Ermeni Soykırımı, 105'nci yıl dönümünde 24 Nisan günü düzenlenen etkinliklerle anılıyor.
Ermenistan'da Işıklar Söndü, Çanlar Çaldı
Ermenistan'da bu yıl Covid-19 nedeniyle Ermeni Soykırımı'nın anıldığı gün olan 24 Nisan'da halkın katıldığı bir anma düzenlenmiyor.
24 Nisan'a saatler kala ise farklı bir anma gerçekleştirildi. Saat 21.00'de tüm caddelerde ışıklar sönerken evlerde de ışıklar söndürüldü. Kiliselerde ise 3 dakika boyunca çanlar çaldı.
HALK ANMAYA MUMLAR YAKARAK KATILDI
Aynı dakikalarda halk evlerinden cep telefonlarının ışığını açarak ya da mumlar yakarak anmaya katıldı.
Soykırım Anıtı'nın bulunduğu Tsitsernakaberd'de ise sanatçılar Kamo Seyranyan ve Liana Aleksanyan "Ari im Sokhak" (Gel bülbülüm) şarkısını seslendirdiler.
24 Nisan'da Soykırım Anıtı'nda yapılacak anma törenine sadece protokolden isimler katılacak.
TÜRKİYE'DE ONLİNE ANMA
24 Nisan Ermeni Soykırımı'nı anması bu yıl Türkiye'de de Covid-19 nedeniyle online gerçekleştirilecek.
Haberin uzantısı...
Garo Paylan'dan Meclis'e Önerge
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, “Ermenilerin bir asırdır beklediği adalet, ancak Türkiye halklarının ortak vicdanında ve Türkiye’nin Meclisinde sağlanabilir” diyerek, Meclis araştırması için önerge verdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, 1915 yılında Ermeni halkına yaşatılan büyük felaketin araştırılması, sorumluların ve faillerin tespit edilmesi, geçmişle yüzleşmenin ve geç de olsa adaletin sağlanması amacıyla Meclis araştırması için önerge verdi.
Paylan’ın, Meclis Başkanlığına sunduğu araştırma önergesinin gerekçesinde, “24 Nisan 1915 tarihinde, İttihat ve Terakki hükümeti kararıyla, Ermeni siyasetçi, aydın ve yazarların tutuklanıp sürgün edilmesiyle başlatılan sürecin Ermeni halkının tarihi topraklarından sürülmesi ve tehcir yollarında katledilmesiyle sonuçlandığı” denildi.
Gerekçede, dönemin Dâhiliye Nazırı Talât Paşa’nın şahsi evrakına göre 1914-1917 arasında Osmanlı sınırları içinde yaşayan Ermeni nüfusun yüzde 77’sinin yok olduğu, Tehcir Kanunu’nun Ermenilerin yanı sıra ülke sınırları içinde yaşayan Süryani, Keldani, Ezidi, Rum ve diğer Hıristiyan halkların da büyük yıkım yaşamasına neden olduğu kaydedildi.
Önergenin gerekçesinde şu ifadeler kullanıldı: “1915 ve sonrasında gerçekleştirilen sistematik imha politikası, dünya parlamentolarında görüşülerek Birleşmiş Milletler’in ‘Soykırım Suçu’ tanımına uygun görülmüştür. Ermeni halkına yaşatılan büyük felaket, üzerinden 105 yıl geçmesine rağmen TBMM tarafından araştırılmamış, adalet sağlanmamış ve adı konmamıştır. Dünyaya yayılmış olan Türkiyeli Ermenilerin, bir asırdır beklediği adalet, ancak Türkiye halklarının ortak vicdanında ve Türkiye’nin meclisinde sağlanabilir. Tam da bu nedenle, Ermeni halkının büyük felaketinin görüşülmesi gereken meclis, öncelikle Türkiye’nin meclisi olmalıdır. 105 yıldır yüzleşilmeyen ve her gündeme geldiğinde farklı inkâr politikaları ile yok sayılan Ermeni Soykırımı’nın, TBMM’de görüşülmesi, bu topraklarda toplumsal barışın sağlanması ve hakikatin ortaya çıkarılması adına son derece önemlidir. Dönemin iktidarı siyasi bir kararla Ermeni halkını imha etti. Bu büyük suçun adaleti de ancak, Meclis’in siyasi bir kararıyla sağlanabilir.”
