Önder: Barış Uzak Değil, Barışı Getireceğiz
İmralı Heyeti Sözcüsü, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder Newroz konuşmasında, “Tahir Elçi şahsında hepsine söz veriyoruz. Bu barışı getireceğiz” dedi, “barışa bugün de uzak olunmadığını” söyledi.
Diyarbakır’daki Newroz kutlamasında konuşan İmralı Heyeti Sözcüsü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hükümete çözüm çağrısında bulundu.
Önder, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın son üç yıldır okunan mesajlarını da hatırlattı.
Sırrı Süreyya Önder, “Newroz kutlu olsun” diye başladığı konuşmasında özetle şunları söyledi:
Barıştan direniş Newroz’una
“Dört yıldır bu alanda sizlere Sayın Öcalan'ın mesajını okuyorum. Üç yıl burada barışın Newroz’unu okuduk. Sayın Öcalan üç yıl barışın kıymetine savaşın tehlikesine dikkat çekti. Onu okuma onurunu yaşadık.
Biz barış Newrozu'nu okurken bu platform 40 TV'nin canlı yayınladığı bir Newroz oldu. Şimdi bir direniş Newroz'u kutluyoruz, dostlarımız ve tarafsız yayınlardan başka kimse yok. Kimisini korku, baskıyla, psikolojik harp yöntemleriyle rehin aldı.”
Bu medya bu meydanın sabah 9'da çekip o haliyle yayınlıyorlar. Ben de onlara diyorum ki işte Newroz Meydanı, bir tek kişi kalıncaya kadar bu direniş meşalesi sönmeyecek.”
“Barış, özgür, eşit yaşam”
“Bu bölgenin gerçekliğinden hiçbir şey anlamayanlar sürekli bizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Falancayı kınayın, filancayı eleştirin diyorlar.
Buradaki anaları tanısalar evlatlarının bir kısmını dağlara, bir kısmını mezara bir kısmını meclise gönderdiklerini bilirlerdi.
Tahir Elçi şahsında hepsine söz veriyoruz. Bu barışı getireceğiz. Ölümler genç yaşında toprağa girenler boşu boşuna girmediler, onlara borcumuzdur; bu topraklara barışı, özgür eşit bir yaşamı getirmek.”
“Öcalan ‘bre ahmaklar’ derdi”
Aramızda Sayın Öcalan ile dağlar denizler olabilir. Muhtemelen şunu söylerdi: Bre ahmaklar ben size Eşme Ruhu dedim, bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim. Yoldaşlarıma söyledim size yardım ettiler bunun bir barış kıvılcımı olmasını diledim siz getirdiniz Sur'a, Nusaybin'e, Cizre'ye gönderdiniz.
Bre ahmaklar, diye başlardı söze. Siz bu akılla daha kaç adım gidersiniz diye eklerdi Sayın Öcalan. Başbakan bir kamu düzeni diye tutturdu Sayın Öcalan kamu düzeni polisiye yöntemle sağlamaz diyerek bir bilim insanına yakışır bir cevap verdi. Gelin bunu sağlayalım.”
“Oysa barışın eşiğindeydik”
“Bütünlüklü bir müzakere kamu dediğiniz şeyi kazanabilir dedi. Sayın Öcalan ne dediyse tersini anladılar ya da düzünü anlayıp tersini yaptılar.
Sayın Öcalan Davutoğlu'na acı acı gülerek şöyle derdi. Kürt evine giremiyor Türk evinden çıkamıyor; al sana kamu düzeni. İşte sizin kamu düzeni, ülkeyi getirdiğiniz nokta burası.
Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Elimizi uzatsak tutacak kadar yakındık. Bugün de uzak değiliz, bu kan bu ölüm bizleri yıldıramaz. Hapishane ile sürgünle korkutamazlar.”
“İmralı’nın yolunu açın”
“Barış uzak değil. Bu topraklarda iktidarı eline geçirenlerin hikmetle öğrenme alışkanlığı yok ancak felaketle öğrenebiliyorlar.
Hem ülkemizi hem bölgemizi bir yeryüzü cenneti haline getireceğimiz yöntem nettir, açıktır, onun da yolu demokratik siyaset ve müzakerelerdir.
Buradan İmralı Heyeti olarak Sayın Başbakan'a çağrı yapıyorum. Laf kalabalığını bir kenara bırakın. Bölgenin gerçekliğini bizim kadar biliyorsunuz. Bunun sürdürülebilir olmadığını biliyorsunuz.
Siz de başbakansınız bu topraklara kaçak gelip gideceğinize açın İmralı yolunu sizinle mutabakat kaldığımız ne varsa oradan başlatalım bir hafta içinde ülkemizin çehresini değiştirelim.
Bunu Sayın Öcalan'la yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz perspektifle yapıyoruz.”
HABERE YORUM KAT