Yerel seçimlerin ardından uygulamaya başlanan kayyum politikası sonucunda şimdiye kadar 24 belediyesini kaybeden HDP, yarın bütün bileşenleri ile yapacağı toplantıda belediyelerden ya da TBMM’den çekilmek de dahil kendisine yeni bir yol çizmeyi tartışacak.
Son rakamlara göre; 19 Ağustos-16 Kasım 2019 tarihleri arasında üçü büyükşehir, biri il, 19’u ilçe, biri de belde olmak üzere toplam 24 HDP’li belediye başkanı İçişleri Bakanlığı talimatıyla görevden uzaklaştırıldı. Bu belediyelere o il ve ilçelerin mülki amirleri, yani vali ve kaymakamları atandı. HDP’li 36 belediye başkanı gözaltına alınırken, 14 tanesi tutuklandı.
HDP’ye karşı uygulanan kayyum politikası sadece son yerel seçimlerle sınırlı değil. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde çıkartılan 674 sayılı kanun hükmünde kararname ile Cumhurbaşkanına belediyelere kayyum atama yetkisi verilmiş ve bu kapsamda HDP/DBP’li 102 belediyeden 95’ine el konulmuştu.
Bu belediyeleri geri almak, HDP'nin 31 Mart yerel seçim kampanyasının en önemli hedeflerinden biri oldu. Buna karşılık Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yerel seçim öncesinde yaptığı bir konuşmada “Kayyum atanan yerleri geri alacağız diyorlar. Benim vatandaşım bunları geri almana fırsat veriyorsa, devletin imkanlarını Kandil’e gönderecek olursanız yine kayyumlarımızı atarız” sözleriyle şimdiki sürecin işaretini vermişti.
HDP'nin yeni yolu ne olacak?
HDP, yarın Ankara’da milletvekilleri, belediye başkanları ve partinin bütün bileşenleri ile bir araya gelerek, son gelişmelerin ışığında yeni bir kayyum raporu ile bundan sonra izleyeceği tutumu ve beklentilerini yansıtacak bir deklarasyon açıklayacak.
Parti yönetimi belediyelere kayyum atamalarının devam etmesi durumunda 8-10 haftada bütün belediyelerin kaybedilebileceğini değerlendiriyor.
Buna karşılık toplantının gündeminde bir süredir dile getirilen sine-i millet tartışmaları da var.
DW Türkçe’nin edindiği bilgiye göre bu kez sadece bazı eski milletvekilleri değil parti yönetimindeki bazı isimler de çekilme alternatifini düşünüyor. Ancak ağırlıklı olarak değerlendirilen belediyelerle ilgili olan çekilme seçeneği. Zira bir milletvekilinin TBMM’den çekilmek istemesi durumunda bunun Meclis Genel Kurulu’nda onaylanması gerekiyor ve mevcut AKP-MHP çoğunluğu ile onayın mümkün olmadığına dikkat çekiliyor.
TBMM’den çekilme tartışmaları milletvekili dokunulmazlıklarının 2016’da kaldırılmasının ardından da gündeme gelmiş ancak bu yönde bir karar alınmamıştı.
Partinin dikkatle takip ettiği bir başka süreç de iktidarın yerel yönetimlerle ilgili hazırlıklarını sürdürdüğü yasa tasarısı.
İçişleri Bakanlığı Mülkiye müfettişlerinin Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin kayyum yönetiminde olduğu döneme ilişkin raporunda ‘güvenlik zafiyeti’ olacak kentlerde belediye başkanının Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını önerdiğini hatırlatan yetkililer, bunun bir yasa ile önlerine gelebileceğini belirtiyor.
Sakık: “Kurda teslim edilmek üzere kuzu değiliz”
Son kayyum atamalarının ardından HDP’nin Meclis’ten değil ama belediyelerden tümüyle çekilmesi gerektiğini savunan isimlerden biri eski milletvekili ve belediye başkanı Sırrı Sakık.
