Ermeni Soykırımı'nda hayatını kaybedenler için İstanbul’daki ilk anma Sultanahmet Meydanı’ndaydı.
102 yıl önce sürgün edilen Ermeni aydınlarının tutulduğu ve bugün Türk İslam Eserleri Müzesi olarak faaliyet gösteren cezaevi önünde yapılmak istenen anma, Müze önündeki çalışma nedeniyle Dikilitaş önünde gerçekleşti.
- Bugün Türk İslam Eserleri Müzesi olarak faaliyet gösteren bina 1831'de eski İbrahim Paşa Sarayı'nın bir bölümüne yapılmıştı. 1915'te Merkez Hapishanesi (Hapishane-i Umumi) iken İstanbul'da gözaltına alınan Ermenilerin semt karakollarından sonra getirildiği yer oldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon tarafından düzenlenen etkinliğe Avrupa Irkçılık Karşıtları Taban Hareketi’nin (EGAM) ve General Benevolent Union Avrupa Ofisi’nin (AGBU/ Ermeni Hayırseverleri Genel Birliği) de aralarında olduğu Avrupa ırkçılık karşıtı kuruluşların temsilcilerinden oluşan bir heyet de katıldı.
Kırmızı karanfiller
İngilizce ve Türkçe “Ermeni Soykırımını tanı, af dile, tazmin et” pankartının açıldığı eylemde hayatını kaybeden Ermeni aydınların fotoğrafları ile “Burası suç mahalli”, “Soykırımı tanı”, “Af dile” yazılı dövizler ve kırmızı karanfiller taşındı.
Ermeni Soykırımı’nın 96. yıldönümünde zorunlu askerlik yaparken öldürülen Sevag Balıkçı ve 2012 yılında Samatya'da evinde öldürülen Maritsa Küçük'ün fotoğraflarını ise Küçük’ün kızı yan yana taşıdı.
Basın açıklaması başladığı sırada meydanda toplanan bir grup İzmir Marşı söyledi. Kurt işareti yaptı ve “Evren paşanın askerleriyiz” sloganı attı. Polis grubu uzaklaştırdı.
Abtan: Yanınızdayız
EGAM Başkanı Benjamin Abtan, Ermeni Soykırımı’nın 102. Yıldönümünde unutulmaya karşı mücadele ettiklerini belirtti.
Ermeni Soykırımı’nda öldürülenleri anmanın demokrasi mücadelesi için önemli olduğunu belirten Abtan, “Koşullar ne olursa olsun, demokrasi mücadelesi verenlerin, Ermeni Soykırımı’nda hayatını kaybedenleri ananların yanındayız” dedi.
İHD Komisyonu: İnkara son
İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon’un açıklamasını Komisyon’dan Meral Çıldır okudu.
“Soykırım, katillerin onurlandırılması üzerinden devam ediyor” diyen Çıldır, “Soykırımı tanı, af dile, tazmin et. Soykırımcı ve inkârcı politikalara son” çağrısını yineledi:
“Bugün bir 24 Nisan'da daha Ermeni Soykırımı kurbanlarını anıyor, faillerin torunları olarak utancımızı dile getiriyor, ‘inkara son’ diyoruz. Aynı dönemde Süryanilerin de ve 1914'ten başlayarak 1923'e kadar devam eden sürede Küçük Asya ve Pontus Rumlarının da Osmanlı devleti, sonrasında Kemalist hareket tarafından soykırıma uğratılmış olduğunu hatırlatmayı görev biliyoruz.
“Bugün ayrıca soykırım inkarının hüküm sürdüğü ülkede bir cinayeti de anıyoruz. 24 yaşındaki er Sevag Şahin Balıkçı bundan 6 yıl önce, 24 Nisan 2011'de, bütün dünya tarafından Ermeni soykırımını anma tarihi olarak kabul edilmiş günde, zorunlu askerlik sırasında bir başka er tarafından vurularak öldürüldü.
"Soykırım inkarının sonucu: Sıradanlaştırma"
“Bu yıl, soykırım inkarının en dayanıklı zemini ve aynı zamanda en insanlık dışı sonuçlarından biri olan ‘sıradanlaştırma’ üzerine sözümüzü söyleyeceğiz.
“Karanlığın iktidarı, en korkunç kötülükleri bile sıradanlaştırır. Suç oluşturan edimler ve durumlar olağanlaştırılır. İnsanlar, isyan edilecek adaletsizlikleri kanıksar, alışır, gündelik hayatın bir parçası olarak yaşar.
