Siyasi parti faaliyetleri kapsamında yaptığı çalışmalar nedeniyle 95 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan kapatılan KJA Sözcüsü, eski milletvekili Ayla Akat Ata tahliye edildi.
KHK ile kapatılan Kongreya Jinên Azad'ın (KJA) Dönem Sözcüsü ve eski Milletvekili Ayla Akat Ata hakkında 95 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması, Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ata'nın tutuklu olduğu Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi'nden getirildiği duruşmada, avukatları hazır bulundu. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, DBP Eş Genel Başkanvekili Gülcihan Şimşek, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aslan, TJA yöneticisi Ceylan Bağrıyanık, HDP Kadın Meclisi üyesi Ayşe Berktay, Zeynep Boğa, HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Leyla Birlik, Dirayet Taşdemir, Saadet Becerikli; TJA, DBP ve HDP il yöneticileri ile Ata'nın ailesinin yanı sıra çok kişi duruşmaya izleyici olarak katıldı. Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunması ardından duruşma başladı.
Mahkeme heyeti daha önce Ata hakkında, 2012 yılında Bitlis kırsalında çıkan çatışma yaşamını yitiren HPG’li amca kızları Welat Argış (Beritan Tımok) ve Şehriban Argış (Ruken Batman) için Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde düzenlenen cenaze törenine katıldığı gerekçesiyle 2 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle açılan davayı, tutuklu yargılandığı davanın dosyası ile birleştirilmesine karar verdi. Kararın ardından Ata'nın savunmasına geçildi.
'BAŞ MÜZAKARECİ OLAN ÖCALAN AYNI ZAMANDA DTK'NİN MUHATABIDIR'
Ata, savunmasının bir bölümünü anadili olan Kürtçe'nin Kirmanckî lehçesinde yaptı. Tercüman aracılığıyla savunmasını yapan Ata, “Anadilim Zazaca ancak kendi anadilimde eğitim alamadığım için savunma yapamıyorum. Bu nedenle anadilde eğitim alınması ve bunun kanunlarda yer almasının mücadelesini yürütüyoruz. Bu yargılama tarihi bir yargılamadır. Bundan sonraki savunmamı Türkçe yapacağım" dedi.
Ardından savunmasına Türkçe olarak devam eden Ata, üzerine atılı bütün suçlamaları reddetti. Mahkeme Başkanın Ata'ya DTK'deki faaliyetlerine ilişkin soru sormasına avukatları itiraz etti. Ata'nın avukatı Servet Özen, Ata'nın milletvekili olduğu dönemde yürüttüğü DTK faaliyetlerinin yasama sorumsuzluğu kapsamında olduğunu ve bunun yargılamaya konu edilemeyeceğini belirterek, DTK'ye ilişkin soruların sorulmamasına talep etti. Mahkeme aldığı ara kararla bu talebi reddetti. Savunmasına kaldığı yerden devam eden Ata, DTK'nin kuruluşu, amacı, misyonu ve yapısı konusunda bilgi verdi. Ata, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın İmralı Adası'nda yaptığı görüşme ve heyetlerle yaptığı toplantılarda DTK'nin yasal ve legal bir oluşum olduğunu, KCK'den ayrı olduğu yönünde defalarca açıklama yaptığını ve bunun iddianamede yer alan görüşme notlarında açıkça yazıldığını hatırlattı.
Ata, "DTK'nin Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü konusunda bir misyonu var. Sayın Öcalan bir baş müzakereci olmanın yanında aynı zamanda DTK'nin muhatabıdır. DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, İmralı Adası’nda yapılan görüşmelere katıldı. DTK ve KJA İmralı'da Sayın Öcalan ile görüştü. Bundan daha öte meşruiyet görmüyorum" diye vurguladı.
'DTK'Yİ MECLİS ÇATISI ALTINDA DİNLEDİK'
"Çözüm süreci"nde çıkarılan "Çözüm Çerçeve Yasası"nda yer alan çatışmasızlık ve silahsızlanma başlıklarına değinen Ata, "DTK bunun aracısıdır. Çözüm Çerçeve Yasası, PKK yöneticileri ile Hükümet yöneticileri arasında yapılan görüşmeler sonucu çıkarıldı. DTK illegalize ediliyor. DTK illegalize edilirse Kürt ve Türk halkları kaybeder" diye kaydetti.
DTK'de çalıştığı dönemde İnsan Hakları ve Hukuk Komisyon'un da yer aldığını anımsatan Ata, şunları aktardı: "DTK'nin yaptığı işler gizli saklı değil. Bugüne kadar yaptığı bütün çalışmaları kamuoyuna açık bir şekilde yapmıştır. Bugüne kadar DTK çatısı altında yaptığım çalışmaların bana çok şey kattığını düşünüyorum. Özellikle DTK'nin düzenlediği 'Faili Meçhuller ile Özerklik Çalıştayı'ndan çok şey öğrendim. 2011 yılında BDP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesiydim. Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na DTK'den gelen delegasyonun yeni Anayasa'ya ilişkin önerilerini Meclis çatısı altında dinledik."
