Davutoğlu, Gelecek Partisi'ni İlan Etti
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni kurulan 'Gelecek Partisi'nin tanıtımını gerçekleştirdi.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurucu başkanı olduğu Gelecek Partisi’nin kuruluş toplantısı Ankara Bilkent Hotel’de yapıldı.
Ahmet Davutoğlu salona eşi Sare Davutoğlu ile birlikte geldi. Sare ve Ahmet Davutoğlu’nun her iki yanında kurucular kurulunun en genç üyeleri olan Hüyrünissa Kabuk ve İsmail Gül Nacar yer aldı.
Davutoğlu’nun kurucu başkanı olduğu Gelecek Partisi’nin kurucular kurulu üyeleri arasında 5 eski milletvekili bulunuyor: AK Parti İstanbul eski Milletvekili Abdullah Başçı, Konya eski Milletvekili Ömer Ünal, Sakarya eski Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Manisa eski Milletvekili Selçuk Özdağ, Diyarbakır eski Milletvekili Cuma İçten. AKP İstanbul eski İl Başkanı Selim Temurci de kurucular arasında yer alıyor. Listede gazeteci ve köşe yazarları olarak Ayşe Tülin Dinçelli, EtyenMahçupyan, Fatma Aydın Ataş, Hakan Albayrak, Mustafa Asım Karahangin, Hasan Taşkın yer aldı. Best FM Haber Müdürü Ufuk Karcı da Gelecek Partisi’nin kurucuları arasında. Gelecek Partisi’nin kurucular kurulu listesinde eski Vali İzzettin Küçük, Cumhurbaşkanlığı Teftiş Kurulu’nda görevli Mevlüt Demir, emekli büyükelçi Ümit Yardım, YÖK eski başkanı Yusuf Ziya Özcan, 15 Temmuz’da yaşamını yitiren AK Parti’nin reklam danışmanı Erol Olçok'un eşi Nihal Olçok da yer alıyor.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda, Ahmet Davutoğlu partisinin genel ilkelerini içeren bir konuşma yaptı.
‘ÜÇ KUŞAK BURADAYIZ’
Davutoğlu’nun konuşması özetle şöyle: “Bugün ‘Gelecek milletimizindir, gelecek Türkiye’nindir’ diyerek partimizin kuruluşunu ilan ediyoruz. İlk adımını samimiyetle ve kararlılıkla attığımız bu kutlu yürüyüşün halkımız, ülkemiz ve insanlık için hayırlı olmasını diliyorum.
Bütün baskılara ve oluşturulmaya çalışılan korku atmosferine rağmen, cesaretle, samimiyetle ve basiretle omuz omuza vererek, Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlandığımız bu dönemde, ülkemize demokratik ve müreffeh bir gelecek ufku çizmek için bir araya geldik. Yetmiş yıllık demokrasi tarihimizin sancıları içinden geçmiş üç nesil olarak buradayız.
Aramızda milletimizin tarihine bir kara leke olarak geçen 27 Mayıs’ı çocuk olarak yaşamış olanlarımız var. 1968 kuşağının idealist heyecanlarını yaşayanlarımız da var, 12 Eylül’ü farklı siyasi akımlarda ama aynı koğuşlarda geçirenlerimiz de var. 15 Temmuz’da hain bir çeteye karşı omuz omuza vermiş kahramanlar da var. Bütün bu sancılı süreçleri yaşayan üç nesil bir arada ve buradayız. Farklı inançlara mensup, farklı dilleri konuşan, farklı etnik kökenlerden gelen, ancak bu aziz toprakları vatan bilen ve geleceğe birlikte yürümeyi şiar edinen bir topluluğuz. Farklı kökenlerdeniz ama hepimiz eşit ve onurlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız.
Üç nesil olarak çok sancılar yaşadık, çok acılar gördük. Ama geçmişe değil geleceğe, nefrete değil sevgiye, öfkeye değil merhamete, korkuya değil ümide ayarlıyız.
Geçmişe ağıt yakmaya değil, ortak bir gelecek inşa etmeye geliyoruz. Zamanı geçmiş eski sözleri tekrar etmeye değil, ‘yeni şeyler söylemeye’ geliyoruz. Gün bizi ayıran politikaları değil, bizi birleştiren ilkeleri konuşma günüdür.”