“İşte Talat Paşa'nın adının Türkiye sathında yüzlerce okul, sokak, caddeye verilmiş olması ve mezarının İstanbul'da Abide-i Hürriyet'te, yani Özgürlük Anıtı'nda bulunması da bu kanıksatılma durumunun tüyler ürpertici bir örneğidir.
“Bizler, yani soykırım kurbanlarının değil, faillerinin torunları, bu tüyler ürpertici gerçekle barış içinde bir arada yaşamaktayız. Tüyler ürpertici diyoruz, çünkü Talat Paşa, Ermeni soykırımının matematiksel bir soğukkanlılıkla planlayıcısı, yürütücüsü, uygulamasının takipçisi, sonuçlarının titiz kayıtçısıdır.
“Bugün Talat Paşa ve Enver Paşa, İstanbul'da anıt mezarlarda yatıyorlar. Abide-i Hürriyet, yani Özgürlük Anıtı'nda kendilerine yer verilmek suretiyle onurlandırılıyorlar.
"Talat paşanın onurlandırılmasını reddediyoruz"
“Soykırımın inkarı ‘biz yapmadık’ demekten ibaret değildir. Bin beteridir. Kurbanların torunlarına, günlük hayatın sayısız ayrıntısı üzerinden soykırımı tekrar tekrar yaşatmaktır. Katilleri kahraman yapmaktır. Soykırımcıları onurlandırmaktır. Talat Paşa onurlandırılanların başında geliyor. Kamusal alanlara Talat Paşa'nın adının adlarını vermek, onu özgürlük anıtlarında yatırmak, soykırım kurbanlarının torunlarına ‘Büyükanne ve büyükbabalarınızın katilleri bizim kahramanlarımızdır, iyi yapmışlar, ellerine sağlık, gerekirse yine yaparız’ demektir.
“İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon olarak bizler Talat Paşa'nın Özgürlük Anıtı'yla onurlandırılmasını ve kutsallaştırılmasını reddediyoruz.
“Soykırımın soğukkanlı mimarı Talat Paşa'nın adıyla donatılmış bir şehirde, hiçbir şey olmuyormuş, her şey yolundaymış gibi yaşamayı, bunun normalleştirilmesi ve sıradanlaştırılmasını reddediyoruz.
"Şimdiye kadar inkarın en sıradanlaştırılmış tezahürlerinden biri olduğu halde hiç sorgulanmamış olan bu gerçeği, bugün burada gündeme getiriyoruz. Dünyanın her yerinde ve Türkiye'deki Ermenilere meydan okumak, büyükanne ve babalarının anısına hakaret etmek demek olan böyle bir onurlandırmayı kamuoyunda tartışmaya açıyoruz. Soykırım inkarcılığına karşı çıkan herkesi; sokaklara, okullara Talât Paşa adının verilmesini ve mezarının Özgürlük Anıtı'nda bulunmasına karşı çıkmaya davet ediyoruz. Anadolu bir soykırım coğrafyasıdır. Türkiye soykırım inkarının ülkesidir. Soykırım ve inkâr zihniyeti bugün de egemenliğini sürdürüyor.”
İlgili Haberler...
Ermenistan'da ki Anmalar
Ermeni Soykırımı’nın 102. yıldönümünde Ermenistan’daki anmaların adresi yine Soykırım Anıtı oldu.
Ermenistan, Yerevan’daki Soykırım Anıtı’nda (Tsitsernakaberd) Tüm Ermeniler Katolikosu II Karekin Soykırım kurbanları için dini ayin gerçekleştirdi.
Agos’un haberine göre bugün (24 Nisan) sabah saatlerinde Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, eşi Rita Sarkisyan ile Tsitsernakaberd Anıt Kompleksini ziyaret edip soykırım kurbanlarını andı. Sarkisyan anıta çelenk bıraktı.
Cumhurbaşkanı Sarkisyan’a tüm Ermeniler katolikosu II Karekin, parlamento başkanı Galust Sahakyan, KGAÖ genel sekreteri Yuri Khachaturov, Ermenistan başbakanı Karen Karapetyan, Anayasa Mahkemesi başkanı Gagik Harutyunyan, ve hükümet üyeleri eşlik etti.
Pek çok ülkenin temsilcisi ve uluslararası sivil toplum kuruluşları da Tsitsernakaberd’deki anma törenine katılıyor.
Sabah erken saatten itibaren de binlerce vatandaş Tsitsernakaberd anıtına gitmeye başladı.
Bu sene Soykırım anıtını ziyaret edenler arasında ünlü müzisyen Cahrles Aznavour’un oğlu Nikola Aznavour da var. Ailesi adına Soykırım anıtını ziyaret eden Aznavour, ziyaretiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Ziyaretimin temel mesajı genç nesile her zaman burada olmaları gerektiğini anlatmak. Ermenistan’ın güçlü ve birleşik olmasına destek olmalıyız” dedi.
