'21 Şubat Dünya Anadil Günü' Kutlanıyor

Dünya Anadil Günü kapsamında birçok kentte yapılan açıklamalarda, halkların dilleriyle varlıklarını koruduğu belirtilerek anadillere sahip çıkılması gerektiği vurgulandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2000 yılında 21 Şubat tarihini Dünya Anadil Günü ilan etti. Bugün, 20 yıldır dünyada dilsel farkındalık yaratmak ve çok dilliliği teşvik etmek için kutlanıyor.

Anadilin korunmasında ve geliştirilmesinde uluslararası alanda en büyük sorumluluk devletlere veriliyor. BM, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Türkiye’nin de içinde yer aldığı, anadil ile ilgili en kapsamlı düzenlemeleri yapan kurumlardan.

Anadil ile ilgili tartışmalar daha çok insan hakları ve kültürel haklar kapsamına giriyor. Azınlık hakları da insan hakları çerçevesi içinde değerlendiriliyor, dolayısıyla hayat hakkı, eşit olma hakkı, ayırımcılık yapılmaması, din, ifade ve kültür özgürlüğü gibi devletlerin korumakla yükümlü olduğu bireysel haklar çerçevesinde ele alınıyor.

Fakat azınlık kavramının bir gruba vurgu yapması dolayısıyla kolektif bir boyutu da var. Pek çok uluslararası anlaşma ile de vurgulandığı üzere etnik/dilsel/dinsel azınlıkların sadece devletler tarafından kabul edilmesi yeterli değil. Devletler bu dil, din ve kültürlerin gelişmelerine elverişli koşulların yaratılmasından ve kolektif olarak azınlıkların, hâkim kültürün tamamen etkisi altına girmeden varlığını sürdürebilmesinden de sorumludur.

TÜRKİYE’DE DURUM NASIL?

UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası’na göre Türkiye’de 18 yok olmuş veya yok olma tehlikesi altında olan dil olduğunu gösteriyor. Bunların üçü tamamen yok olmuş durumda: Ubik, Mlahso ve Kapadokya Yunancası. Hertevin ise yok olmak üzere. Hertevin ve Mlahso dilleri Süryani dilleri ailesinden, bir diğer Süryani dili olan Turoyo da UNESCO listesinde ciddi olarak tehlikede olarak görülüyor.

Bu dilleri Ladino ve Gagavuzca dilleri takip ediyor. Bunlar da UNESCO listesinde ciddi olarak tehlikede olan diller arasında. Romanca, Batı Ermenicesi, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Abazaca, Suret de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan dillerden.

UNESCO; Adigece, Abhazca, Kabar-Çerkes dilleri ve Zazaca’yı da “kırılgan” diller kategorisinde görüyor.

Dil çalışmaları ve envanterinde bir diğer önemli kaynak olan Ethnologue adlı internet sitesi ise Türkiye’de hali hazırda konuşulmakta olan 39 dil olduğunu yazıyor.

Listede Osetçe, Uygurca, farklı Arapça lehçeleri, Sırpça ve Arnavutça gibi kimisi Türkiye’de yerli kimisi de göçler sonucunda ülkenin dağınık bölgelerinde konuşulan diller de yer alıyor.

Haberin uzantısı...

Anadil Günü Açıklamaları

21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında birçok kentte basın toplantıları düzenlendi.

Dünya Anadil Günü kapsamında birçok kentte yapılan açıklamalarda, halkların dilleriyle varlıklarını koruduğu belirtilerek anadillere sahip çıkılması gerektiği vurgulandı. Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizirî de Kürtlerin için Kürtçenin "kırmızı çizgi" olması gerektiğini ifade etti. 

21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında birçok kentte basın toplantıları düzenlendi. 

  • DİYARBAKIR 

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP), Kürdistan Demokrat Partisi–Bakur (PDK), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK-T), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), İnsan ve Özgürlük Partisi ile Azadî Hareketi’nin Kürt dilinin geliştirilmesi, resmi dil olması ve okullarda öğretilmesi amacıyla kurduğu Kürt Dil Platformu , 21 Şubat “Dünya Anadil Günü” dolayısıyla basın toplantısı düzenledi.  Sur’da bir otelde düzenlenen toplantıya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP’li milletvekilleri İmam Taşçıer, Nusrettin Maçin ve 9 Kürt partisinin temsilcileri katıldı.