‘GELENEĞE SAYGILI ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK’
“Değerlerin korunması bağlamında geleneğe saygılı, birey hakları, vatandaşlık hukuku ve milli egemenlik bağlamında modern ve çağdaş, teknolojik etkileşim ve yerküredeki her gelişmeye açık olan bir gelecek vizyonu bağlamında küresel bir siyaset anlayışını benimsiyoruz. Siyasetimizin temel felsefesi, geleneğe saygılı özgürlükçülüktür.
Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kurulan Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin birikimini de koruyacak ve gelecek nesillere aktaracağız.
Siyasetimizin temeli, insan onurunu korumak ve yüceltmektir. Devletin asli sorumluluğu vatandaşlarının onurlu bir hayat sürmelerine zemin oluşturacak siyasi, kültürel ve ekonomik şartları sağlamaktır. Demokratik bir yönetimin esasını temel hak ve özgürlüklerin bütün vatandaşlar tarafından eşit ve özgür bir biçimde kullanılabilmesi oluşturmaktadır. Hedefimiz can ve mal güvenliğini, inanç ve ifade özgürlüğünü, örgütlenme, eleştiri ve gösteri özgürlüğünü tam anlamıyla sağlayan bir hukuk düzenidir. Düşünce ve inanç hürriyetini kısıtlayarak bireyin özgür iradesini yok etmeye çalışan dinî veya seküler her akım ve rejim, insanın zihnen köleleştirilmesine yol açar.
Dünyada otoriter ve popülist eğilimlere yöneliş olduğu bir dönemde kendi özgür iradesine malik, onurlu ve başı dik insanların yaşadığı bir ülke inşa etmeliyiz.”
‘GAZETECİLERİN YARGILANMADIĞI BİR DÜZEN İNŞA EDECEĞİZ’
“Basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğünü şiar edinmiş demokratik bir toplumun temel ihtiyacıdır. Bunu yok etmek, usulsüz ve baskıcı metotlarla basında tekelleşmeye yönelmek, Türkiye’nin zihni kapasitesini daraltmaktadır. Basının baskı altında olmadan, sansür ya da oto sansürün uygulanmadığı, gazetecilerin keyfi gözaltı ya da tutuklamalara ve yargılamalara maruz kalmadığı bir düzen inşa edeceğiz.
Siyasi yöntem ilkemiz kapsayıcılıktır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği taşıyan herkes mutlak anlamda eşittir. Etnik, dini ve mezhebi kimlik ayrımlarına dayalı yaklaşımlara karşı toplumun her kesimini ve her bireyini kapsayan bir siyasi anlayışın sözcüsüyüz. Çoğunlukçuluğa karşı çoğulcu bir yaklaşımı hayata geçireceğiz.”
ANADİLDE EĞİTİM
“Son derece zengin bir kültür harmanını bünyesinde barındıran ülkemizde yaşayan her kültür, dil, inanç ve gelenek milletimizin ortak mirası olarak saygıdeğerdir. Bütün kültürel kimliklerin kültürel miraslarını koruma ve kültürlerini geliştirme haklarını temel bir insan hakkı olarak görüyor ve devletçe desteklenmesini savunuyoruz. Bu bağlamda ana dilin eğitimde ve sosyal hayatta öğretilmesi ve kullanımı, vatandaşlarımızın bu vatana duydukları aidiyet bilincini güçlendirecek, toplumsal barış ve dayanışmamızı tahkim edecektir. Farklı toplum kesimlerini ilgilendiren bu hassas süreçlerin her tür istismarı ortadan kaldıracak şekilde katılımcı bir ortak akılla yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Partimiz bu ortak akıl süreçlerinin öncüsü ve destekçisi olacaktır.”
‘ÖZGÜRLÜKÇÜ LAİKLİK, ÇOĞULCU DİN ANLAYIŞI’
“Siyasetimizin vicdani ilkesi din ve inanç özgürlüğüdür. Siyaset alanında herkes kendi imtihanını vermeli ama dini değerleri bu imtihan sathına sokmamalıdır. Hak ve makam talepleri ibadet üzerinden değil adalet, ehliyet ve liyakat temellerine dayalı hukuk ve teamül üzerinden geçekleşir. Devlet, bütün dini/mezhebi/felsefi anlayışlara ve topluluklara aynı mesafede olmalı ve eşit yaklaşım göstermelidir. Bu çerçevede temel ilkemiz özgürlükçü laiklik ve çoğulcu din anlayışıdır.”