Erdoğan'dan 24 Nisan Mesajı
Erdoğan, mesajında "Birinci Dünya Savaşı'nın zor şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini" anarak torunlarına taziye iletti.
24 Nisan Ermeni soykırımının 102. yılında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni Patrikhanesi'nde düzenlenen törene Ermenice mesaj gönderdi.
Mesajda "Birinci Dünya Savaşı'nın zor şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini" anarak torunlarına taziye iletti. Ayrıca mesajda Erdoğan, Türkiye Ermenileri Patriği seçiminin kısa zamanda neticelenmesini temenni ettiğini belirtti.
2014'te "tehcir" demişti
Erdoğan, 2014 yılında, Başbakan olduğu dönemde, ilk defa taziye mesajı yayınlamıştı. Mesajda “tehcir” vurgusu yapılmış ve “Her din ve milletten milyonlarca insanın hayatını kaybettiği Birinci Dünya Savaşı esnasında, tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ile Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına ve karşılıklı insani tutum ve davranışlar sergilenmesine engel olmamalıdır” ifadesi kullanılmıştı.
Erdoğan 2015 ve 2016 yılı ve bu yılki mesajında ise “tehcir” vurgusu yapmadı.
Erdoğan, mesajını Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan’a yolladı.
Mesajda şöyle yazıyor:
“Birinci Dünya Savaşı’nın zor şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini bu yıl da saygıyla anıyor, torunlarına taziyelerimi sunuyorum.
Bölgenin iki kadim toplumu olarak Türkler ve Ermeniler bin yıldır omuz omuza yaşadıkları bu coğrafyada, ortak bir tarihi ve kültürü paylaşmıştır.
Ermeni toplumu, gerek Osmanlı İmparatorluğu gerek Cumhuriyetimizin yüzyıla yaklaşan geçmişinde çok kıymetli evlatlar yetiştirerek ülkemizin gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur.
Dün olduğu gibi bugün de Ermeniler, ülkemizin eşit ve hür vatandaşları olarak, sosyal, siyasi ve ticari hayatımızın her alanında önemli roller üstlenmektedir.
Yüzyıllarca sevinç ve tasada ortak iki halkın, geçmişin yaralarını sarması ve insani bağlarını daha da kuvvetlendirmesi hepimizin ortak amacıdır.
Bu doğrultuda son 14 yılda birçok adım attık, tarihi nitelikte reformları hayata geçirdik.
Osmanlı Ermenilerinin hatırasına ve Ermeni kültürel mirasına sahip çıkmaya yönelik çalışmalarımızı, önümüzdeki süreçte artarak sürdüreceğiz.
Bu vesileyle şu hususun altını özellikle çizmek isterim: Ülkemizdeki Ermeni cemaatinin huzuru, güvenliği ve mutluluğu bizim için özel öneme sahiptir.
Tek bir Ermeni vatandaşımızın dahi ötekileştirilmesine, dışlanmasına, kendini ikinci sınıf hissetmesine tahammülümüz yoktur.
Türkiye Ermenileri Patriği seçiminin kısa zamanda neticelenmesini temenni ediyor, çalışmalarınızda sizlere muvaffakiyetler diliyorum.
Bu düşüncelerle, yirminci yüzyılın başında yaşamını yitiren Osmanlı Ermenilerinin hatıralarını bir kez daha yâd ediyorum.
Birinci Dünya Savaşı’nın sıkıntılı şartlarında hayatını kaybeden milyonlarca Osmanlı vatandaşına Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.”
Paylan: Hep Birlikte Hakikatin Ortaya Çıkmasını Sağlayalım, İyileşelim
Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Garo Paylan Ermeni Soykırımı’nın 102. yıldönümünde açıklama yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde açıklama yaptı:
“Ermeni Soykırımı kurbanlarını saygıyla anıyorum” diyen Paylan’ın açıklaması şu şekilde:
“Bugün 24 Nisan; 1915 Ermeni Soykırımı kurbanlarını anma günü...
“Medz Yeğern’in [Büyük Felaket] üzerinden 102 yıl geçti. Ancak bu topraklarda yaşanmış büyük insanlık suçu olan Ermeni Soykırımı’yla hâlâ yüzleşilmedi.
“Oysaki Soykırım’la, geçmişle ve hakikatle yüzleşmek ülkemizde toplumsal barışın sağlanmasına ancak katkı sunabilir. Unutmayalım ki cezasız kalan her suç, ancak o suçların tekrarlanmasına sebep olur. Olmaya da devam ediyor...
