Bu yıl 15 Mart’ta Karakoçan’da startı verilen ve günlerdir onlarca merkezde yüzbinlerce kişinin katıldığı Newroz kutlamalarının finali Diyarbakır’da sonlandı.
Kürt siyasetçi Leyla Zana Newroz'da barış mesajı vererek, "Umut ediyorum ki seçimlerin ardından barışın ve özgürlüğün yolunu açacağız" dedi.
Newroz kutlaması nedeniyle kentteki bazı güzergahlar trafiğe kapatılırken 3 ayrı koldan Newroz Parkı’na ulaşan yüz binlerce kişi, üst aramasından geçirildikten sonra kutlama alanına alındı.
Diyarbakır Newrozu, her yıl olduğu gibi bu yıl da Bağlar ilçesinde bulunan Newroz Alanı'nda kutlandı.
Amed Newrozundayız! Em li Newroza Amedê ne! Cejna me Pîroz Be! #Newroz2024 #NewrozaAzadiyêPîrozBe https://t.co/m0U3YifeoH
— DEM Parti (@DEMGenelMerkezi) March 21, 2024
Newroz Parkı'ndaki kutlamaya DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Leyla Zana, TJA temsilcileri ve çok sayıda konuk katıldı.
Leyla Zana, Tuncer Bakırhan ve DEM PARTİ milletvekilleri alana birlikte giriş yaptı.
YAĞMURA RAĞMEN ALANA GİRMEYİ BEKLEDİLER
Yağmurlu havaya rağmen kutlama alanına giriş için yüzlerce kişi arama noktalarında alana girmeyi beklerken halay çekti.
KEMAL KURKUT ANILDI
Kemal Kurkut'un ve Mahsa Jîna Emini'nin fotoğraflarının asılı olduğu Newroz alanı, 'Her dem Kurdî Li her derê kurdî', Kurdî Bextê Kurda ye', Ji bo Kurdi Statu' yazılı dövizler ile süslendi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindekiler; 2017'deki Newroz kutlamaları öncesi polis kurşunuyla öldürülen Kemal Kurkut'un vurulduğu yere karanfiller bıraktı.
Protokolde yer alan siyasetçiler, kutlamada sahne alan isimlerin seslendirdiği şarkılar eşliğinde halay çekti.
LEYLA ZANA’DAN BARIŞ MESAJI
Yıllar sonra kitlesel bir mitinge katılan Leyla Zana alandaki herkesi selamlayarak konuşmasına başladı. Zana, "Bugün Newroz'dur. Newroz bayramdır. Kürdistan'ın 4 parçasında da Newroz kutlu olsun. Bütün Ortadoğu'nun Newroz'u kutlu olsun. Amed Şeyh Said'in memleketidir. Biz Seyit Rıza'ya Qazi Mihemmed'e, Ahmede Xani, Meleyi Cizir'e minnettarız. Bunlar bizim kökümüz. Mazlum Doğan, Rehşan bizler için bedenlerini yaktı. Bütün bunlar bu felsefe nasıl yükseldi Başkan Abdullah Öcalan ile can buldu. 300 milyon insan bu bayramı kutluyor. Kürtler öyle bir kavim ki her şeylerini paylaştığı gibi bayramlarını da paylaştı. Biliyorsunuz ki seçim geliyor. Bu parti bize diyor ki '100 yıldır bize baskı uyguluyorlar.' Demek ki Kürtler razı gelmemiş onların zulümlerine. Bu yüzden biz de irademizi ortaya koyacağız" ifadelerini kullandı.
Zana, kadınlar üzerinde konuşulduğunu söyleyerek, "Diyorlar ki kadınlar Allah mı? Hayır biz Allah değiliz biz kendi kaderimizi yazıyoruz. Ben bütün genç kadınları ve erkekleri selamlıyorum ve izin vermeyin ki faşizm yükselmesin. Newroz, Newroz'u kutlayan herkesin olsun ama Newroz'u Newroz yapan Mazlum Doğan, Zekiye ve Rehşan'dır. Bu yüzden kim kutlamak isterse kutlu olsun" dedi.