ALEVİ YURTTAŞLAR: PİR VE DEDE OCAKLARI ESAS ALINACAK
“Alevi yurttaşlarımızın inanç ve öğreti temelli taleplerine, geleneksel Mürşid, Pir ve Dede ocakları esas alınarak ve modern Alevi örgütlerinin talepleri göz önünde bulundurularak, eşit yurttaşlık hakkı ve demokratik uzlaşı temelinde çözüm bulunacaktır.
Gayrimüslim vatandaşlarımızın talep ve sorunları, eşit vatandaşlık ve din ve vicdan özgürlüğü ilkeleri temelinde çözülecektir.
Dini ya da seküler hiçbir yapının devlet içinde ayrıcalıklı bir konum elde etmesine müsaade edilmeyecektir. Dini/mezhebi referanslı yapıların paralel yapılanmalara yönelmesi engellenecektir.
İÇ GÜVENLİK
“Siyasetimizin meşruiyet temeli özgürlük-güvenlik dengesine dayalı kamu düzenidir. Güvenlik adına özgürlüklerin kısıtlanmasının insan onurunu yok eden dikta rejimlerine, özgürlük adına güvenliğin ihmal edilmesinin ise kaosa ve iç çatışmalara yol açar.
Kamu düzenini tehdit eden şiddet ve terör başta olmak üzere her türlü kaos girişimine karşı vatandaşlarımızın canını, malını, hak ve özgürlüklerini koruyacak bir güvenlik ve adalet mekanizmasının işlemesini sağlamanın en temel vazife olduğuna inanıyoruz.
Türkiye’nin hem yurt içinde hem de yurt dışında terörizmle güçlü bir mücadele yürütmesi bir zorunluluktur. Terör ve terörle mücadele söylemi Türkiye’nin enerjisini tüketen, toplumsal uyumunu zedeleyen ve dış politika esnekliğini körelten bir tuzak olmaktan çıkarılmalıdır. Türkiye’nin özgürlükleri korumayı ana vazife gören ve güvenlik açığı üretmeyen bir güvenlik anlayışının hâkim kılınmasına ihtiyaç bulunmaktadır.”
SAĞLIK VE SOSYAL POLİTİKALAR
“Sağlık ve eğitim konularını vatandaşlarımızın doğumundan hayatlarının sonuna kadar süren temel insan hakları bağlamında değerlendiriyoruz. İnsan onuruna dayalı siyaset anlayışımızın ve insan odaklı kalkınma stratejimizin en temel araçlarından birisi, bütün vatandaşlarımızı kuşatan sağlık politikalarımız ve sosyal devlet uygulamalarımızdır.”
EĞİTİM BAŞLIĞI
“Kaliteli bir eğitim için, öğrencilere herhangi bir resmî veya tanımlanmış ideolojinin dayatılmasını reddediyoruz. Eğitimi insan devşirme alanı olarak değil, nitelikli insan yetiştirme alanı olarak görüyoruz.”
CİNSİYET EŞİTLİĞİ
“Aile toplumun doğal ve temel unsurudur. Partimiz ırk, dil, inanç ve sınıf temelli ayrımcılıkların karşısında durduğu gibi cinsiyet ayrımcılığının da karşısında fırsat eşitliği prensibiyle durmaktadır.”
ÇEVRE
“Çevre anlayışımızın temeli mekâna saygıdır. Varoluşumuzun zeminini oluşturan doğanın ve çevrenin korunması gelecek nesillere olan bir borcumuzdur.
Özgün kavramları tüketen popülist hamasetten de, ümit ve vizyon içermeyen edilgen bir söylemden de uzak duracağız.
‘İLKEMİZ ŞEFFAFLIK’
“Siyasi iletişim ilkemiz nezakettir. Bugün siyasi hayatımızda halkımızın en çok özlediği nitelik seviyeli ve nazik bir siyaset dilidir. Siyasi muhataplarımız bize karşı hangi dili kullanırsa kullansın bu temel ilkeden taviz vermeyeceğiz. Siyasi davranış ilkemiz ahlâki tutarlılık ve şeffaflıktır. Kibre karşı tevazuyu, israfa karşı tasarrufu, şahsi çıkara karşı kamu çıkarını savunuyoruz.”
