HDP, İstanbul seçimleri ve 1 Mayıs’a ilişkin yaptığı açıklamada, “Farklılıklarımızla, renklerimizle dayanışma içinde olmanın tam zamanıdır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, 31 Mart Yerel Seçimler’deki İstanbul sonuçları ve 1 Mayıs İşçi Bayramı’yla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “17 Nisan’da hepimiz İstanbul’da 25 yıllık rant belediyeciliğinin el değiştirme anlarına tanıklık ettik. Bundan sonra Türkiye’deki siyasal gelişmeleri fazlasıyla belirleyeceği şimdiden netleşen 31 Mart Yerel Yönetimler Seçim sürecinde ve sonrasında sandık başlarında, tekrar tekrar oy sayımlarında emeği geçen herkesi kutluyoruz. Elbette ki demokrasi mücadelesinin sadece sandık sonuçlarından ibaret olmadığını bilecek kadar tecrübemiz var. Son yıllarda annemizin ak sütü kadar helal olan belediyelerimize uygulanan kayyım siyaseti bile demokratik siyasette kat etmemiz gereken daha çok yol olduğunu gösteriyor. İstanbul’da halk iradesinin tesisi için gösterilen ortak demokratik tutum, tüm demokrasi güçlerine Van’dan İstanbul’a, Muş’tan İzmir’e her yerde seçmen iradesinin gaspına dönük ortak tavır almayı zorunlu kılıyor. Demokrasi, ötekinin hakkını-hukukunu evrensel ilke ve değerler çerçevesinde savunmakla bu topraklarda yeşerecektir” denildi.
‘DAYANIŞMA İÇİNDE OLMANIN TAM ZAMANI'
“Asıl ve kalıcı olacak demokratik değişim-dönüşüm de yurttaşlık bilincinin bir harç gibi bütün kimliklerimizin üstünde bizleri birbirine bağlayacağı omuzdaşlıkla sağlanacaktır” denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “31 Mart seçim sonuçları partilerden önce tüm Türkiye yurttaşlarına bu tarihsel sorumluluğu yüklemiştir bile. Farklılıklarımızla, renklerimizle dayanışma içinde olmanın tam zamanıdır. Çünkü işimiz daha yeni başlıyor! Şimdi sırada tekçiliğe dair ne varsa yaşamımızdan söküp atmak, rantçılığın-hırsızlığın kökünü tamamen kurutmak ve demokrasinin zihniyet, kurum ve kurumsallaşmasını sağlamak var.
‘ESMER ÇOCUKLARIN’ BAŞARISIDIR
İstanbul’da faşizme psikolojik bir dokunuşta bulunduk. ‘Onlar kaybedebilir, bizler kazanabiliriz!’ dedik. Bizlerin kazanımı Türkiye’nin ezilenlerinin, yoksullarının, işsizlerinin kazanımıdır. Çünkü onlar tek kimliği dayatanlar, bizler ise Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Ermenisiyle; Alevisi, Sünnisi, Hıristiyanıyla Türkiye’yiz. Tarihiz, Günüz, Geleceğiz! İstanbul’da ortaya çıkan bu ortak başarabilme umudunu, yaşamın aktığı her yerin umudu haline getirmeliyiz.
İstanbul’da ortaya çıkan sonuç, bizlerin; bizler şahsında bu topraklardaki bütün ‘esmer çocukların’ başarısıdır. Bu başarıyı toplumsallaştırmak, topluma mal etmek de bizlerin öncelikli görevidir. Bu başarı; her şeyden ve herkesten önce hırsızlığa, yoksulluğa, tekçiliğe ve faşizme öfkesini bilemiş, diğer partilere yönelik eleştirileri olmasına rağmen mührü AKP-MHP aleyhine vurma bilincini ortaya çıkarmış, HDP’li Türkiye ve Kürdistan emekçilerinin, yoksullarınındır. Bu kolektif özne haline gelmiş toplumsal gerçeği ıskalamadan, kendisini süreklileştiren kesintisiz bir demokrasi hamlesi ve demokratik güç birliği her zamankinden daha fazla önceliğimiz olmalıdır.
EDÎ BESE İLE YETTİ GAYRİYİ YANYANA GETİRECEĞİZ
Sonuç itibariyle Gezi, Newroz ve 1 Mayıs direnişini yok etmeye çalışanlar bilsin ki bu demokratik direniş ruhu hala İstanbul’un tüm sokaklarında yaşıyor ve hala dimdik ayakta! Önümüzdeki İstanbul 1 Mayısı da 31 Mart seçimlerinin asıl kazananının İstanbullular olduğunu gösterme günüdür. Sınıf hareketiyle ezilen halkların mücadelesinin ortaklaşma zorunluluğu olan böylesi dönemlerde, birlik fikriyatını, seçim sonuçları üzerinden ortaya çıkan toplumsal umutvarlıkla buluşturarak, 1 Mayıs’a geleceğiz. 1 Mayıs’ta Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz olacağız, Kemal Türkler olacağız, Musa Anter ve Leyla Güven olacağız! Ve Leyla Güvenleri faşizmin pençesine terk etmeyeceğiz! Çocukları cezaevlerinde ölüm sınırında olan annelerimizin ‘Beyaz Tülbentlerini’ Türkiye emekçileriyle buluşturacağız. Edî bese! ile yetti gayri! Sloganlarını yan yana getireceğiz.”