Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Türiye için kritik oylamasını yaptı. Oylamada "Türkiye yeniden denetim sürecine alındı" kararı çıktı. Karar, oy çokluğuyla alındı.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'nda "Türkiye'de Demokratik Kurumların İşleyişi" konulu oturumda Türkiye'nin 2004'te çıktığı denetim sürecine yeniden alınmasıyla ilgili karar tasarısı oylandı.
AKPM'de alınan bu kararla, Türkiye denetim sürecinden çıkartılıp yeniden alınan ilk Avrupa ülkesi oldu.
Hangi ülkeler siyasi denetim sürecinde?
Siyasi denetim sürecine tâbi bulunan diğer ülkeler, Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya Federasyonu, Sırbistan ve Ukrayna.
Karar tasarısı AKPM Türkiye raportörleri Estonyalı Marianne Mikko ve Norveçli Ingebjorg Godskesen tarafından hazırlandı.
Önce dün toplanan denetim komitesinde ele alınan raporda Türkiye, geçen yılki darbe girişiminden sonra ilan edilen ve üç kez uzatılan olağanüstü hâl (OHAL) bünyesinde alınan kararlar ve uygulamalar eleştiriliyor. Raporda, Türkiye'de demokratik kurumların işleyişinin bozulduğu belirtiliyor.
Denetim Komitesi, Mart ayında yaptığı basın açıklamasında, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL ilan edilmesiyle birlikte Türkiye'de "demokratik kurumların işleyişinde ciddi bozulmalar" olduğu gerekçesiyle denetim sürecine alınması çağrısı yapmıştı.
"Türkiye'nin Avrupa ülkesi yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği anlamına geliyor"
Hürriyet Brüksel Temsilcisi Güven Özalp, CNN Türk canlı yayınında AKPM'nin kararına ilişkin olarak, şunları söyledi:
"Hazırlanan raporlar, daha önce yapılan açıklamalar buna işaret ediyordu. Türkiye'yi kaybetmeme kaygısı da var. Bunun bir ceza açısından görülmemesi, Türkiye'de demokratik ortamın yeniden sağlanmasına yönelik bir karar olarak değerlendirilmeli. Bu karar, bir ülkenin insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında Avrupa ülkesi olmaktan doğan yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği anlamına geliyor. Raporlardan yola çıkarak eksikliklerini gidermesi gerekiyor. Türk demokrasisinin küme düştüğü yorumları yapılıyor."
"OHAL'in uzatılması, düşünce suçundan dolayı tutuklananların sayısının artması etkili oldu"
TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü ve Avrupa Birliği Temsilcisi Bahadır Kaleağası da, CNN Türk canlı yayınına bağlanarak, "Bu kararı bekliyorduk. Ön tartışmalar, ön değerlendirmeler bu yöndeydi. Üzüntü verici bir durum" dedi. "Türkiye, kurucu üye olarak bu statünün dışına çıktığı dönemde çok önemli ilerlemeler kaydetmişti" diyen Kaleağası, sözlerine şöyle devam etti:
"Ekonomi, demokrasi ve kalkınma açısından bunun yararlarını görmüştü. Bu statüden mahrum kalmak, saygın bir Avrupa ülkesi konumundan mahrum kalmak ekonomik olarak zarar verecektir. Dikkatli olunması ve geride bırakılması gereken bir konu. OHAL etkili oldu bu sürece gelinmesinde. AB, 15 Temmuz hain girişimine karşı bir noktadan sonra Türkiye'nin yanında durmuştu. Ancak OHAL'in uzaması, düşünce suçundan dolayı tutuklananların sayısı artması; yani terörle mücadele ile düşünce suçu arasında gri alan oluşması, eleştiri konusu oldu."
Hükümetten ilk tepki...
Karara ilişkin hükümet kanadından ilk tepki AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı'dan geldi. CNN Türk canlı yayınına bağlanan Bostancı, "Bu karar kesinlikle yanlış, haksız, hasmane bir karardır" görüşünü dile getirdi. Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ilişkin hususlar gerekçe gösteriliyor. Türkiye son derecede ilerleme sağlamış bir ülkedir. Hukuk devleti olma konusunda eksiklikler olabilir, ama bu hasmane bir tavır. Türkiye'yi tanımamaktan kaynaklanan bir süreç. Bu ülkede darbe girişimi yaşandığında, o gün bu ülkeler Türkiye'nin yanında olmadılar. "Bekleyelim bakalım ne olacak" dediler. Terör örgütlerine karşı devlet harekete geçmiş, bu her devletin yapması gereken bir şey. Darbe girişiminin ardından OHAL'e girilmiş, KHK'larla bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bu doğrultuda yargılamalar yapılıyor. Şimdi bunları gerekçe göstererek böyle bir karar alınması kesinlikle nesnel olmayan, kesinlikle hasmane bir siyasi anlayışın kararıdır."
AKPM neyi denetliyor?
Türkiye'nin 1949 yılında kurucu üye olarak dahil olduğu AKPM'de 1990'lı yıllarda oluşturulan "denetim süreci" üye ülkelerde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) temel değerlerini tesis etmeyi amaçlıyor ve uygulanmasını denetliyor. 1996'da bu sürece dahil edilen Türkiye, yapılan yapısal değişiklikler ve düzenlemeler sonrası 2004'te süreçten çıkarılarak "denetim sonrası izleme sürecine" dahil edilmişti.