DW Türkçe’ye konuşan Sakık, tabandan çekilme yönünde bir talep bulunduğunu ve bunun tartışılması gerektiğini belirterek, “Ben demokratik siyasete inanan biriyim. Bunun için 30 yıldır mücadele veriyoruz. Ama biz bunu yaparken de kusura bakmasınlar hiçbirimiz kurda teslim edilmek üzere kuzu değiliz” diyor.
Ağrı Belediyesi Eş Başkanlığı yaparken yerine kayyum atanan Sakık, 31 Mart yerel seçimlerinde Muş belediye başkanlığına aday olmuş ancak seçimi 538 farkla AKP’li aday kazanmıştı. Yüksek Seçim Kurulu, geçersiz sayılan 2 bin 449 oyun yeniden sayımı için HDP’nin yaptığı itirazı reddetmişti.
Sakık, çekilmeden beklentisinin sorulması üzerine ise şöyle konuşuyor:
“Çekilip yerimize oturalım da demiyorum, yeni bir yol bulunmalı. Eğer 62 belediye birden çekilir ve yeni bir seçim süreci başlarsa bu yeni bir yol olur. Ünlü komutan Hannibal Ant dağlarında sıkışıp kaldığında ‘Ya bir yol bulacağız ya da yeni bir yol açacağız’ demiştir. Siyasetin de görevi budur.”
Kaplan'dan belediyelerle ilgili öneri
Partinin eski Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da TBMM’den çekilmenin mantıklı olmayacağını ve mümkün de görünmediğini ifade ederek, buna karşılık belediyelerle ilgili bazı adımlar atılabileceğini belirtiyor.
DW Türkçe'nin konuştuğu Kaplan, “En zor zamanlarda bile halkın oyları ile seçilmiş meşru mevzilerin sonuna kadar korunması lazım ama taktik olarak bazen bazı şeyler yapılabilir” diyor.
Kaplan’ın getirdiği öneri ise en az yüzde 60 oy alınan ve kayyum atanan bazı pilot belediyelerde meclis üyelerinin hepsinin istifa etmesi. Bu durumda Kaplan’a göre 3 ay içinde yeniden seçime gidilmek zorunda kalınacak.
Eski milletvekili “Sine-i millet yerine, sille-i millete ihtiyaçları var” diyerek, reform paketlerine rağmen yargının şu anda AKP’nin elinde olduğunu ve bir sopa gibi kullanıldığını savunuyor.
HDP’nin eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş dahil partiden çok sayıda isim şu anda cezaevinde. Son bir yılda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Demirtaş’ın tahliyesi yönündeki kararı uygulanmazken, yerel mahkemelerin tahliye kararları da büyük hızla açılan yeni soruşturmalar ve tutuklama kararları ile engelleniyor.
Bilgen: ”Sadece tepkisel karar almamalı”
HDP’li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ise çekilme tartışmaları ile ilgili tepkisel karar almamaktan yana.
Bilgen, kayyum politikaları karşısında güçlü bir iradenin çıkması ve son sözü halkın söylemesi gerektiğini belirtirken, şöyle konuşuyor:
“İstenen zaten kazanılmış hakkın pasifize edilmesi. Dolayısıyla çekilme tartışmalarını yaparken bunun ne getireceğini, ardından hangi adımların atılacağını netleştirmek gerek. Sadece tepkisel bir çekilme, bir tutum açıklamasının ilerisine geçmeyecektir.”
Halkın nabzının anketlerle ve toplantılarla ölçülmesi ile farklı kesimlerin de tartışmalara dahil edilmesinin önemine dikkat çeken Bilgen, “Keskin sirke küpüne zarar verir misali sonuç doğurmayacak işler enerji kaybına neden olur ve karamsarlığı derinleştirir” uyarısında bulunuyor.
Bu arada edinilen bilgiye göre, HDP'nin deklarasyonunda iktidara, diğer muhalefet partilerine ve uluslararası kamuoyuna çağrılar da yer alacak.