Başbakan Binali Yıldırım, “Bunlar yaşandıktan sonra, onların yaşaması için, bütün dünyadan gördükleri izolasyona rağmen oradaki insanların sıkıntılarının giderilmesi için gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil” dedi.
Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin referandum kararına ilişkin sorulan sorulara cevap veren Başbakan Yıldırım, önemli açıklamalarda bulundu.
“Araçlarımıza yönelik bir hareket olursa bize yapılmış olur bizde buna karşılık mutlaka vereceğiz”
Ticari anlamda güzergahı kullanan Türk vatandaşlarına yönelik herhangi bir saldırı olması durumunda Türkiye’nin buna anında karşılık vereceğinin altını çizen Başbakan Yıldırım, “Bugün artık dün yok, her şey değişti. Irak’ın tamamında ulusal meseleler, uluslararası ilişkilerde merkezi hükümet anayasadan doğan haklarını eksiksiz kullanacağını açıkladı. Bu bir çatışma riskini beraberinde getiriyor. Onun birinci derecede kararını verecek olan Bağdat’tır. Bağdat ne kadar uygulamada kararlılık gösterecek? Bizimle ilgili kısmı ne? Biz buradan taşımacılarımız, ithalat, ihracat yapacak vatandaşlarımız girdiler, Bağdat’a, Basra’ya gidecekler diyelim. Bu güzergahta peşmerge unsurları tarafından herhangi bir şekilde saldırıya uğramaması, bir güvenlik zafiyetinin oluşmaması. Oradan giden araçlarımıza yönelik bir hareket olursa bize yapılmış olur biz de buna karşılık mutlaka vereceğiz. Radikal unsurlar, teröristler bu süreç içinde daha da çılgın hareketler yapabilirler, bu konuda da tedbirlerimizi alıyoruz. Güvenliğimizi hedef alan her türlü eylem, kalkışma ister hudutlarımız içinde ister dışında olsun fark etmez, anında karşılığını görecek” diye konuştu.
“Gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil”
"Başika’da Türk askeri sayısı artacak mı, Türk askeri peşmerge eğitimini durduracak mı?" sorusuna cevap veren Başbakan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
“Bunlar yaşandıktan sonra Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetime onların yaşaması için, bütün dünyadan gördükleri izolasyona rağmen oradaki insanların sıkıntılarının giderilmesi için gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil. Bunun bilinmesi lazım. Bu işte inat edenler aslında kendi halklarının geleceğini karartıyorlar. ‘Kürtlerin daha iyi şartlarda yaşamasına Türkiye niye itiraz ediyor?’ deniliyor, böyle bir şey yok, sorun zaten yıllardan beri sıkıntılarla gelmiş bir toplumun daha büyük belalara muhatap olmaması için dostça uyarılarımızı yaptık ama anlayana. Vatandaşlarımıza buralara gidişle ilgili uyarılarımızı yaptık. Genelkurmay Başkanımız Iraklı muhatabını kabul etti. Sahada neler yapılabilir, bizim yaptığımız tatbikata Irak’ta katılma kararı aldı. Detayları burada söylememe gerek yok. Tahran’a bir ziyaret yapacak bugünlerde Genelkurmay Başkanımız. Ardından Cumhurbaşkanımızın bir ziyareti olacak. İran-Türkiye-Irak, bu krizin çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz.”
Irak’ın Türkiye’deki tatbikata katılımının nasıl olacağına ilişkin bilgi veren Yıldırım, “Askeri personel, uzman düzeyinde katılım olacağı konusunda bir bilgi var” dedi.
“Kerkük’ün durumu ne olacak?”
Kerkük’ün gelecekteki durumuna ilişkin bilgi veren Yıldırım, “Kerkük’te demografik yapıyı Körfez Savaşı’ndan sonra fiili durum yaparak Bölgesel Kürt Yönetimi değiştirmek için adeta zulüm uyguladı. Kerkük gibi anayasa bakımından Bölgesel Yönetime ait olmayan yerlerin hem referanduma dahil edilmesi hem de oldu bittiye tabi tutulması ihtimaline karşı Irak Merkezi Hükümeti ile koordinasyon halinde bir çalışma içine gireceğiz. Bizim oldu bittiye kayıtsız kalmamız düşünülemez. Bunu Irak ile birlikte yapmamız lazım. Nihayet Irak’ın toprağıdır. Onlar bu konuda bizden destek talebinde bulunursa biz bunu tereddütsüz yerine getiririz. 957 nüfus sayımında Kerkük’teki Türkmen sayısı yüzde 70’ti, şimdi bu oranın yüzde 30’lara kadar gerilediği söyleniyor” ifadelerini kullandı.
“Barzani böyle bir adımı atmakta neden ısrarlı?”
Barzani’nin referandum konusunda neden ısrar ettiği yönündeki soruya ise Yıldırım, “Kendisinin oradaki konumu ile ilgili. Kişisel nedenlerden olduğunu düşünüyorum. Gelecek yıllarda seçimi var. Orada bugüne kadar parlamentoyu toplayamıyor. Otorite ile ilgili sıkıntıları var. Bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Gaz verenler, gaza getirenler olduğunu düşünüyorum. Unutmasın ki, sırtını sıvazlayanlar işler yolunda gitmezse tanımazlar, yine çalacağı kapı burasıdır” açıklamasında bulundu.
"Arkadaki isimlerden birisi ABD midir? Türkiye için kırmızı çizgi neresidir?" sorusuna Yıldırım, şöyle cevap verdi:
“Bizim için güney kara hudutlarımızda bir statü değişikliği, yeni bir oluşum, ister Irak’ta, ister Suriye’de kabul edilemez. Bunu biz ulusal güvenliğimize tehdit olarak görüyoruz. Bununla ilgili her türlü müdahale hakkımızı ikili ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak saklı tutuyoruz. Biz bizim için beyan esastır. ABD Başkanı Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantıda bu referandumun yanlış olduğunu, erteleme değil, yapılmaması gerektiğini kamuoyuna açıkladılar. Ama Amerika’daki başka yetkililer daha önceki beyanatlarında ‘bu ertelensin, zamanlaması doğru değil.’ Bizim dediğimiz ne bugün ne sonra. Hiçbir şekilde böyle bir referandum bizim açımızdan meşru değildir, kabul edilemez. İsrail’in kendi hesapları var, iç sorunları var. Oradaki yapılan açıklamalar kuvvetli resmi bir açıklamaya dönüşmedi. Bunda şaşılacak bir şey yok, bölgede İsrail konumunu güçlendirmek, iç sorunlarından kurtulmak için konjonktürel açıklamaları yapıyor. Bu dikkatten kaçmıyor."