Kürt Dil Platformu Sözcüsü Şerefhan Cizirî, Kürtlerin anadillerini sahip çıkmadığı takdirde Ortadoğu’daki kadim bir halkın katili olacağı uyarısında bulundu. 

Anadilin önemini, “Dil insanın var oluşudur, bir milletin var oluşudur” sözleriyle tanımlayan Cizirî, tüm Kürtlere evde, sokakta ve yaşamın her alanında Kürtçe (Kurmancî, Kırmançkî) konuşmaları çağrısında bulundu.  Bir dili yok olmaktan koruyabilmenin yolu, insanların o dili konuşabilmesi ve çocuklarına öğretebilmesi için uygun koşulların yaratılmasından geçtiğini söyleyen Cizîrî, Kürtçe’nin resmi dil ve eğitim olması için devletten taleplerinin olduğunu söyledi. Cizirî, Kürtçe’nin meclisin gündemine taşınarak anayasal düzenleme ile Kürt Dil Kurumu’nun kurulmasının hayati bir önem taşıdığını kaydetti. Kürtçe üzerinde devam eden asimilasyon politikalarına karşı dili canlı kalkan haline getirmeleri gerektiğinin altını çizen Cizirî, ulusların, anadilleriyle kimlik kazandığını, Kürtlerin dilini kaybetmesiyle kadim bir halkın kaybolacağı uyarısında bulundu. Cizirî, yine Kürtçe’nin Kürt aydınları için “kırmızı çizgi” olması gerektiğini vurgulayarak, “Kürtçe yazma ve konuşma her Kürt aydının üzerindeki sorumluluktur” dedi.

Kürt halkında dil bilinci oluşturulması sorumluluğunun olduğunu vurgulayan Cizirî, Kürtçe’nin Kürt halkının öncelikleri arasında yer alması gerektiğini söyledi. Dilin önündeki engellerin kaldırılması için Türkiye’nin asimilasyon politikalarının uluslararası alanda teşhir edilmesi gerektiğini söyleyen Cizirî, dilin önündeki yasakların kalkması halinde bir sonraki adımın anadilde eğitim olacağını belirtti. Kürt Dil Platformu delegasyonları çalışmaları kapsamında Ankara’da çeşitli temaslarda bulunduklarını aktaran Cizirî, siyasi partilerle yaptıkları görüşmelerinin olumlu geçtiğini kaydetti. Cizirî, platformun ileriki günlerde yapacak konferansa ilişkin bilgiler paylaşarak konferansın çalışmalarında önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Sorulan soru üzerine Kürt Dil ve Kültür Ağı’na ilişkin konuşan Cizirî, aynı hedeflerle yola çıkan ağın çift başlılığa neden olduğunu savundu. 

Açıklamanın ardından basın emekçilerinin sorusu üzerine konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Kürt siyasi hareketinin, Kürtçe’nin korunması ve gelişimi için yaptığı çalışmaları hatırlatarak ancak bunların yeterli olmadığını belirtti. Kürt kurumlarının iletişim dilinin Kürtçe olması gerektiğini vurgulayan Güven, daha fazla bir özveriyle dil sorununa yaklaşıp bu konuda somut adımların atılmasının öncelikli adımlar arasında yer almasını dile getirdi. Açıklamaya katılan parti temsilcilerinin tümünün erkek olmasını eleştiren Güven, Kürtçe’yi bugünlere taşıyan anneler olduğunu ancak kadının burada yer alamadığını söyledi. Kürt Dil ve Kültür Ağı’na ilişkin konuşan Güven, ağın, asimilasyon tehdidine karşı yapılan çalışmaların yeterli olmadığı tespitiyle yola çıktığını belirterek, farklı çalışmaların bu dil için verilen mücadeleye zenginlik katacağını kaydetti. 