YOLSUZLUKLA MÜCADELE
“Her türlü açık ve örtülü yolsuzlukla mücadele ve siyasi etik konusunu, ahlâki dokumuzun korunması ve adil gelir dağılımına dayalı sosyo-ekonomik dengenin sağlanması açısından bir zorunluluk ve önşart olarak görüyoruz. Yolsuzlukların kökünden engellenmesi için kamu adına yapılan her türlü işlem, kamu denetimine açık olmalıdır. Bu ancak şeffaflık ilkesi ile sağlanabilir.
‘PARALEL YAPI’
“Kayıt dışı ekonomi tümüyle tasfiye edilerek finansal kaynak akışlarına tam anlamıyla şeffaflık getirilmeli, hukuki süreçlerdeki görevlendirmeler tam bir şeffaflık içinde yapılmalı, devlet kurumlarında hiyerarşik şeffaflığı yok eden paralel yapılara asla izin verilmemelidir.”
‘LİDER KÜLTÜNÜ REDDEDİYORUZ’
“Siyasi icraat ilkemiz ortak akıl ve katılımcılıktır. Ortak aklın gelişmesini teşvik eden düşünce özgürlüğü, seviyeli eleştiri ve samimi özeleştiri ahlâkı, siyasi hareketimizin zihni temelidir. Parti olarak lider kültü ve edilgen kadrolar anlayışına dayanan siyaset tarzını reddediyoruz. Bunun Türkiye'ye ve siyasete nasıl irtifa kaybettirdiğini trajik örnekler üzerinden deneyimliyoruz.
Toplumsal düzen anlayışımızın temel ilkesi adalettir. Hukuk, güç biriktirme alanı değil, gücü denetleme ve ahlâki çizgiye getirme alanıdır. Yargının kontrol altına alınması çabası hangi gerekçeyle ve kim tarafından yapılırsa yapılsın en büyük suç olarak görülmelidir.”
YARGI REFORMU
“Demokratik hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yargı bağımsızlığı esastır. Yargının hızlı ve etkin çalışması ve adil kararlar verebilmesi için esaslı bir reform yapılacaktır. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), ‘Hâkimler Kurulu’ ve ‘Savcılar Kurulu’ olarak ikiye ayrılacaktır. HSK’nın disiplin kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulmasını engelleyen hüküm değiştirilecektir.
Tutuklamanın istisna olması ilkesi titizlikle uygulanacak ve objektif kıstaslara bağlanacaktır. Suçların şahsiliği ilkesine, masumiyet karinesine ve lekelenmeme hakkına özen gösterilecektir.”
GÜÇLER AYRILIĞI VE YENİ ANAYASA
“Güçler ayrılığı garanti altına alınmalıdır. Bunun için yasama erki; yürütme ve yargı erkleri karşısında dengeleyici bir özerkliğe sahip kılınacaktır. TBMM yasama görevini yaparken hiç bir şekilde ve hiç bir güç tarafından baskı altına alınamaz. Son anayasa değişikliği ile işlevini ve önemini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan TBMM’nin siyasal etkinliği mutlak surette artırılacaktır. Yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır.
Türkiye’nin en eski tartışmalarından birisi ülkemizin tam demokratik, özgürlükçü ve sivil yeni bir anayasaya kavuşmasıdır. Partimiz, milletimizin hak ettiği yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla sıfırdan yazılması gerektiğini savunmaktadır.
Türkiye’nin çözülemeyen bir diğer sorunu, hükümet sistemidir. Ülkemizde yıllarca uygulanan Parlamenter Sistem’in de, 2016 Referandumuyla benimsenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de demokratik kriterleri karşıladığını söylemek mümkün değildir.”
‘PARLAMENTER SİSTEMİ SAVUNUYORUZ’
“Başkanlık Sistemi, hemen her alanda yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki etkisini artırma ve yürütmeye mümkün olduğunca fazla güç devretme düşüncesiyle inşa edilmiştir.