Alandaki bütün katılımcıların PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Newroz'unu kutlamasını isteyen Zana, "Ben umut ediyorum ki seçimlerin ardından barışın ve özgürlüğün yolunu açacağız. Kürt halkının Newroz'u kutlu olsun" diye konuşmasını sonlandırdı.
..haberin uzantısı
BAKIRHAN'DAN 6 MADDELİK ÇAĞRI
Diyarbakır'da yüz binlerce kişinin katıldığı ve "Rabe, dema azadî û serkeftinê ye" şiarıyla gerçekleştirilen Newroz kutlamasında Tunuslu sanatçı Emel Mathlouthi'nin sahne almasının ardından son konuşmayı DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan yaptı.
'ÖCALAN'IN DEKLARASYONUNUN ARKASINDAYIZ'
2017 yılında Diyarbakır'daki Newroz kutlamasında polis kurşunuyla öldürülen Kemal Kurkut’u hatırlatan Bakırhan, "2017 Newroz’unda burada gencecik yaşında katledilen Kemal Kurkut’u unutmadık. Kemal Kurkut'un katillerini biliyoruz, tanıyoruz ve bir gün mutlaka demokratik bir yargı karşısında Kemal Kurkut’un hesabını soracağız. Değerli halkımız, 2013 yılında yine bu Newroz alanında, bu platformda Sayın Öcalan’ın barış ve çözüm deklarasyonu okunmuştu. O barış ve çözüm deklarasyonu aynı zamanda Türkiye’de yaşayan 86 milyon insanın demokratik, barışçıl bir ortamda eşitçe ve kardeşçe yaşamalarının deklarasyonuydu. Ama maalesef savaş sevenler, çatışma isteyenler, Kürt düşmanları bu ülkede barış gelmesin diye, demokrasi gelmesin diye 2013 yılındaki deklarasyonu görmediler, tanımadılar, dikkate almadılar. Bizler DEM Parti olarak 2013 yılında burada ortaya konulan ve Türkiye halklarının yararına olan, barışın ve demokrasinin özgürlüğün reçetesi olan Sayın Öcalan’ın deklarasyonunun arkasındayız. Yine bu vesile ile İmralı Cezaevi’ndeki Sayın Öcalan ve arkadaşlarının da Newroz Bayramı’nı kutluyoruz" dedi.
'ALIN SİZE MECAL, ALIN SİZE DURUŞ, ALIN SİZE DİRENİŞ...'
Bakırhan, şöyle devam etti: "Değerli gençler, biz mücadeleyiz, umuduz, barışız, baharız. Bakın daha birkaç yıl önce kimi hükümet yetkilileri ‘gençlik nerede’ diyordu. Gençlik burada, gençlik Amed’de, Newroz meydanında, Newroz alanlarında. Gençliği görmek isteyenler Amed’de, İstanbul’da, Batman’da, Siirt’teki Newroz alanlarına bakarsa gençliği görür. Değerli gençler, diyorlardı ki ‘bunların mecalleri kalmadı.’ Alın size mecal, alın size takat, alın size duruş, alın size direniş. Bizlere bu direnişi, onuru veren siz değerli Amed gençlerinin, kadınlarının ve halkının önünde saygıyla eğiliyoruz. Sizler var oldukça mecalimiz de, kuvvetimiz de, kudretimiz de hep var olacak, var olmaya devam edecektir.
'HESAP SARAY'DA İSE TERAZİ AMED'DEDİR'
Değerli halkımız, Ankara’da yine kirli hesaplar yapılıyor. JİTEM ittifakıyla, Kurt ittifakıyla birlikte, Kürt karşıtı bir ittifakla birlikte kirli hesaplar yapılıyor. Ankara’da kirli hesap yapanlara diyoruz ki hesap sarayda ise terazi Amed’tedir, Amed Newrozu'ndadır. Savaş Ankara’da ise barış Amed’tedir, Amed Newrozu’ndadır. Yanlış hesap yapanlara diyoruz ki yanlış hesaplarınız Amed Newrozu’ndan geri döner. Yanlış hesap yapmayın. Yanlış hesabın bu ülkeye bu ülkede yaşayan ezilenlere yoksullara emekçilere hiçbir yararı yoktur.
