediyor. Tartışan esnaf kardeşime seslenmek isterim, ben senin hakkını sonuna kadar savunuyorum. O öğretmen, Ankara’daki başka bir öğretmenin hakkını savunuyor. Adalet herkes için geçerlidir. İşine son verilen birisi için de geçerlidir. Eğer adaleti savunmazsak, yarın biri gelir dükkanını kapatırsa, hiç endişelenme senin yanında biz oluruz.
Ekonomi yönetimi
“Üreticiler de Antalya’da eylem yapıyorlar. En son içinde domates olan bir tabutun önünde cenaze namazı kıldılar. Domates satılmıyor diye. Bütün girdilerde artış var, domates düşmüş vaziyette.
“Ekonomiyi bunlar yönetiyor mu? İyi yönetemiyor. Kimse önünü göremiyor. Sayın başbakan diyor 15 gün önce, bankaları tehdit etti. Faizleri indirin, yoksa gereğini yaparız diye.
“Dolar düştü mü? İstikrar geldi mi? Hayır. Ne oldu? Tehdit ettiğiyle kaldı. Sayın cumhurbaşkanı o da tehdit ediyor, faizler düşürün diyor. Ben bu kadar işsizlik olacağını sanmıyorum diyor. Sanki CHP iktidarda. İşsizliği bu hale getiren sizsiniz. Merkez Bankasına talimat veriyor, faizleri derhal indirin. Merkez Bankası tam tersine faizleri artırıyor.
“Ekonomi bakanı konuşmuş, ben OHAL istemiyorum diyor. Sanki OHAL kararının altında Fransa Ekonomi Bakanı’nın imzası var. O zaman istifa et. Hem imzalıyorsun, hem de ben OHAL’i istemiyorum diyorsun. Sen ekonomiden de anlamıyorsun.
“Yine ekonomi uzmanı olan Sayın Binali Yıldırım, bir ekonomi dehası olan Binali Yıldırım “Her şeyi getirip dolara bağlamanın anlamı yok. Yani çıkıyor-iniyor” diyor. Dedim ya bir ekonomi dehası konuşuyor. Bu ekonomi tarihine geçecek önemli bir cümle. Petrol nereye bağlı? Dolara bağlı. Türkiye’nin gerçeği mi evet. Dolar düştüğünde sen benzin fiyatlarını düşürdün mü? Düşürmedin. AVM’de kiralar neye bağlı? Dolara, Euro’ya bağlı. Köprü ve otoyol geçişleri dolara ve Euro’ya bağlı. Hammadde ithalatı neye bağlı dolara bağlı. Peki hükümetin verdiği garantiler? Onlar da dolara bağlı. Köprüden 40 bin araç geçmezse, gidip ödeyecek. Daha zamlar yansımadı. İğneden ipliğe her şeye zam gelecek. En büyük zararı da esnaf işçi memur görecek.
Dış politika
Dış politikada cumhuriyet tarihinin en büyük yenilgisini yaşıyoruz. Bir haftadır Suriye’den şehitlerimiz geldi. Kimin vurduğunu bulamıyorlar bir türlü. Biliyorlar da söyleyemiyorlar. Biz size demedik mi Suriye’de ne işiniz var diye? Rusya Amerika orada, herkesin yetkisi var, bir bunların yetkisi yok.
“Rusya ile anlaştık diyorlar. Ama Rusya diyor ki domates almıyorum. Niye? Putin bütün istediklerini henüz almış değil. Şimdi ben merak ediyorum, sayın cumhurbaşkanına soralım. Dış politikada sadece bir kişi konuşuyor. Putin’e ne söz verdiniz, ne tavizler vereceksiniz.
“Avrupa Birliği’nden kopuyorlar. AB yetkililerine seslendik, Türkiye’nin AB’ye, AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var diye. Şangay beşlisi diyorlar, yahu Şangay beşlisi yok, Şangay altılısı var. Onlar hala onu bile bilmiyorlar. Dış politikayı bilmiyorlar, ekonomiyi bilmiyorlar. Her birisi ayrı ayrı konuşuyor ve Türkiye bir batağın içine doğru süratle gidiyor.
“Ege’de, egemenliği açıkça Yunanistan’a verilmemiş 18 adamız var. Horoz öttüğünde duyuyoruz. Yunanistan’ın bayrağı var, Yunanistan işgal etmiş vaziyette. Bunların dilinde milliyetçilik düşmüyor. Burnumuzun dibinde 18 adayı kaybettik. Binali Yıldırım’a soruyorum. 18 adayı geri alacak mısın? Almayacak mısın? Milliyetçi misin, değil misin?
“Kıbrıs’ta şu anda, KKTC toprakların yüzde 37’sine sahip. Yüzde 29,2’ye düşürmek istiyorlar. Kıbrıs’ı da satmak istiyorlar. Biz diyoruz ki, bu adalar bizim mi? Evet diyorlar. Yunanistan bayrağı var diyoruz. Efendim diyorlar çok daha önemli bir işimiz var. Bizim bir reisimiz var ona bir koltuk bulmaya çalışıyoruz, diyorlar.”