HDP’lilerden AYM Önünde Açıklama
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve milletvekillerinden oluşan heyet, tutuklu eş genel başkanları ve milletvekillerinin durumuna ilişkin Anayasa Mahkemesi önünde basın açıklaması düzenledi.
A+A-
HDP’nin tutuklu Eş Genel Başkanları ve milletvekilleri için bir kez daha AYM başkanı ve üyelerine çağrıda bulunan Parti Sözcüsü Osman Baydemir, “Mahkemenin karar vermemiş olmasının önündeki engel nedir? Kim bu kararlaşma sürecini önlüyor?” diye sordu. HDP’li vekil Mithat Sancar ise, siyasi baskılara boyun eğen AYM’nin kendi içtihadını ve tarihi misyonunu inkâr ettiğini söyledi.
HPD tutuklu bulunan Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin durumuna ilişkin olarak, AYM’nin siyasi baskılara boyun eğdiğini belirtti. HDP sözcüsü Osman Baydemir, “ 6 milyon oy almış bir partinin başkanları, milletvekilleri cezaevindedir. Bu bile başlı başına, referandum sürecinin gayrı meşru olduğunu gösterir” diye konuştu.
Bir kez daha adalet arayışlarını ortaya koymak üzere Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde bulunduklarını söyleyen Baydemir, “Her şeyden önce barış, özgürlük ve adaletle gelir. Eğer bir coğrafyada adalet yoksa bilin ki o coğrafyada barış da özgürlük de olmaz” diye belirtti.
‘143 GÜNDÜR ADALET ÇİĞNENİYOR’
“143 gündür eş genel başkanlarımız, grup başkanvekillerimiz ve milletvekillerimiz hukukun çiğnenmesi suretiyle aramızdan alındı” diyen Baydemir, şunları aktardı: “55 HDP milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. Fezlekelerin hepsi sadece kendimizi ifade etmemizden kaynaklı. Düşünün, bir siyasi partinin eş başkanları, grup başkanvekilleri ve milletvekilleri grup toplantıları salonunda ifade etmiş olduklarını dışarıda da ifade ettikleri için cezaevindeler. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve Anayasa’nın ihlalidir. 143 gündür adalet arıyoruz. Adalet 143 gündür çiğneniyor.”
‘KİM BU KARARLAŞMA SÜRECİNİ ÖNLÜYOR?’
Bir kez daha AYM başkanı ve üyelerine çağrıda bulunduklarını söyleyen Baydemir, gecikmiş adaletin adalet olmadığını ifade etti. “AYM'nin daha önce verdiği Balbay kararı ortadayken, bir içtihat kararı varken halen mahkemenin karar vermemiş olmasının önündeki engel nedir?” diye soran Baydemir, “Kim bu kararlaşma sürecini önlüyor? Eğer bir önlem mekanizması yoksa sayın mahkeme neden hala karar vermedi? Referandum sürecinden geçiyoruz. 6 milyon oy almış bir partinin başkanları, milletvekilleri cezaevindedir. Bu bile başlı başına, referandum sürecinin gayrı meşru olduğunu gösterir” ifadelerini kullandı.
‘SİYASİ DARBE OPERASYONU AYM’NİN TAVRIYLA KOLAYLAŞTI’
HDP Mardin Milletvekili Mihtat Sancar ise, AYM’ye burada bazı hatırlatmalarda bulunma ihtiyacı duyduklarını söyledi. Doğrudan iletmeyi de denediklerini ancak kapıların kendilerine kapatıldığını kaydeden Sancar, “Dokunulmazlıkların kaldırılması bir siyasi darbe operasyonuydu. AYM ilk etapta karar alma şansına sahipti. Bizim daha önce yaptığımız başvuru dikkate alınsaydı sonrası böyle gelişmeyecekti. Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla başlayan siyasi darbe operasyonu AYM’nin tavrıyla kolaylaştı. O tarihte AYM’nin karar vermesi tarih önünde sorumluluktu” diye konuştu.
‘AYM KENDİ İÇTİHADINI ÖRNEK GÖSTEREREK KARARA BAĞLAMALIYDI’
Sancar, tutuklamalardan yaklaşık 2 hafta sonra başvuruda bulunduklarını ve AYM’nin yapması gerekenlerin açık olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: “Derhal o başvuruları gündeme almak ve gecikmeden karara bağlamak. Önümüzde içtihat var. Balbay ve Haberal kararları. Bu kararlar olumlu ve isabetli kararlar olarak tarihe geçti. Can Dündar ve Twitter gibi konularda da yine özgürlük lehine yorum yaparak hızla karar verdi. Balbay kararından sonra o tarihlerde tutuklu olan milletvekilleri de başvurdu. Kemal Aktaş ve Selma Irmak 1 Ocak 2014’te başvurdu, 2 gün sonra AYM olumlu karar veriyor, tutukluluğun sona ermesine hükmediyor. Gerekçe Balbay kararı. Bu kararda ‘Milletvekillerinin yargılanması tutuksuz yapılır’ diyor. Bu, onları seçen insanların seçme hakkına saygının gereğidir. Faysal Sarıyıldız 1 Ocak’ta başvurmuş, 3 Ocak’ta yani 2 gün içinde karara bağlanmış. Gülser Yıldırım ve İbrahim Ayhan için de aynı. AYM’nin yapması gereken şuydu; 17 Kasım’da eş genel başkanlar için başvuru yapıldıktan en fazla 1 hafta sonra kendi içtihadını örnek göstererek karara bağlamalıydı.”
‘AYM SİYASİ BASKILARA BOYUN EĞİYOR’
AYM’nin siyasi baskılara boyun eğdiğine dikkat çeken Sancar, “Kendi içtihadını, tarihi misyonunu inkâr ediyor. AYM’lerin ortaya çıkış nedeni iktidarların özgürlükleri kısıtlamasına karşı güvence oluşturmaktır. AYM de bu beklentiyle, bu amaçla kurulmuştur” dedi.
‘BU TOPLUMA KARŞI SORUMLULUĞUNUZ VAR’
AYM başkanı ve üyelerine çağrıda bulunan Sancar, “Her geciktiğiniz gün kendinizi inkar etmeye devam ediyorsunuz. Buna hakkınız yok. Bu topluma karşı sorumluluğunuz var. Kendi verdiğiniz kararların gereğini yerine getirmenizi talep ediyoruz, daha fazlasını değil” diye belirtti.
HABERE YORUM KAT