'MİLYONLARI HAPSEDEMEZSİNİZ'
Şimdi 3 yıldır mutlak bir tecrit politikası uyguluyorlar. Sizin tecrit politikanız iflas etti. Milyonlarca insanın iradesini bir hücreye sığdıramazsınız. Milyonlarca insanın barış ve demokrasi taleplerini bir hücreye hapsedemezsiniz. Onun için en iyisi, en doğrusu milyonlarca insanın talep ve isteklerine kulak kabartmanızdır, dikkate almanızdır. Sizlere diyoruz ki savaş yerine çözüm. Çözümün adresini istiyorsanız bir ada ötesinde, bir ada kadar yakın İmralı Cezaevi’ndedir.
'AMED JİTEM İTTİFAKINA GEÇİT VERMEYECEK'
Bir JİTEM ittifakıyla karşımıza çıkmışlar. Mehmet Ağar Elazığ’da, Tansu Çiller İstanbul’da. Bu JİTEM ittifakının sözcülüğünü yapıyorlar. Bu seçimlerde Mehmet Ağar’la, Tansu Çiller’le birlikte poz verenler biz Kürtlere 90’ları, faili meçhul cinayetleri işaret ediyorlar. Binlerce, on binlerce faili meçhul cinayette kaybettiğimiz o karanlık günleri işaret ediyorlar. Peki Amed gençliği, Amed halkı bu JİTEM ittifakına geçit verecek misiniz? Zannediyorlar ki boyun eğdirecekler. Sizler 50 yıldır infazlarınızla, cezaevlerinizle, faili meçhul cinayetlerinizle Kürt halkının iradesine kayyım atamakla boyun eğdiremediniz, boyun eğdiremezsiniz. Bugünden sonra da Amed halkına, Amed gençliğine, Kürt gençliğine asla ama asla boyun eğdiremeyeceksiniz.
'HAYIR, SAVAŞA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Diyalog ve müzakereden kaçıyorlar, çözüm iradesine tecrit uyguluyorlar. Kürt halkının seçilmişlerini cezaevlerine atıyorlar, çıkıp diyorlar ki 'büyük askeri operasyonlar yapacağız.' Büyük askeri operasyonlar demek daha fazla can ve kan kaybıdır. Büyük operasyon demek, Kürtlerin yaşadığı her yerde savaş ve çatışma demektir. Büyük operasyon demek emeklinin, emekçinin, asgari ücretlinin sofrasından ekmeğini ve zeytinini çalmaktır. Büyük operasyon demek kanla, rantla beslenenlerin iktidarlarını uzatmaktır. Büyük operasyon yerine biz bir kez daha buradan söylüyoruz; Savaşın maliyeti büyük ama maliyeti en az olan şeyi tercih edin. Gelin savaş yerine büyük operasyon yerine Süleymaniye’de, Duhok’ta katlettiğiniz sivil Kürt insanlarını öldürmek yerine, barışı tercih edin diyalog ve müzakereyi tercih edin. Bu ülkenin geleceği savaş ve çatışmada değil.
Bu ülkenin geleceği, İstanbul’un emekçileriyle, Amed’in, Kürtlerin, ezilenlerin ortaya koymuş olduğu barış iradesindedir. Bunların derdi, biz değiliz; bunların derdi Kürtler değil, emekçiler değil, emekliler değil. Bunların derdi savaş, rant ve ölümdür. Savaşa hayır, savaşa izin vermeyeceğiz. Büyük operasyonlara karşı el birliğiyle, güç birliğiyle Türkiye’nin emekçileri ve yoksullarıyla birlikte büyük bir barış iradesi örgütleyerek bu savaş çığırtkanlığına, savaş üzerinden rant devşirenlere hep birlikte gereken cevabı vereceğiz.
'TÜRK-KÜRT İTTİFAKI GÜNCELLENSİN'
Birkaç çağrı yaparak sözlerimi bitirmek istiyorum; birinci çağrımız devlete, iktidaradır. Savaş statüsüzlük, cezaevlerine koyarak bu halkı yolundan çeviremezsiniz. İşte meydan, işte halkın ortaya koyduğu irade. Onun için bir an önce savaş yerine Türk ve Kürt ittifakını demokratik bir şekilde güncellemeye davet ediyoruz.