Ardından tekrar söz alan Cizirî, divanda kadın olmamasına yönelik yapılan eleştirinin yerinde olduğunu, birlikte çalışmaya başladıkları Siyasetçi Mülkiye Birtane’nin tutuklanması ve yine bugün aralarında olması gereken kadın arkadaşın gelememesi üzerine sadece erkeklerin kaldığını belirtti. Platform üyelerinden Ayetullah Aşiti, dil sorunun siyaset üstü bir yerde durduğunu ve bu kapsamda sivil çalışmaların yapılması görüşünün sorulması üzerine, her şeyin siyasetle çözüleceğini aktardı. Yine bir diğer üye Sedat Doğan ise çocukları Kürtçe konuşmayan ebeveynlerin bu dilin yok olmasında rol aldığını belirterek, tüm anne ve babaların çocukları ile Kürtçe konuşması gerektiğini söyledi. 

  • İZMİR

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Gençlik Meclisi, Kürtçe ve Türkçe olarak yaptıkları açıklama ile 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutlayıp, herkesi farklı anadillerine saygı gösterme çağrısından bulundu.

Partilerinin İzmir İl Örgütü binasında yapılan açıklamada, tarih boyunca sayısız uygarlığa beşiklik etmiş, diller ve kültürler zengini Anadolu ve Mezopotamya topraklarının yıllardır uygulanan tekçi politikalar sonucunda bir çöle döndüğü vurgulandı. 

Yıllardır diller, kültürler ve inançları hedef alan yasakçı zihniyetin bugün AKP tarafından devam ettirildiği belirtilen açıklamada, 21. yüzyılda Türkiye’de hala anadilinde eğitim hakkının olmadığını, anadili kullanımının kamu yetkilileri ve resmi kurumlar tarafından yasaklarla ve engellerle karşılandığını kaydedildi. Açıklamada, “Bu durum insan hakları açısından bir utanç konusudur. ‘Tekçi’ iktidar ve devlet anlayışı, ‘tek dilci’ bir uygulamanın da sürdürücüsü haline gelmiştir. Son dönemlerde tam anlamıyla bir dilkırım ve kültürkırım süreci yaşanıyor. Türkiye dünyada çocuklarına bayram armağan eden tek ülke olmakla övünürken, milyonlarca çocuğun kendi anadili ile eğitim görmesine ‘ülke bölünür’ paranoyası ile yaklaşacak kadar ‘çağ dışı’ düşünceler ileri sürülebilmekte ve anadilinde eğitim talepleri ‘suç’ olarak kabul edilmektedir” denildi.

Tüm engel ve yasaklara rağmen bu coğrafyanın kadim dillerinin bir tehdit olarak algılanmasına karşı mücadelelerini süreceklerini vurgulayan HDP’li gençler, tekçi, erkek egemen zihniyetin baskısı altında yok edilen, yaşayan ve direnen tüm dilleri selamlayıp, anadiline sahip çıkan herkesi farklı anadillerine saygı gösterme çağrısında bulundu.

İHD İzmir Şubesi de 21 Şubat nedeniyle şube binasında basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın Kürtçesini Şube Yöneticisi Vatan Çeçen, Türkçesini ise Deniz Bayrak okudu. Açıklamada, bireylerin kendi anadillerinde eğitim almasının engellenmesinin en büyük insan hakkı ihlallerinden olduğu belirtildi. 

Tarih boyunca sayısız uygarlığa beşiklik etmiş, diller ve kültürler zengini Anadolu ve Mezopotamya toprakları yıllardır uygulanan ‘tekçi’ politikalar sonucunda resmen bir çöle döndüğünü kaydedilen açıklamada, “Tarih boyunca egemen sınıflar, bu anlamda bir toplumsal değişim ve ilerlemeyi engelleyebilmek için dünyanın birçok yerinde öncelikle eğitim konusuna el atmış, kültürel zenginlikleri talan etmiş, 'resmi dil'in dışında kalan dillerle eğitimi yasaklayarak, farklı dil ve kültürlere yönelik asimilasyon politikalarını hayata geçirmiştir. 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutluyor, farklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını istiyoruz” denildi. 