“Gelin hep birlikte, yazılan bu inkârcılık tarihinin önününe geçelim. Hakikatin ortaya çıkmasını sağlayalım. İyileşelim.
“Ermeni Soykırımı kurbanlarını saygıyla anıyorum. Ruhları şad olsun.”
HDP: 102 Yıllık Acıları Paylaşıyoruz
HDP’den yapılan yazılı açıklamada geçmişte yaşananlarla yüzleşmenin önemine vurgu yapılarak, “Acıları paylaşmak, ortak düşünmenin, demokratik, barışçı ve eşit bir geleceği birlikte kurabilmenin parçasıdır” denildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Ermeni Soykırımı’nın 102. yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yayınladı.
“102 yıllık acıları paylaşıyor, yaşanmış olan utancı ve insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyoruz” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Planlı etnik kimlik ve inanç soykırımı”
“Planlı bir etnik kimlik ve inanç soykırımı olan Büyük Felaket’in (Metz Yeğern) üzerinden 102 yıl geçti.
“102 yıl önce, 24 Nisan 1915’de, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 200’den fazla Ermeni aydınının evlerinden alınarak ölüme yollanması ile başlayan süreç, yüz binlerce Ermeni’nin sürgünü ve pek çoğunun sistemli olarak katledilmesiyle devam etti.
“Amaç farklılıkları tekleştirmek”
“Hedefinde farklılıkların tekleştirilmesi, tek ırk, tek din ve tek dil olan tekçi devlet anlayışı homojen bir toplum yaratmak adına Ermenilerden sonra bölgedeki diğer halklara da saldırdı.
“Bu topraklarda farklı halkların ve inançların yaşadıklarını unutturmayı hedefleyen inkarcı ve retçi devlet anlayışı toplum üzerinde hakimiyetini kurdu.
“Suçlarla yüzleşmek için geç kalındı”
“Farklı halkların ve inançların bir arada yaşadığı bu topraklar üzerinde, hiçbir etnik kimlik, dil, kültür ya da inancın bir diğerinden üstün olmadığı gerçeği onlarca yıl sonra tekçi anlayışın iflası ile bir kez daha görüldü.
“Ancak ne yazık ki, coğrafyamızı çoraklaştıran büyük suçlarla yüzleşmek konusunda çok geç kalındı.
“Yüzleşmek, özür dilemek…”
“Dünyadaki örneklerden de biliyoruz ki, insanlık suçlarını lanetlemek, hakikatlerle yüzleşmek, mağdur halklar ve inançlardan özür dilemek, onarıcı adalet yollarına başvurmak, birbirini anlamak ve yaraları samimi bir yaklaşımla sarmak için, vicdan ve adalet duygularının gelişmesi için son derece önemli adımlardır.
“Acıları paylaşmak, ortak düşünmenin, demokratik, barışçı ve eşit bir geleceği birlikte kurabilmenin de parçasıdır.
“Anadolu’nun kadim halklarının torunları olarak, 102 yıllık acıları paylaşıyor, yaşanmış olan utancı ve insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, o süreçte yaşamını yitirenleri bir kez daha hüzün ve saygıyla anıyoruz.”
1915'te Öldürülen Gazetecileri Anıyoruz
24 Nisan 1915'te evlerinden alındılar, İstanbul'dan Anadolu'ya doğru yola çıkarıldılar. Geri dönemediler, öldürüldüler....
Onlar gazeteciydiler. 24 Nisan 1915'te evlerinden alındılar, İstanbul'dan Anadolu'ya doğru yola çıkarıldılar. Öldürüldüler.
İsimlerini belirlenebilen 13 gazetecinin adları....
- Levon Bardizbaryan (doktor, gazeteci)
- Khajak Karekin Çakalyan (gazeteci, eğitimci)
- Ardaşes Ferahyan (gazeteci, muhabir)
- Hampartsum Hampartsumyan (gazeteci, yazar)
- Diran Kelekyan (gazeteci, yazar)
- Levon larents Kirişçiyan (gazeteci, eğitimci)
- E. Agnuni (Haçadur Malumyan/gazeteci, siyasetçi)
- Sarkis Minasyan-Aram Aşod (eğitimci, gazeteci)
- Parseğ Şahbaz(avukat, gazeteci)
- Adom Şahen (Yeritsyan/ gazeteci, yazar)
- Krikor Toruysan (Gigo) gazeteci
- Rupen Zartanyan (yazar, şair, gazeteci)
- Kirkor Zohrab (gazeteci, edebiyatçı, milletvekili)