HDP: Türkiye Soykırımla Yüzleşmedi
HDP MYK, Ermeni Soykırımı'nın 105'inci yılında, Türkiye'nin nefret söylemlerine devam ettiğini belirterek, "Bu soykırımın utancıyla yüzleşiyoruz, katledilenleri saygıyla anıyoruz" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Ermeni Soykırımı’nın 105’inci yıl dönümüne dair yazılı açıklama yaptı. “Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşiyoruz” başlıklı açıklamada, 24 Nisan 1915 günü İstanbul’da, aralarında mebusların, yazarların, gazetecilerin, öğretmenlerin bulunduğu yaklaşık 250 Ermeni aydın ve kanaat önderinin tutuklanarak, Ayaş ve Çankırı’ya sürgün edilerek katledilmesi hatırlatıldı.
Açıklamada, "Ardından, İttihat ve Terakki hükümeti kararıyla, Ermeni halkı, binyıllardır yaşadığı anayurdundan sürülerek, büyük oranda imha edildi. Bir soykırıma neden olan ‘Tehcir’ başta Ermeniler olmak üzere; Süryani, Keldani, Êzidî ve Rum halklarında büyük yıkımlara yol açtı. Anadolu Hristiyansızlaştırıldı. Soykırım neticesinde mülkiyet ve kültürel varlık kamu iradesiyle el değiştirdi" denildi.
Türkiye'nin, Ermeni Soykırımı ile 105 yıldır yüzleşmediğine vurgu yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Tam tersine soykırımın baş failleri Talat ve Enver Paşaların isimleri, binlerce kamusal alana verildi. Büyük suç cezasız kaldı ve tekrarladı. Ayrımcılık ve nefret söylemi bir kural oldu. Türkiye, 105 yıldır nefret söylemi ve nefret suçlarının kol gezdiği bir ülke haline geldi. Ermeni Soykırımı dünyada onlarca parlamento tarafından kabul edildi. Ancak büyük felaketin yaşandığı ülkemizin Meclis’i bu konuyu 105 yıldır konuşmadı. Büyük yıkım, başka ülkelerin meclislerinde değil, yaşandığı toprağın Meclisi’nde, TBMM’de görüşülmelidir. Türkiye’de geçmişte işlenen suçlarla yüzleşilmesi, tanınması ve kınanması, toplumsal barışa büyük katkı sunacaktır.
HDP olarak bu yüzleşmenin sağlanması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Anadolu’nun kadim halklarının torunları olarak, Ermeni Soykırımı utancıyla yüzleşiyoruz. Ermeni ve Süryani halklarının acısını paylaşıyoruz. Yaşanmış olan insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde hissediyor, o süreçte katledilen tüm insanları saygıyla anıyoruz.”
Erdoğan'dan Patrik Maşalyan'a Mektup
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Ermenileri Patriği Maşalyan'a Ermeni soykırımının 105. yılında gönderdiği mektupta “Birinci Dünya Savaşı'nın ağır şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini saygıyla anıyor, torunlarına içten taziyelerimi iletiyorum” dedi.
Türkiye’de hiç kimsenin ötekileştirilmesine, inancından ve kimliğinden dolayı farklı muamele görmesine izin vermediklerini ve vermeyeceklerini söyleyen Erdoğan, mektubunda şunları dedi:
"Türkiye Ermenileri Patriği Sayın Sahak Maşalyan, Ermeni toplumunun çok değerli üyeleri, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Tüm dünya ile birlikte içinden geçtiğimiz bu zor günlerde, vatandaşlarımız arasındaki dayanışma güçlenerek sürüyor.
“Daha yakınlaşmış, birlik, beraberlik duyguları daha da güçlenmiş olarak yarınlara ulaşmayı Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.
“Dünya halklarına büyük acılar yaşatmış Birinci Dünya Savaşı'nın ağır şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini saygıyla anıyor, torunlarına içten taziyelerimi iletiyorum. Bu vesileyle, bu acı dönemde yaşamını yitiren tüm Osmanlı vatandaşlarına Allah'tan rahmet diliyorum.
“Ne surette olursa olsun tek bir vatandaşımızın dahi ötekileştirilmesine, inancından ve kimliğinden dolayı farklı muamele görmesine asla izin vermedik, vermeyeceğiz.
“Geçmişten yalnızca dostluk ve aynı yüksek insanlık ideali için güç alarak geleceği birlikte inşa etmek hepimizin ortak amacıdır.
“Anadolu'nun bağrından doğmuş birlikteliğimizi görmezden gelerek tarihten husumet çıkarmaya çalışan çevreler hepimizin malumudur. Biz birlik, refah ve huzur dolu bir gelecek isterken ve bunun için çalışırken, niyeti başka olan çevrelere fırsat verilmemesi en önemli dileğimizdir.
“Bu düşüncelerle Birinci Dünya Savaşı'nda yitirdiğimiz Osmanlı Ermenilerini bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, hepinize esenlikler diliyorum."