  • BATMAN 

Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve HDP Batman Kadın Meclisi üyeleri, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla HDP binasında açıklama yaptı. TJA ve HDP'li kadınların yanı sıra kimi belediye eşbaşkanları açıklamaya katıldı. "21'ê Sibatê roja zimanê zikmakî ya cîhanê pîroz be" yazılı pankartın açıldığı açıklama konuşan Bekirhan Belde Belediyesi Meclis üyesi Gülistan Sönük, Kürtçe konuşmanın ve yazmanın önemine dikkat çekti. Sönük, anadilin bir hak olduğu ve resmi eğitim dili olması gerektiğini vurguladı.

  • MARDİN 

HDP Mardin İl Örgütü, 21 Şubat Dünya Anadil Gününe ilişkin açıklama yaptı. İl binasında yapılan açıklamaya il eşbaşkanları, ilçe yöneticileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamayı yapan HDP İl Eşbaşkanı Perihan Ağaoğlu, "Bu topraklarda var olan diller iktidar tarafından baskı ve faşist politikalar ile yok edilmek isteniyor” dedi. 

Türkiye'de konuşulan bazı dillerin yok olduğunu, bazılarının da yok olma aşamasında olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, “Bugüne özel çalışmalar barış ve özgürlüğün önünü açar. Çok dillilik bu çözümün yolunu açar. Dillere saygı duyulması halkı birlik içinde tutar. Bu nedenle bu dillerin sonuna kadar sahiplenilmesi gerekir. Var olan diller daha fazla yaşatılmalıdır" diye konuştu. 

Öte yandan sabah saatlerinde HDP ve DBP yöneticilerinin gözaltına alınması da açıklamada kınandı. 

Açıklama alkışlarla sona erdi. 

  • AYDIN

HDP Aydın İl Örgütü, parti binasında basın açıklaması düzenledi. Anadile ilişkin dövizlerin açıldığı açıklamada konuşan HDP Aydın İl Eşbaşkanı Ayşenur Vaizoğlu, "tekçi politikalar" yüzünden farklılıkların her geçen gün yok edildiğine dikkat çekerek, "Bu coğrafyada yaşayan farklı diller yasaklar ve asimilasyonun kıskacına alınarak yok edilmeye çalışılmaktadır" dedi. Çoğu okulda Kürtçe derslerinin dile vakıf olmayan farklı branşlardaki eğitmenlerin verdiğine değinen Vaizoğlu, "Bu tekçi anlayışa son verilmeli ve Türkiye’de yaşayan tüm diller anayasal güvence altına alınmalıdır” çağrısı yaptı. 

MALATYA

Dünya Anadil Günü vesilesiyle HDP Malatya İl Örgütü,  parti binasında basın toplantısı düzenledi.  İl Eşbaşkanı Yusuf Bozkuş, Cumhuriyet tarihinden bu yana izlenen tekçi politikalar yüzünden farklılıkların her geçen gün yok edildiğini belirtti. Bozkuş, "Bu coğrafyada yaşayan farklı diller, yasaklar ve asimilasyonun kıskacına alınarak yok edilmeye çalışılmaktadır. UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası'na göre, Türkiye'de 18 dil yok olmuş veya yok olma tehlikesi altındadır" dedi.  

  • ANTEP

HDP Antep İl Örgütü ise, kentteki birçok kurum ile birlikte Yeşilsu Parkı'nda "Ziman Jîyane" pankartı eşliğinde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan İl Eşbaşkanı Musa Aydın, "Kürt dili kamusal alandan, sokaklardan ve gündelik yaşamın tüm alanlarından uzak tutulmuş, hatta 'dil jandarmaları' tarafından sokakta Kürtçe konuşanlara para cezası kesilmiş, sembolik ve psikolojik şiddetin bütün örnekleri uygulanmıştır. Bugün de benzer şekilde devam eden inkar, asimilasyon ve dilkırım politikaları, adeta 20'nci yüzyıldaki anlayışın bir parçası olarak sürdürülmektedir" diyerek Kürtçe üzerindeki baskı politikalarına dikkat çekti. 

