1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. 'Çoklu Baro' Teklifi Meclis'e Sunuldu
Halk 16 Nisan'da "Savaş Politikalarını Durdur" Dedi

Halk 16 Nisan'da "Savaş Politikalarını Durdur" Dedi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir partisinin grup toplantısında konuştu.

A+A-

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir partisinin grup toplantısında konuştu.

Baydemir, referanduma eşit olmayan koşullarda gidildiğini ve referandumdaki baskıları anlattı.

Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim pusulaları ve zarflarında mühür olması zorunluluğunu kaldırmasına “YSK’nin bunu kabul etmesi seçime darbedir. Bugünden tezi yok seçimdeki tüm şaibeleri genel kurula getiriyoruz” dedi.

“Şaibeye hayır”

Baydemir’in açıklamasından satır başları şöyle:

“Tüm baskılara rağmen, tutuklama, OHAL rejimine sıkıyönetim koşullarına rağmen milyonlar eşitlik özgürlük iradesini ortaya koydu. Eş genel başkanlarımızın, milletvekillerimizin tutuklu olduğu, HDP’ye ekranların kapatıldığı, Kürt coğrafyasında sıkıyönetim koşullarının uygulanmasına rağmen milyonlar baskıya, zulme boyun eğmedi. Bugün dünden çok daha umutlu, kararlı, heyecanlıyız.

“HDP olarak milyonların, halkların barış ferasetine, bir arada yaşama ferasetine hep inandık. AKP, MHP ittifakı muhalefetin elini kolunu bağlayarak, rakiplerini zindana artarak faşizmi kurumsallaştıracak bir anayasa değişikliğini ülkeye dayattı. Darbe, OHAL koşullarında adil olmayan bir süreçte yüzde 67’lik bir AKP ve MHP ittifakı zorla, hileyle, cebirle yüzde 51’i çıkarabildi. Buna rağmen hayırlar sandığa girdi ama YSK sandığa giren hayırları reddetti. Anadolu Ajansı ve kararı ilelebet şaibeli olacak olan YSK’nin kararıdır. Milyonlar adına bu şaibeye bir kez daha hayır diyoruz. Hayır mücadelesi bir kez daha başlıyor bu ülkede. “

“Yayın yapmamız engellendi”

“Ortada bir zafer yok, bunca baskıya rağmen faşizme ve tekçiliğe karşı 'hayır’ı savunanların direnişi var. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Diyarbakır, Van gibi 17 büyükşehirde bu anayasa değişikliği konusunda mutabakat çıkmamıştır.

“Kürtler namlunun ucunda sandığa gittiler. Temmuz 2015’ten bugüne 11 bin insan gözaltına alındı, 5000 insan tutuklandı. Eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz, grup başkanvekillerimiz, parti sözcümüz, belediye başkanlarımız, il ilçe yöneticilerimiz tutuklandı. Referandum sürecinde günde ortalama 29 insan gözaltına alındı. Toplamda 2965 gözaltı yaşandı. Diğer siyasi gruplarla birlikte 500’e yakın aktivist gözaltına alındı. Selamımızı alan yurttaşlar bile tek tek kameraya alındı. Milletvekillerimiz kampanya yürütürken gözaltına alındı. Bir anne, bebeğiyle birlikte bize selam verirken kameraya kaydedildi. Bakanı emir veriyor, valisi emir alıyor, mahkemeye emir veriyor seçim şarkımızı yasaklıyor. Kampanyayı yürüttüğümüz otobüsler, minibüsler alıkonuldu. Ekranlar bize kapatıldı. Böylesi bir atmosfer içinde seçime gittik.

“Referandum çalışmamızı sosyal medya üzerinden duyurmaya çalıştık. Mitinglerimizde jammer ile sinyaller göndererek sosyal medyadan, internetten yayın yapmamız engellendi. Cumhurbaşkanı ile Başbakan ile bakanlarla, valilerle açılış adı altında Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığın bütün örtülü ödeneğini kullandılar.”

