35 yıl Sonra Yılmaz Güney'in Kurgusuyla Yeni 'Yol'

İster inanın, ister inanmayın, Berlin'de herkes festival programındaki filmlere koşarken ben 'Yol'u izledim, hem de yeniden kurgulanmış haliyle.

İster inanın, ister inanmayın, Berlin'de herkes festival programındaki filmlere koşarken ben 'Yol'u izledim, hem de yeniden kurgulanmış haliyle. Yeni kurgu Yılmaz Güney ve kurgucu Elisabeth Waelchli'nin 1982 yılının başında tuttukları notlara sadık kalınarak yapılmış. 'Yol', yeni haliyle çok daha çarpıcı bir film olmuş. 'Yol'u yeniden izledikten sonra çok acı bir saptama yapmak da kaçınılmaz oluyor: 35 yıl sonra ne yazık ki Yılmaz Güney'in bıraktığı yerde duruyoruz. Bu ülkenin 1981'de yaşadığı sorunlar hiç değişmeksizin aynen sürüyor. Peki yeni kurguda neler var?..

Bu çok eski ve uzun bir hikaye ve 1982’de başlıyor. Yılmaz Güney İsviçre – Fransa sınırında bir köyde Elisabeth Waelchli ile ‘Yol’un kurgusunu yapıyor ve 2 saat 27 dakika uzunluğundaki filmi Cannes Film Festivali ’nin seçicisi Gilles Jacob’a yolluyor. Gilles Jacob filmin yeniden kurgulanmasını ve 110 dakikaya indirilmesini talep ediyor, yoksa film yarışmaya seçilmeyecek. Yılmaz Güney, kurgucu Elisabeth Waelchli ve İsviçreli yapımcısı Donat Keusch filmin hemen yeniden kurgulanmasına karar veriyorlar ve ‘Yol’u son anda Cannes’a yetiştiriyorlar. Ancak bu kurgu Yılmaz Güney’in içine sinmiyor. Donat’a “Cannes sona ersin, yeniden kurgu yapacağız” diyor. Ancak film Altın Palmiye ’yi kazanınca yeni kurgu unutuluyor. Yılmaz Güney, ‘Duvar’ın çekim hazırlıklarına başlıyor, film bittikten kısa bir süre sonra da hastalığına yeniliyor. Ama Yılmaz Güney’in notlarını saklayan Donat Keusch, 35 yıl sonra filmi yeniden kurgulamaya ve restore etmeye karar veriyor. Filmin yeni adı ‘Yol- The Filmmaker’s Version’, Türkçeye ‘Yol-Yönetmenin Kurgusu‘ diye çevrilebilir.

Ben Donat’ı 2005 yılında Cannes Film Festivali’nde tanıdım. Bize yolladığı materyal ile 2007 yılında Gezici Festival sırasında Ankara ve Kars’ta, ’25 Yıl Sonra Bilinmeyen Görüntüleriyle Yol’ adı altında oyuncular Tarık Akan, Şerif Sezer, Necmettin Çobanoğlu, yönetmen yardımcısı Muzaffer Hiçdurmaz, kurgucu Elisabeth Waelchli ve Donat’ın katılımıyla filmde kullanılmayan görüntüleri izleyicilerle paylaşmış, söyleşiler düzenlemiştik.

Filmi Berlin’de, yapımcısı Donat, iki kurgucusu, ses tasarımcısı ve jenerik tasarımcısıyla birlikte izledik. Yeni kurgu Yılmaz Güney ve Elisabeth Waelchli’nin 1982 yılının başında tuttukları notlara sadık kalınarak yapılmış. ‘Yol-Yönetmenin Kurgusu’nda Güven Şengül’ün canlandırdığı altıncı mahküm Süleyman’ın hikayesi yer alıyor. Ayrıca Tuncay Akça’nın canlandırdığı Yusuf’un hikayesi de yeni sahneler eklenerek tamamlanmış. Filmin %15’inin değişmesine karşın süre yine de 112 dakika olacak. Çünkü Donat’ın söylediğine göre ‘Cannes’daki bitmemiş kurguda yer alan ve Yılmaz Güney’in içine sinmeyen bazı sahneler’ de filmden çıkartılmış. Yeni sahneler, adı o zaman ‘Bayram’ olan projenin negatiflerinden yararlanılarak eklenmiş. Filmin restorasyonu, yeni sahnelerin dublajı yapılarak ve yeni bir jenerik eklenerek nisan ayına kadar tamamlanmış olacak.

Filmi izledikten sonra kurgu üzerine konuştuk, tartıştık. Herkes düşüncelerini söyledi. Öncelikle belirtmeliyim ki ‘Yol’ yeni haliyle çok daha çarpıcı bir film olmuş. Filmin yapımcısı Donat “Sonunda tamamlayabildik” diyor ve çok mutlu. Bu aslında yıllar önce veda eden bir dostun vasiyetini yerine getirmenin verdiği huzur. Geçen 30 yıl içinde, filmi bilen insanlar arasında efsane haline gelmiş olan ‘at sahnesi’ de filmde yer alıyor. Donat bu sahneyi kısa tuttuklarını söylüyor. Keşke görmediğim ama anlatılanlardan bildiğim bu sahnenin tamamını kullansalardı.

Sevgili dostum Muzaffer Hiçdurmaz (filmin yönetmen yardımcısıdır) çekimlerin ne kadar zor geçtiğini bana anlatmıştı. Aslında ‘Yol’un çekim süreciyle ilgili bir belgesel yapılsa çok iyi olur. 
Donat ile konuşurken başka gizemler de ortaya çıkıyor. Donat, Yılmaz Güney’in ‘Sürü’yü de yeniden kurgulamak istediğini anlattı, özellikle o çok meşhur ve çok didaktik ‘Marksizm dersi sahnesini’ filmden çıkarmak istemiş.

‘Yol’u yeniden izledikten sonra çok acı bir saptama yapmak da kaçınılmaz oluyor: 35 yıl sonra ne yazık ki Yılmaz Güney’in bıraktığı yerde duruyoruz. Bu ülkenin 1981’de yaşadığı sorunlar hiç değişmeksizin aynen sürüyor. Yazık.

Ahmet Boyacıoğlu

İlgili Haberler

Kültür | Sanat | Magazin Haberleri

'Milli Hassasiyetler'in Gölgesinde.. Suavi'nin Seydişehir Konseri İptal Edildi!
Gerginliklerle Dolu Bir Gece.. Suavi'nin Beykoz Konserine Saldırı Girişimi!
86 Yıllık Efsane.. Sanatın Üstadı Genco Erkal Yaşama Veda Etti!
'Sanat Dünyası'nın Trajik Kaybı.. Oyuncu Kenan Işık Hayatını Kaybetti!
Gladyatör 2.. 'Efsanevi Arena'da Yeni Macera 15 Kasım'da Başlıyor!