İki; yine çağrımız iktidar ve toplumsal kesimleredir. Türkiye’nin önünde iki yol var ya bunların söylediği gibi savaş çatışma ya da demokratik, barışçıl bir yöntem. Onun için toplumsal kesimleri bu savaş çığırtkanlığı karşısında doğru yolan barış ve demokrasi mücadelesini büyütmeye, yürütmeye çağırıyoruz.
Üç; en başta Meclis’te dediğiniz 'bilinmeyen dil, teröristan' kavramlarından vazgeçeceksiniz. 'Bilinmeyen dil' dedikleri 13 bin yıldır bu topraklar üzerinde konuştuğumuz Kürtçe’dir. 'Teröristan' dedikleri yer dört parçaya ayrılan Kurdistan’dır. Bir an önce bu siyasetinizden vazgeçin. Kürt gerçekliğini, Kurdistan gerçekliğini anlamak ve tanımak zorundasınız.
Dört; ezilenlere, muhalefete seslenmek istiyorum. Kürt meselesinde cesur olalım. Doğruları dile getirelim. İktidarın baskıcı, yok sayan tutumunun yanında hizalanmaktan ziyade biz muhalefet Kürt meselesini demokrasi, özgürlük meselesini daha fazla sahiplenerek büyütelim. Bu savaş çığırtkanlığı yapanların karşısında büyük bir barış zemini örelim.
'KÜRT KARŞITI SAVAŞI NASIL ÖNLEYECEĞİZ'
Beş; bu çağrım Kürtlere. Hewler’den Kobanê'ye kadar Urmiye’den Amed’e kadar yaşadığımız her toprak parçasına ne diyorlar; 'Teröristan.' Sadece burada Kemal Kurkut katledilmiyor. Süleymaniye’de, Duhok’ta, Kobanê'de, Qamişlo’da her gün Kürtlerin başına top ve mermi yağıyor. Dolayısıyla bunlar sadece DEM Parti’nin düşmanı değil, 4 parça Kurdistan coğrafyasında yaşayan hepimizin düşmanıdır. Onun için bütün Kürt partilerine oluşumlarına, 4 parçada yaşayan Kürtlerin oluşumlarına çağrı yapıyorum. Şimdi ulusal birlik zamanı değilse ne zaman? Şimdi ulusal birliğimizi kuramazsak, bu büyük operasyonu, bu Kürt karşıtı savaşı nasıl önleyeceğiz? Bugünden tezi yok, Kürtler ulusal birliklerini sağlamalı, ulusal birlikleri önündeki engelleri ortadan kaldırmalıdır.
DEVRİMCİ MÜCADELE VURGUSU
Son çağrım Türkiye’deki devrimci, sol, sosyalist, demokratlara; bu faşizan düzene itiraz eden ezilen ve yoksullardır. Bizler güçlü büyük bir ortak mücadele zemini yakalamak zorundayız. Türkiye'nin yarısı açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Yarısı dilini kullanamıyor, inancını kullanamıyor. Bütün bunların taleplerinin demokratik bir zeminde karşılık bulması için sol sosyalist güçlerin demokratik büyük bir devrimci mücadele zemininde bir araya gelmeye çağırıyoruz.
'AMED'İ REKOR OYLA ALMAYA HAZIR MISINIZ'
Amed halkı, şimdi bize savaş dayatanlara evet diyecek miyiz? Hayır. Savaş çığırtkanlıklarına en iyi cevabı nerede vereceğiz? 31 Mart’ta sandıkta. Savaş çığırtkanlıklarına 31 Mart’ta sandıklarda büyük bir ders vermeye var mısınız? Peki, kentimizi sömüren, belediyelerimizi borçlandıran, rantçılık, yolsuzluk, usulsüzlük yapan bu kayyımları gönderecek miyiz? Bizim olanı, Amed’in olanı almaya on gün kaldı. Amed Belediyesi'ni rekor bir oyla almaya hazır mısınız?"