Eğitim-Sen Kars Şubesi Yönetim Kurulu adına Şube Başkanı Çetin Koçyiğit, yaptığı yazılı basın açıklamasında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların açılmasına sayılı günler kala, eğitim ve hukukla zayıflayan ilişkisini iyice koparmış olduğunu ve hükümetin eğitim alanında ceza infaz kurumu gibi hareket etmeye başlamış olduğunu söyledi.
Koçyiğit açıklamasında; Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzun süredir hukuksuz uygulamalarla sendikal Eğitim Sen üyelerinin faaliyetlerini suç gibi göstermeye çalışan, sendikal hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan, yargı kararlarından dahi ders çıkarmayarak hukuksuz uygulamalarda ısrar ederek, bir kez daha üyelerini yıldırmak ve sindirmek istediklerini söyledi.
KARS’TA 12 KİŞİ BAŞKA İLLERE SÜRGÜN EDİLDİ
Başkan Koçyiğit, Kars’ta 12, Şanlıurfa’da 367, Diyarbakır’da 264, Gaziantep’te ise 51, Van 47, Mardin 70, Tunceli 62, Elazığ 72 olmak üzere daha farklı yerlerde 1000 Eğitim Sen üyesinin bayram öncesi ve okulların açılmasına sayılı günler kala il dışına sürgün edildiğini de söyledi.
Çetin Koçyiğit yaptığı açıklamada: “Üstelik benzer sürgün kararlarının hukuksuzluğu defalarca AİHM, yüksek yargı ve mahkemeler tarafından tespit edilmiş ve kimi zaman da üyelerimize tazminat ödenmesine hükmeden kararlar verilmiştir.
Buna rağmen Bakanlık, eğitim sisteminin içine gireceği krizi, öğrencilerin nitelikli eğitim hakkını ve öğretmenlerin emeğini değil, kindar biçimde siyasi hesaplar gözeten bir tavır içine girmiştir.
29 Aralık grevinin KHK/OHAL Rejiminin bir bahanesi olduğunu, 2008 yılından bu yana yürürlüğe koymak isteyip bir türlü yürürlüğe koyamadıkları 'rotasyon' uygulamasından net bir şekilde anlıyoruz ki aslında bu çok önceleri hazırlanmış bir planın ilk adımlarıydı.
Belirtmek isteriz ki devlet kurumları kararlarını alırken ve uygularken hukuk ilkelerine bağlı kalmak zorundadır. Ancak Türkiye’de yaşananlar, idarenin kararları ile hukukun nasıl katledildiğini göstermektedir. Artık en temel sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılması bile “suç” kapsamına alınmakta ve bunun üzerinden siyasi talimatlarla cezalar verilmesi sağlanmaktadır.
Şüphesiz ki bunun ardında yatan en temel etken, hükümetin yıllardır izlediği eşitsiz, ayrımcı, otoriter, baskıcı ve yasakçı eğitim politikasına karşı kamusal, parasız, laik, bilimsel, nitelikli, demokratik ve anadilinde eğitim mücadelemizin verdiği rahatsızlıktır. Savaşa karşı barışın, her türlü ayrımcılığa ve yok saymaya karşı eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin sesi olan sendikamızın mücadelesinden rahatsızlık duyanlar, iktidarın politikalarına itiraz eden herkesin hedef haline getirildiği bir dönemde sendikamız Eğitim Sen’i de hedef alarak örgütlü mücadelemizi engellemek istemektedir.
Ancak unutulmamalıdır ki bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı kararın alınmasında ve uygulanmasında rol alanlar, işledikleri suçlar nedeniyle bir gün mutlaka hukuk önünde hesap vereceklerdir. Ve bilinmelidir ki hiçbir üyemiz, bu baskı ve hukuksuzluk karşısında yalnız kalmamış ve kalmayacaktır! Eğitim Sen olarak, üye ve yöneticilerimize yönelik her türlü baskı, soruşturma ve sürgünlerin durdurulması için, çocuklarımızın ve öğrencilerimizin eğitim hakkı için, tüm gücümüzle örgütsel ve hukuksal mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir!”dedi.