  • ŞIRNAK

HDP Şırnak İl Örgütü 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında il ve ilçe örgütleriyle beraber Cizre’de basın açıklaması düzenledi. HDP İlçe binasında yapılan açıklamada konuşan HDP Şırnak İl Yöneticisi Zozan Aksu, yaşanılan coğrafyanın çok dilli ve çok kültürlü olduğunu fakat Cumhuriyet tarihinden bu yana izlenen tekçi politikalar yüzünden bu farklılıkların yok olduğunu ifade etti. 

HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir ise, Türkiye’de Kürt ve Kürdistan halkının dilini yasaklı olduğuna işaret etti. 

Açıklamanın ardından Tevgerê Jinan Azad’lı (TJA) kadınlar Birca Belek Dil ve Kültür Derneği’ne geçerek Kürtçe kurs için topluca başvuruda bulundu.  

  • ADANA 

İHD Adana Şubesi, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla dernek binalarında basın açıklaması yaptı. "Anadil haktır engellenemez" pankartının açıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Barış Anneleri, Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER), Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAYDER), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Dersimliler Derneği ve çok sayıda kişi katıldı. 

İHD Adana Şube Başkanı avukat İlhan Öngör, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) verilerine dünya üzerinde 2 bin 500 dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayken, Türkiye’de tehlikede olan anadili sayısının 18’i bulduğunu kaydetti. 

Açıklama sonrası yurttaşlar, 21 Şubat Dünya Anadil Günü vesilesiyle Çerkezce, Arapça, Lazca ve Kürtçe dillerinde güne dair duygu ve düşüncelerini dile getirerek, anadillerin kamusal alanda kullanılmasını istedi. 

  • HATAY 

İHD Hatay Şubesi de 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla dernek binalarında basın açıklaması yaptı. İHD Hatay Şubesi Eşbaşkanı Servet Üstünbaba, İHD olarak her çocuğun en doğal insan hakkı olan kendi anadili ile eğitim alma hakkının ivedilikle hayata geçirilmesini talep etti. 

İHD İskenderun Şubesi de aynı kapsamda basın toplantısı düzenledi. 

  • MERSİN

HDP Mersin İl Örgütü, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla parti binasında basın açıklaması yaptı. Birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri ve yurttaşın destek verdiği açıklamada  "Dil yaşamdır" pankartı açıldı.

Açıklamada konuşan HDP Mersin İl Eşbaşkanı Gülbahar Şöfer, Cumhuriyet tarihinden bu yana izlenen tekçi politikalardan kaynaklı ülkede yaşayan farklı dillerin yasaklar ve asimilasyon kıskacına alınarak yok edilmeye çalışıldığını söyledi. 

Eğitim Sen Mersin Şubesi de 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla şube binalarında basın açıklaması yaptı. Anadilde eğitimin öğrenciler üzerindeki olumlu etkisine değinen Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu, anadilde eğitimin öğrencilerin kültürel kimliğinin ve  kişiliğinin gelişmesi için elzem olduğunu aktardı. Muşlu, AKP iktidarının diller üzerinde uyguladığı yasakçı zihniyetiyle anadilde eğitim ve öğretim göremeyen çocukların farklı dile entegre olamadığından dolayı çocukların mağduriyet yaşadığını ifade etti. 

  • VAN 

Van'da Dil Kültür ve Sanat Araştırmalar Derneği (DİSA-DER), Eğitim Sen ve Aryen Kültür Merkezi, ortak açıklama yaptı. DİSA-DER'de yapılan açıklamaya HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, HDP İl Eşbaşkanı Ökkeş Kava da katıldı. DİSA-DER yöneticisi Celal Soğuk, bütün dillerinin aynı eşitlikte haklara sahip olduğuna dikkat çekti. Türkiye'de farklı dillere yönelik inkar ve imha politikalarının yürütüldüğünü belirten Soğuk, bu politikalara karşı hukuki ve siyasi mücadelenin yürütüldüğünü vurguladı. Soğuk, "Devlet tekrar eski kodlarına dönerek, Türkiye'de konuşulan Kürtçe ve diğer dilleri yok etme ve inkarına yöneldi. Bu politikalarla çok dillilik kaldırıldı, daha önce Kürtçe olan köy ve bölge isimleri değiştirildi ve KHK'yle Kürtçe çalışma yürüten birçok kurum kapatıldı" diye konuştu. 