FİLİPİNLER İNCELEMESİ İDDİANAMEDE
Kürt sorununun çözümü konusunda benzer dünya deneyimlerini araştırmak için çözüm sürecinde gittiği Filipinler’de yaşanan çatışma ve çözüm deneyimine ilişkin yaptığı görüşmelerle ilgili aldığı notların iddianamede suç delili olarak gösterilmesine tepki gösteren Ata, “Çözüm Çerçeve Yasası çıktı ancak biz bundan dolayı yargılanıyoruz" vurgusu yaptı.
Dava dosyasında Çarşamba ve Cumartesi günlerinde okul boykotu için çağrı yaptığı yönünde suçlama yapıldığını belirten Ata, okulların tatil olduğu Cumartesi gününde boykot çağrısı yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu dikkat çekti.
'SAYIN ÖCALAN KÜRT HALK ÖNDERİDİR’
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü konusunda 20 yıldan uzun süredir emek verdiğini ve kendisinin de bunun yakından tanığı olduğunu dile getiren Ata, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan ile İmralı’da yaptığımız görüşmede Kürt sorununun çözümü için '20 yıldır görüşüyoruz. Şu ana kadar siyasi irade ortaya çıkmadı' dedi. Bu sırada yanımızda olan devlet heyeti bize 'Siyasi irade var' dedi. Ben Sayın Öcalan'ı Kürt Halk Önderi olarak görüyorum. Bir kadın olarak ben gözümü Sayın Öcalan ile açtım. Bu gerçeği inkar edemem. Kürt sorunu hepimizin ortak sorunu. Bu sorunun terörize ve illegalize edilmesini kabul etmiyorum. DTK'nin terör ile terörizm ile bağlantısı olmayan bir kurumdur."
‘ÇÖZÜM YERİ YARGI DEĞİL SİYASETTİR’
KCK Yürütme Konseyi üyelerinin DTK'ye ilişkin basına verdiği demeçlerin iddianamede yer almasına değinen Ata, “DTK'ye Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için öneride bulunmuş. İyi ki bunu yapmışlar. Çünkü DTK'ye 'Kürt sorununun çözümü için çalışın' demeleri çok önemlidir. Bizim problemimiz var. Kendi dilimiz ve kültürümüz inkar ediliyor. Sorun bu. Siyaset işini yapmadığı için son 2 yılda yaşanan çatışmalar nedeniyle çok sayıda can kaybı oldu. Silahların susması çok değerliydi, ama biz bunu koruyamadık. Kürt sorununun en son tartışılması gereken yer mahkeme salonlarıdır. Şu anda bu sorunun çözümü yargıya havale edilmiş durumda. Bu sorunun çözüm yeri yargı değil, siyasettir" savunması yaptı.
SAVCI TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINI İSTEDİ
Ata'nın savunması ardından davanın esası hakkında görüşünü açıklayan duruşma savcısı, dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesini ve Ata'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Ardından savunma yapan Ata'nın avukatları, DTK'nin yasal bir kurum olduğuna dair belgeleri mahkeme heyetine sundu. Avukatların, mahkemeye sunduğu belgeler arasında DTK’nin tüzel kurumu adına düzenlenen su faturası da yer aldı. Avukatlar, çözüm sürecine karşı olan Gülen Hareketi üyelerinin DTK soruşturmasını yasaya aykırı bir şekilde açtığına dikkat çekti. Avukatlar, dinleme ve teknik takip kararlarının hukuka aykırı olduğunu, suçlamaların soyut olduğunu söyleyerek, Ata'nın tahliyesine karar verilmesini istedi.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme, Ata'nın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak, "adli kontrol" şartıyla tahliyesine karar verdi.
DAVA HAKKINDA
KHK ile kapatılan KJA Sözcüsü ve BDP eski Milletvekili Ayla Akat Ata, Diyarbakır Büyükşehir Belediye eşbaşkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı'nın gözaltına alınmasını protesto ederken Diyarbakır Adliyesi önünde30 Ekim 2016’da gözaltına alınarak tutuklandı. Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Ata hakkında 30 yıldan 95.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ata, siyasi parti faaliyetleri kapsamında katıldığı basın açıklaması, yürüyüşler, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek, “Örgüt yöneticiliği”, 14 kez “Örgüt propagandası yapmak” ve “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet etmek” ile suçlanıyor.