Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan önceki dönem Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobanê davasında savunma yaptı.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde PKK'nın saldırısı sonucu 12 askerin kayıp verilmesiyle ilgili olarak, "Bizim içimiz yanıyor. Ben defalarca söyledim. Dün toprağa verilen 12 asker benim kardeşimdir. Bu ülkenin yoksul halkının evlatlarıdır. Keşke barışı sağlayabilseydik, onlar yaşayabilselerdi." dedi.
HDP’nin önceki dönem eş genel başkanlarıyla, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê davasının duruşması, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın da izlediği duruşmaya yedi yıllık azami tutukluluk süresi dolan ancak tahliye edilmeyen Selahattin Demirtaş, Edirne F Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savunma yaptı.
“Mahkemeye değil, halka karşı ilk kez savunmamı yapıyorum” diyen Demirtaş, ölümleri engelleyemedikleri için içeride kahrolduğunu söyledi.
Kuzey Irak’ta Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 12 askerin hayatını kaybetmesini hatırlatan Demirtaş, “Bu ülkenin evlatları hayatını kaybediyor, engelleyemediğimiz için kahroluyoruz. Bu savaş bitmeli, silahlara veda edilmelidir. Müzakere ve diyalogdan kaçanlar bu ölümlerin sorumlusudur. Bizim içimiz yanıyor. Dün toprağa verilen 12 asker benim kardeşimdir. Bu ülkenin yoksul halkının evlatlarıdır” dedi.
-20 DERECEDE OPERASYONA GÖNDERDİKLERİ GENÇLERİN SIRTINA KÜRT SORUNUNU YÜKLEYENLERDEN HESAP SORULMALI
“Keşke barışı sağlayabilseydik” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Keşke barışı sağlayabilsek, onlar yaşayabilselerdi Kendi siyasi ikbali için savaştan medet uman her siyasetçi ikiyüzlüdür. Halkın evlatlarının kanı üzerine kendisine iktidar alanı yaratanlar ahlaktan nasibini almamış vicdansızlardır. Bu gidişata dur diyecek olan sadece ve sadece yoksul halktır. Biz demokratik çözüme inanan siyasetçileriz. Sırf bunu istedik diye yıllarca rehin tutulmamıza rağmen halen içeriden barış diye haykırıyoruz. Bugün Türkiye, evlatları için ağlıyorsa dönüp siyasetçilerden hesap sorma vaktidir. Sıcak koltuklarından operasyon kararı verirken -20 derecede operasyona gönderdikleri gençlerin sırtına Kürt sorununu yükleyenlerden hesap sorulmalıdır.”
DEM Parti’nin, “Askerleri ölüme göndereceğinize tecridi kaldırın, Öcalan ile görüşülsün” açıklamasını hatırlatan Demirtaş, “Bunun neyi yasaya aykırı, neyi gayrı meşru? Bunu söyleyen ‘terörist’, Meclis’te oturup trilyonluk ihaleleri götürenler ‘milliyetçi’ öyle mi? Hadi oradan. DEM Parti’nin halkı temsil etme hakkını ve meşru muhataplığını savunuyorum. DEM Parti’yi kabul etmeyen kim varsa ben de onları tanımıyorum. Benim irademin, halkı temsil hakkımı tanımayanı ben de tanımıyorum. Benim iradem bana aittir” dedi.
EN ONURLU GÖREVİMİZ SAVAŞA SON VERMEKTİR
Demokrasiyi ve barışı savunan herkes ile dost olduğunu söyleyen Demirtaş, mahkeme heyetine seslendi: “Mesela cübbelerinizi çıkarın sizinle kıran kırana siyasi tartışma yapalım. ‘Türkiye’yi savunuyoruz’, diyor musunuz? Buna saygı duyarız. Bizim cübbemiz yok, sizin var. Dolayısıyla tartışma hukuk zemininde yürüyormuş görüntüsünü kabul etmiyoruz. En onurlu görevimiz savaşa son vermektir, çatışmaları bitirmektir. Türkiye’de birlikte huzur içinde yaşayabileceğimiz koşulları oluşturmaktır birinci görevimiz. Burada gördüğünüz siyasetçilerin hepsi barış için mücadele etmişlerdir. Bu salonda bizim şahsımızda Kürt ve Kürdistan gerçeği mahkum edilmek isteniyor. Ben Kürt’üm, anavatanım Kürdistan’dır, her iki kimliğim onurdur, kimse bu değerleri yargılayamaz.”
ÖCALAN MÜZAKERENİN TARAFIDIR
Kürt sorununun çözümünde siyasi muhatabın mecliste DEM Parti, silahlara veda ve barışın sağlanmasında ise muhatabın Öcalan olduğunu söyleyen Demirtaş, “İmralı’da hukuksuzca tecrit altında tutulan Öcalan müzakerenin tarafıdır. Silahların terk edilmesinin yolunun Sayın Öcalan ile müzakereye bağlı olduğu, devletin de birçok defa hakkını teslim ettiği bir hakikattir” dedi.
COŞKUYLA KARŞILAYIN
Demirtaş, mahkemenin kendisi ile ilgili kararı yüzüne okumalarına müsaade etmeyeceğini belirterek, “Eşime, aileme, kızlarıma ve Diyarbakır’da halkımıza şimdiden vasiyetimdir. Kararı evimizin bahçesinde davul zurna çalıp halaylarla, zılgıtlarla, coşkuyla karşılayın. Çünkü biz de hücrelerimizde aynı coşku ve moralle karşılayacağız” diye konuştu.