Her türlü vesayetten arındırılmış demokratik bir Parlamenter Sistemi savunuyoruz. Devlet yeniden tanzim edilirken statükoculuğa dayalı kurumsal asabiyet terk edilecek, ancak kurumsal kültür ve hafıza özenle korunacaktır.
YEREL YÖNETİMLERDE YENİ BAKANLIK ÖNERİSİ
“Türkiye, yerel yönetimler sorununu konuşurken telaffuz edilmeyen korkular ve tabular yüzünden, ne yerel ne de merkezi reformları yapamamıştır. Yerinde halledilebilecek hiçbir başlık merkezden idare edilmek zorunda değildir. Partimiz, Anayasadaki idari vesayet yetkisinin demokratikleştirilmesi için, mahalli idarenin hiyerarşik ilişki içerisinde olması gereken merciin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya yerel yönetimlerden sorumlu yeni bir bakanlık olması gerektiği inancındadır.”
‘SİSTEM TERCİHİMİZ KATILIMCI DEMOKRASİ’
“Siyasal sistem tercihimiz katılımcı demokrasidir. Sivil toplum kuruluşlarının demokratik yönetime daha aktif katkı sağlamasının önündeki bütün engeller kaldırılacaktır.
FETÖ gibi gizli yapıların, devlet gücünü gayrimeşru biçimde ele geçirmek amacıyla siyaseti vesayet altına almaya çalışması da, devletin sivil toplumu güdümü altına alarak araçsallaştırması da demokrasiye zarar verir. Sivil toplumun devlete eklemlenmesi ve farklı kaygılarla görüş beyan edemez hale gelmesi, sivil toplumun ruhunu ve vicdanını yok etmektedir.”
‘SEÇİM BARAJI KALDIRILACAK’
“Türkiye’de siyasi partilere ilişkin anayasal ve yasal düzenlemeler son derece kısıtlayıcı hükümler içermektedir. Türkiye’nin siyasetin alanını genişletecek ve parti içi demokrasiyi tahkim edecek yeni bir siyasi partiler düzenine ihtiyacı vardır. Bu amaçla, demokratik bir Siyasi Partiler Kanunu hazırlanacaktır. Ayrıca, yeni bir Seçim Kanunu yapılacaktır.
Mevcut haliyle baraj sistemi, seçim öncesi ittifakları zorunlu kılarak siyasetin dinamizmini yok etmektedir. Temsilde adalet ilkesini hayata geçirmek üzere seçim barajı uygulamasına son verilmelidir.”
‘EKONOMİ’
“Ekonomi alanında temel hedefimiz âdil ve sürdürülebilir refahtır. Ticaret ve sermaye hareketlerinde dünyaya açık, serbest piyasa ekonomisi ilkelerini benimsiyoruz. Avrasya anakıtasının en büyük üretim üslerinden birisi olan ülkemizin diğer pazarlara açılması için vize muafiyetleri ve serbest ticaret anlaşmalarının yaygınlaşması politikalarına öncelik verilecektir.”
‘DIŞ POLİTİKADA REKABET DEĞİL ÇIKARLAR’
“Dış politikanın ülke içi siyasi rekabetin değil, Türkiye’nin çıkarlarının konusu olması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün küresel kırılganlıkların ve bölgesel çatışmaların oluşturduğu bir jeopolitik ortamda bulunan ülkemizin, bir istikrar adası olma hüviyetini korumanın, en önemli vazifelerimizden birisi olduğunu düşünüyoruz. ABD ile inişli çıkışlı seyreden ilişkilerimiz kurumsal ve süreklilik arzeden bir çerçeveye oturtulacak, NATO bünyesindeki ittifak ilişkilerimiz ve AB üyeliği yönündeki stratejik perspektifimiz korunacak. Türkiye, Batı ile yaşadığı sorunları yine Batı içerisindeki tartışmaların öncüsü olarak, orada müttefikler bularak daha etkin bir şekilde çözebilir. Buna ilaveten, başta Rusya ve Çin olmak üzere Asya derinliğindeki ilişkilerimiz güçlendirilecektir.
Gelecek Partisi hepimizin geleceğinin adresi, kaynağı ve umut ışığıdır. GelecekPartisi milletimizin yarınıdır. Gelecek bizimdir. Gelecek milletimizindir. Gelecek Türkiye’nindir.”
HABERE YORUM KAT