Galatasaray Meydanı'nda Bir Direnişin Sembolü.. Cumartesi Anneleri!
Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışı ve kayıplarının akıbetini sormak için başlattıkları oturma eylemleri, 1000'inci haftasına ulaştı.
Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışı ve kayıplarının akıbetini sormak için başlattıkları oturma eylemleri, 1000'inci haftasına ulaştı.
1995 yılından bu yana, her cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve sorumluların yargılanmasını talep etmek için başlattıkları oturma eylemlerinin 1000'inci haftasına girdi.
PolitiKARS’ın ajanslardan derlediği bilgilere göre; 1995'ten bu yana devam eden bu eylemler, kayıp yakınlarının seslerini duyurmak ve sorumluların yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı'nda gerçekleştiriliyor.
Kayıp yakınları, bu önemli haftada da meydanda yerlerini aldı ve basın açıklaması yaptı.
ANILAR VE DİRENİŞ
Cumartesi Anneleri'nden Maside Ocak, meydanda hazırlık yaparken evini hazırlıyormuş gibi hissettiğini belirtti ve "Burada bizim anılarımız var. Kayıp yakınlarının buluştuğu bir nokta. Umarım 1001’inci hafta da böyle olur. Bize sadece 1000’inci haftaya özel olduğunu söylediler" dedi.
ADALET ARAYIŞI DEVAM EDİYOR
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 300 hafta süren abluka ve yasağın haksız ve hukuksuz olduğunu ifade etti ve adalet arayışlarının devam edeceğini, 1001'inci haftanın da açılmasını istediklerini dile getirdi.
1000 HAFTALIK UZUN YOLCULUK
Yüzlerce kişinin katıldığı 1000'inci hafta açıklamasında, Cumartesi Anneleri/İnsanları olarak tanımlanan grup, 1000 hafta boyunca aynı derin acı ve ısrarla bir araya geldiklerini, devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan sevdiklerinden bir daha haber alamadıklarını, bazılarının bedenlerine ağır işkence izleriyle kimsesizler mezarlığında ulaştıklarını ya da hiçbir iz bulamadıklarını anlattı.
KAYIPLAR VE SEVDİKLERİ
Grup, kayıpların kimliklerini ve yaşamlarını paylaştı: işçiler, esnaflar, taksiciler, çiftçiler, doktorlar, eczacılar, hemşireler, gardiyanlar, avukatlar, gazeteciler, öğretmenler, mühendisler, iş insanları, öğrenciler, siyasetçiler, sendikacılar... Ve onların en sevdikleri olduklarını vurguladı.
1000 HAFTADIR SORULAN SORULAR
Cumartesi Anneleri, 1000 haftadır kayıpların nerede olduğunu, sevdiklerini kaybedenlerin ve bu insanlığa karşı suçun fail ve sorumlularının neden cezasızlıkla korunduğunu sordu. Unutmama ve vazgeçmeme kararlılıklarını ifade etti.
KAYIPLARIN SESİYİZ
27 Mayıs 1995'ten beri her hafta saat 12:00'de Galatasaray Meydanı'nda toplandıklarını, Galatasaray'ın kayıpların sesi olduğunu, engellemelere ve yasaklara rağmen ısrarlarından vazgeçmediklerini belirtti.
KARANFİLLER VE MEZARLAR
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen sevdiklerine dokunamadıklarını, ancak her cumartesi onların resimlerini gururla taşıdıklarını, mezarlarına çiçek koyamadıklarını, ancak her cumartesi onlar için Galatasaray Meydanı'na bir karanfil bıraktıklarını söyledi. Bu gelenek kuşaktan kuşağa aktarılacak ve devletin bu büyük utancının ve Cumartesi Anneleri'nin direncinin tanığı olacak.
1000'İNCİ HAFTANIN TALEBİ
1000'inci haftada kamuoyunun karşısına çıkan Cumartesi Anneleri, kayıplarını istediklerini, karanfillerini Galatasaray'a değil, sevdiklerinin gerçek mezarlarına bırakmak istediklerini, doğdukları ve yaşadıkları topraklarda bir izleri, bir mekanları olmasını istediklerini belirtti. Sevdiklerini bulana kadar onları aramaktan vazgeçmeyeceklerini ilan etti.
CUMARTESİ ANNELERİ, '27 Mayıs 1995' tarihinden bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri düzenleyerek gözaltında kaybolan yakınlarını ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini arayan bir topluluktur.
Bu hareket, Gazi Mahallesi olayları sonrasında ortadan kaybolan Hasan Ocak'ın ailesi ve arkadaşları tarafından başlatılmıştır. Hasan Ocak, 21 Mart 1995'te gözaltına alındıktan sonra kaybolmuş ve 55 gün sonra işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulunmuştur.
Cumartesi Anneleri'nin eylemleri, Arjantin'de cunta yönetiminin zorla yok ettiği çocuklarını bulmak için Plaza Del Mayo meydanında toplanan annelerden esinlenmiştir ve zamanla Türkiye'nin en uzun soluklu sivil itaatsizlik eylemine dönüşmüştür.
Eylemler, medya yasağı, gözaltılar ve açılan davalara rağmen devam etmiş ve "Sevdiklerimiz nerede?" sorusunu sormaktan hiç vazgeçmemişlerdir.
Cumartesi Anneleri'nin başlıca talepleri arasında kayıpların devlet arşivlerinde kayıtlı akıbetlerinin açıklanması, faillerin yargılanması, Türk Ceza Kanunu'nda zorla kaybetme suçunun insanlığa karşı suç kapsamında zaman aşımına uğramayacak şekilde düzenlenmesi ve Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Gözaltında Kayıplar Sözleşmesi'ni imzalaması yer almaktadır.
Bu mücadele, kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının oluşturduğu Cumartesi Anneleri'nin ısrarlı çabalarıyla bugün de devam etmektedir ve onların sesi olmaya devam ediyor.
HABERE YORUM KAT