“Kürt halkı evinin elinden alınması pahasına sandığa gitti”

 “Tüm bu baskı ve şantaja rağmen Kürtler ölümü göze alarak sandık başına gitti. Şehirlerin yakılmasına, kayyum atamalarına rağmen sandık başına gittiler. Darbe ve sıkıyönetim koşullarına rağmen yüzde 62 oranında ‘Zulme, faşizme baskıya Hayır’ dediler. İnsanlık onuru işkenceyi de tecdidi de yenecektir dediler. Kürt halkı özgürlüğe, demokrasiye diline ölümü pahasına sahip çıktı. Evinin, aşının elinden alınma pahasına sandığa gitti.

“Kürtler tekçiliğe, savaşa, kayyuma hayır dedi. Kürtler savaş dayatmasına Hayır dedi. Kürtlerin hayır’ı yeni bir Hayır kapısının açılmasına fırsat sunuyor. Kürtler tekçi anayasa dayatmasına Hayır dedi. Kürtlerin Hayır’ı iki yıldır dayatılan Kürt karşıtlığına hayırdır.”

“Jandarma gölgesinde oy kullanıldı”

“HDP’nin oy oranının yüksek olduğu birçok ilde sandıklar başka yerlere taşındı. Birçok ilde sandık başkanlarımızın üzeri çizildi. Kürt coğrafyasında pek çok yerde asker ve jandarma gölgesinde oy kullandı. Yurt dışı sandık çevresine müşahit, üye vermesi engellendi. Yüzlerce sandıkta YSK sonucu ile HDP sandık takip sistemi sonuçları arasında fark var. ATO’da sayımlar başlar başlamaz müşahitlerimiz sandıklardan uzak tutuldu. Açık sayım ilkesi ihlal edildi. Seçime şaibe düştü.

“Bu referandum, silahların gölgesi altında gerçekleşti. Muş Hasköy'ün Şimlak (Dağdibi) köyünde kalaşnikoflar arasında oy kullanıldı. Bu sandığın sonucu 290 evet 2 hayır. Muş’ta birçok bölgede evet oranı yüzde 100. “

“YSK’nin tavrı seçime darbe”

“Seçim kanunun 77. maddesine göre zarfların 2 mühür taşıması zorunlu ama milyonlarca mühürsüz oy pusulası ve zarf kullanıldı. YSK’nin bunu kabul etmesi seçime darbedir. 2014 yılında Bitlis’te yerel seçimlerde DBP birinci parti seçildi ve kazandı. AKP’nin yaptığı itiraz üzerine mühürsüz zarflar gerekçesiyle seçim iptal edildi. 1 Haziran’da tekrar seçim yapıldı. Buna rağmen tekrar seçildi.

“YSK’ye çağrıda bulunuyoruz. 2 buçuk milyonu bulan mühürsüz oylar ve zarflar için 2014’te aldığın kararın aynısını almazsan sen bu seçimde hakem değil tarafsın ve en büyük vebal senin boynuna vurulmuş olacaktır. Ortada bir kurul kararı da yok. Web sitesinde yaptığı 2 satırlık duyuru var. İşte yargı bağımsızlığının önemi bir kez daha ortaya kondu. “

“Meşruiyet krizi aşılmadığı sürece toplumun ihtiyacı da giderilmemiş olacak. Bakın AGİT raporu da var. Ne diyor Cumhurbaşkanı ‘AGİT raporunu tanımıyorum.’ Peki Cumhurbaşkanı’nı tebrik edenler kimler. Katar Emiri, Cibuti Cumhurbaşkanı…Tilkinin şahidi, kendi kuyruğudur.”

“Yeni bir anayasa mücadelesi”

“HDP faşizme dörtnala giden AKP, MHP şer koalisyonuna dur demiştir. 16 Nisan’da eşitlik, özgürlük ve birlikte yaşam iradesi net bir şekilde açığa çıkmıştır. Aleviler, Kürtler, Türkler, Êzidîler ve bütün farklı kimlikler olarak, yeni bir anayasa inşasının mücadelesini birlikte başlattığımızı ilan ediyorum.

“Bu şaibeli referandum sonucunun dayattığı tekçilik kaç yıl sürerse sürsün meşruiyet kazanmayacaktır. Tek çözüm bütün farklılıkların kendisini bulduğu yeni bir anayasanın inşasıyla mümkündür.

