Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 30. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan’ın gündeminde Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, Suriye ve “Fırat kalkanı” operasyonu, ekonomik kriz ve “FETÖ ile mücadele” vardı.
AB’ye ilişkin
“Biz Avrupa'da misafir değil, ev sahibiyiz. AB ve bazı Avrupa ülkeleriyle son dönemde yaşadığımız sıkıntılar, güncel siyasi çatışmalardır".
"Şayet ülkemize karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa, hemen yarın Avrupa Birliği'ne tam üye olmaya hazırız".
"Avrupa Birliği, ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında, biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Hani bizde bir söz var ya; ne kadar ekmek o kadar köfte."
"Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Bugün Türkiye'ye uygulanan çifte standarda, yarın üye devletlerden herhangi birinin de maruz kalmayacağını kim garanti edebilir? Onun için Avrupa Birliği meselesinde kararı üye ülkelere ve birlik kurumlarına bırakıyoruz. Şayet Avrupa, kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler."
Suriye’ye ilişkin
"Suriye'de, Irak'ta "Halep'e düşen bombalar sebebiyle gözyaşı döken her çocuk, evladına sarılan her anne baba bizim kardeşimizdir. Musul'da, Telafer'de ve diğer şehirlerde, bir yandan DEAŞ'ın, diğer yandan zalimlikte onları aratmayan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Her kim ki bize 'Buralara karışma' derse bilsin ki aslında 'Kalbinizden bir parçayı söküp atın' diyordur. Biz bunu yapamayız. Geçmişte Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Karabağ'daki, Kırım'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak, şimdi de Irak'taki, Suriye'deki, diğer bölge ülkelerindeki baskılara aynı şekilde rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş, bize tarihin mirasıdır."
Erdoğan Fırat Kalkanı Operasyonu'nun hedefinin herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleri olduğunu da sözlerine ekledi.
Fırat Kalkanı'na ilişkin
"Bu mücadelede Batı ülkelerinden destek görmek bir yana tam tersine çok ciddi engellerle, engellemelerle karşılaşıyoruz. Avrupa'daki birtakım firmalar, ülkemize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar. 'Kötü komşu, insanı hacet sahibi yapar' derler".
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'daki bazı firmaların askeri malzeme satışıyla ilgili açıklamalarını hatırlattı ve:
"Biz bu sancıları en başından itibaren yaşadığımız, hissettiğimiz için 14 yıldır kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı sağlayacak bir alt yapıyı kurmaya çalışıyoruz. Bunlar zavallı. Siz bizim Çanakkale destanını okudunuz mu? Artık Haçlı zihniyetleri tarih oldu. Yoksa bunu mu uyandırmak istiyorsunuz? Böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Eğer böyle bir teşebbüsün içerisindeyseniz bu çok yanlış bir şey. Önce kendinizi bir test edin, bu ülke bir NATO ülkesidir. Bir NATO ülkesine karşı 'Biz böyle bir adımı nasıl atarız' diye kendinize sorun. Yanlış yoldasınız, kendinizi test edin doğru yola gelin."
Dövize ilişkin
"Terör örgütlerinin ağababaları, baktılar ki bu iş silahla, bombayla, tankla, uçakla olmuyor, bu defa bel altından vurmaya başladılar."
"Son günlerde ekonomimizin maruz kaldığı saldırıları işte bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bu spekülasyonların arkasındaki güçlere diyorum ki, sizin eli kanlı katillerinize pabuç bırakmayan bu millet, o bir dolara satın aldığınız piyonlarınızla bunları karıştırmayın, bu millet, darbenin ertesi günü 2,5 milyar dolarını bozdurup ekonomisine destek olmuş bir millettir. Bugün de dövizi silah gibi kullanarak Türkiye'yi dize getireceğinizi sanıyorsanız, aldanıyorsunuz."
FETÖ'ye dair
"Bunların tüm hayatları gibi bu dönemleri de yalan, aldatma, riya üzerine kuruludur. Ama bundan sonra da aynı şeyleri yapacaklar. Şimdi eminim Aralık ayı için, daha sonraki tarihler için yeni yalanlar uydurup, ortalığa salacaklar. Artık hiçbir önemi yok. Hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem de Türk milleti bunların defterini dürmüştür. Sağda solda kalmış olan kılıç artıkları da zaman içinde tespit edilip etkisiz hale getirilecektir".