  • ERZURUM

HDP Erzurum İl Örgütü, parti binasına açıklama yaptı. HDP İl Eşbaşkanı Muammer Duman, Kürtçeye yönelik asimilasyon politikalarına değinerek, bölge illerinde Kürtçe dersini seçmek isteyen velilerin okul yönetimleri tarafından çoğu zaman materyal ve öğretmen eksikliği bahaneleri ile geri çevrildiğine dikkat çekti. 

  • AĞRI 

HDP Ağrı İl Örgütü, de kendi binasında açıklama yaptı. HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, farklı dillerin yasaklar ve asimilasyon kıskacında olduğunu söyledi. Türkiye’de konuşulan bazı dillerin yok olduğuna, bazılarının ise yok olma ile karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Koç, "Kürtçe ve diğer diller üzerinde kurulan baskılar devletin tekçi anlayışını yansıtmaktadır. Bu tekçi anlayışa son verilmeli ve Türkiye’de yaşayan tüm diller anayasal güvence altına alınmalıdır" çağrısında bulundu. 

  • IĞDIR

HDP, Iğdır'da da açıklama yaptı. Parti yöneticisi Kemal Kum, kamuda çok dilli hizmetin hayata geçirilmesini ve anadilde eğitim hakkının gaspına son verilmesini istedi. 

  • TUNCELİ

HDP Tunceli İl Örgütü parti binasında Kürtçenin Kirmançkî ve Kurmancî lehçeleri ile Türkçe açıklama yaptı. HDP İl Eşbaşkanı Nurşat Yeşil, Kürtçe önündeki engellerin kaldırılmasını istedi. 

  • İSTANBUL 

Özgür Kadın Hareketi (TJA) da İstanbul Bahçelievler'de bulunan HDP binasında açıklama yaptı. “Zimanê dayikê rûmeta jiyanê ye” pankartlarının açıldığı açıklamada anadilde eğitimin önemine dikkat çekilen sloganlar atıldı. TJA Aktivisti Suna Kaymaz, “Dil insanın kimliği ve varlığıdır. Aynı zamanda bir ulusun varlığıdır. Dil kaybedildiği zaman asimile olmakla birlikte zamanla bir halk ortadan kalkar. Anadil üzerindeki asimilasyon politikaları son bulmayınca özgürlük sağlanamaz” dedi.

Açıklama alkış ve sloganlar eşliğinde son buldu. 

İstanbul'un Şişli ilçesinde, Eğitim Sen 3 No'lu Şube binasında sendika üyeleri basın toplantısı düzenledi. Eğitim Sen İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Mesut Mike, resmi devlet politikalarının dillerin varlığını tehdit ettiğine işaret etti. Mike, “Dünyada ve ülkemizde anadilinde eğitim hakkı önüne çıkarılan her engel, daha ağır sonuçlar doğurmaktadır" dedi. Kürtçe anadilde eğitim konusunda ısrarlı taleplerin hamasi gerekçelerle görmezlikten gelindiğine vurgu yapan Mike, “Eğitim Sen olarak her çocuğun kendi anadilinde eğitim yapma hakkının insani, vicdani ve demokratik bir hak olduğunu, pedagojik bir gerçeklik olduğunu belirtiyoruz" şeklinde konuştu.

  • ADIYAMAN

Adıyaman'da, Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (Ferat Der) binasında açıklama yapıldı. Dernek üyeleri ve HDP il ile ilçe yöneticileri açıklamaya katıldı. Ferat Der yöneticisi Serpil Kapçak, Türkiye'de milyonlarca çocuğun kendi dilinde eğitim görmeden yoksun bırakıldığını belirtti. Kapçak, "Anadilde eğitim her zaman gündemimizde olacaktır ve bunun için sonuna kadar mücadele edeceğiz" dedi. 

Güncel Haberleri

Esenyurt'ta Kayyum Sonrası Operasyon.. DEM Parti Eşbaşkanları Tutuklandı!
Mardin, Batman ve Halfeti'ye Kayyum Atandı.. DEM Parti, Gaspa İzin Vermeyeceğiz!
'Sine-i Millet' Çağrısı.. Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Kayyum Tepkisi!