“Eş Başkanlarımız 16 Nisan sonucuyla beraat etti”

Halkın 16 Nisan’da verdiği mesaj çok açık. Halk hükümete savaş politikalarını durdur, OHAL’i kaldır, bir kez daha müzakereye kapı arala, Kürt düşmanlığından vazgeç, kayyum uygulamalarını kaldır, tutuklu belediye başkanlarını, eş genel başkanlarını serbest bırak demiştir. Eş genel başkanlarımız Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ 16 Nisan sonucuyla beraat etmişlerdir.

“Açlık grevleri”

“Cezaevlerinde büyük bir trajedinin arefesindeyiz. OHAL ile birlikte ağırlaşan koşullar ve hak ihlalleri sonucu açlık grevi başlamıştır. 33 cezaevinde 292 siyasi mahkumun açlık grevleri devam ediyor. An itibariyle bütün cezaevlerindeki açlık grevlerini ilk günden bugüne kadar aralıksız takip ettik. Kiinde 63, kiminde 55, kiminde 50. gününde. Mahpuslarda ciddi sağlık sorunları ve geri dönülmez yıkım izleri maalesef başlamıştır. Her şeyden önce neden bu insanlar, devletin himayesi altında bulunan bu insanlar tecridi kaldırın, OHAL’i kaldırın, siyasi soykırım operasyonları dursun diyorlar. Tecrit izolasyondur, işkencedir. İşkence insanlık ailesine karşı suçtur. OHAL ne demektir? 15 Nisan 2017’de 5 gencin bulunduğu araç dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle tarandı. 2 genç hayatını kaybetti. Bu gençler doğum gününü kutlamaya gitmişlerdi. Ehliyeti olmadığı için dur ikazına uymadı. Bunun cezası ölüm mü? OHAL demek ehliyeti olmayan gencin öldürülmesi demek, OHAL, Newroz kutlamaya giden Kemal Kurkut’un öldürülmesi demektir. Bu insanlar bunlar olmasın diye bedenlerini açlığa yatırdılar. Tecrit müzakerenin durması demektir. Tamı tamına 60 gündür Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerimiz oldu ama duyarlılık ortaya konmadı. Bu insanların çığlığı insani, vicdani, ahlakidir. Milyonlar bu çığlığı duydu ve bu talepler sadece sizlerin değil milyonların talebi. Gelin tek bir insanımız hayatını yitirmeden bu sorun çözülsün.

“Bugünden tezi yok açlık grevlerini, seçimdeki tüm şaibeleri genel kurula getiriyoruz.

“Kürtler ‘Evet’ diyecek diye algı operasyonu yapıldı”

“Kürt coğrafyasında ilk defa belediye kaynakları kayyumlar eliyle amacı dışında kullanıldı. Gün gelecek o belediyeler esas sahibi olan halkın eline geçecek. Ve o gün hesaplar açılacak.

“En büyük teşekkürü en sona bıraktım. Talatê köyü vardı, Xweabê Bava (Koruköy) ve Cibilgravé (Kuyular) köyü kampanya dönemi başlar başlamaz, hükümet kampanyasını silahlı propaganda araçlarıyla yürüttü. Bu köyler abluka altına alındı ve günlerce insanlık onuru ayaklar altına alındı. İşkencenin bin bir türlüsü uygulandı. Bütün coğrafyaya bu köyler üzerinden korku salındı. Talatê köyünde yüzde 97, Xerabé Bava'da yüzde 96, Cibilgravê'de yüzde 82 hayır çıktı.

“Ortalama yüzde 70 hayır diyen Silvan’a, Sur’a, Gever’e, Nusaybin’e, Cizre’ye, İdil’e, Silopi’ye, Şırnak’a teşekkür ediyorum. Müsterih olun, darlık ve sıkıntıdan sonra ferahlık vardır. Tekrar sizin ayağınıza gelecekler. O zaman tekrar öğrenecekleri şey, sizin talebinizin barış, özgürlük ve huzur olduğu gerçeğidir.

“Kimi medya kuruluşlarında Kürtler yüzde 65 oranında evet diyecek dediler. Algı operasyonu yürüttüler. Seçimin açığa çıkardığı siyasi iradeye baktığımızda yüzleri kızarmıştır. Eğer kızarmamışsa biz zaman zaman hatırlatacağız.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.