Kars'ın Arpaçay ilçesindeki Karaurgan köyü ilkokulunda görev yapan ve zaman zaman okulun temizliğini dahi üstlenen biri müdür 3 kadın öğretmen, fedakarca çalışarak öğrencilerini geleceğe hazırlıyor.
Karaurgan İlkokulu Müdürü ve aynı zamanda sınıf öğretmeni olan Elif Begüm Özden, sınıf öğretmeni Dilan Çilemnur Çavuş ve ana sınıfı öğretmeni Şule Uluğ, yakından ilgilendikleri öğrencilerinin okuma azmini daha da güçlendiriyor.
Okulun temizlik görevlisi Rahmi Aydın izinli olduğu zaman öğrencilerinin üşümemesi için fedakarlık yapan 3 öğretmen, zaman zaman kömür taşıyarak sınıflarda soba yakıyor.
Okulun temizlik işlerine de yardımcı olan Özden, Çavuş ve Uluğ, sevgisini kazandıkları öğrencilerinin daha temiz ve refah alanda eğitim alması için çaba sarf ediyor.
Okul Müdürü Elif Begüm Özden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karaurgan köyünde bu yıl göreve başladığını anlatarak, Kars'ta kış aylarının, memleketi Adana'dan daha sert geçtiğine işaret etti.
Öğrencilerinin geleceğe iyi şekilde hazırlanması için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Özden, "Burada soba yakıp okulu temizliyoruz, yani hem öğretmen hem hademe hem müdür oluyoruz." dedi.
Özden, köyde öğretmenlik yapmanın avantajlı olduğunu anlatarak, "Köy ortamı olduğu için bazen çocuklarla dışarıda yemek yiyoruz, öğle aralarında oyunlar oynuyoruz, aslında imkanlar kıt gibi görünse de köyün birçok olumlu yönü de var. Köyde öğretmenlik yaparak en azından binalara tıkışıp kalmıyoruz, ülkemizin her yerinde, bayrağımızın dalgalandığı her yerde görevimizi yapıyoruz." diye konuştu.
- "Evlatlarımızın bize ihtiyacı var"
İnsanların sıcaklığı nedeniyle köye daha rahat alıştığını anlatan Özden, şu ifadeleri kullandı:
"Buraya atandığımı öğrendiğimde insanlar 'çok uzak, çok soğuk, zorlanacaksın' diyorlardı ama hiç gocunmadım, geldim çünkü vatanımızın her yerinde bayrağımızın dalgalandığı her yerde çocuklarımızın, evlatlarımızın bize ihtiyacı var. Bunu biliyoruz ben de buradaki çocukların bana ihtiyacı olduğunu düşünerek özellikle burayı tercih ettim. Severek isteyerek geldim, zorlanacağımı biliyordum, zorlandım da ama şu anda her şey rayına oturmuş durumda."
Köylülerin kendilerine büyük yakınlık gösterdiğini aktaran Özden, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Köylüler bizi öyle bir kucakladı ki sanki ben onların evinin kızıymışım, buradan biriymişim gibi hiç yabancılık çekmedim. Yani tereddütte kalan, doğuya gelmek istemeyen arkadaşlarım kesinlikle ikilemde kalmasın, buradaki imkanlar zor ama insanların sıcaklığını da hiçbir yerde bulamazsınız."
-"Göreve geldiğimizde okul adına hiçbir şey bulamadık"
Sınıf öğretmeni Dilan Çilemnur Çavuş da göreve ilk başladığında okulu onardıklarını vurgulayarak, "Göreve geldiğimizde okulda hiçbir şey yoktu, okul adına hiçbir şey bulamadık. Aynı şekilde lojmanı da toparladık. Burada öğrencilerle daha yakın olmak için okulumuzu temizledik, sildik, süpürdük, halılarımızı yıkadık. Köyden birkaç kişi de gelip bize yardımcı oldu." şeklinde konuştu.
Çavuş, öğrencileri kendi çocukları gibi sahiplendiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Öğrencilerimizle içli dışlıyız. Köy çocuklarının bakışları, gözlerindeki ışık çok farklı. Burada şehirdeki bir öğrencinin gözündeki ışıkla umutla, bir köy öğrencisinin gözündeki ışıkla umut çok farklı, bunu burada fark ettik. Öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak onlara anne, baba, abla olmak istiyorsunuz, çocuklarımızın her şeyi olmak istiyorsunuz. Aslında o kadar farklı bir şey ki öğretmenlik dışında onları sahipleniyorsunuz."
Okulda İŞKUR aracılığıyla görevlendirilen işçi Rahmi Aydın ise bölgedeki sert kışa işaret ederek, "Kış zor geçiyor ama öğretmenlerimiz yanımızda. Biz olmadığımızda onlar sobayı yakıyor, çocuklara yardımcı oluyor. Milli Eğitim Müdürlüğü boya verdi, okulun boya ve badanasını da yapacağız. Öğretmenlerimiz çocuklarla yakından ilgileniyor, memnunuz." dedi.