1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Rus Turistler Çamur Banyosuyla Stres Atıyor
Cumhuriyet'i Hep Darbeler Vurdu...

Cumhuriyet'i Hep Darbeler Vurdu...

12 Mart’ta gazete kapatıldı ve iki yazarı tutuklandı. 12 Eylül’de gazete iki kez kapatıldı ve hapse girmeyen yazarı neredeyse kalmadı.

A+A-

12 Mart’ta gazete kapatıldı ve iki yazarımız tutuklandı. 12 Eylül’de gazete iki kez kapatıldı ve hapse girmeyen yazarı neredeyse kalmadı. Biri hapse girerken diğeri tahliye oldu. Bir kapatma kararı sonuçlanırken ikinci kapatma kararı geldi. Ama işin ilginç yönü sağ politikacılar yine de dönem dönem Cumhuriyet gazetesini darbecilikle suçlamaktan geri kalmadı.

60 darbesinin ilk aylarında gazetemizin Ankara Büro Temsilcisi Ecvet Güresin, Başyazarımız Nadir Nadi’yi arayarak Milli Birlik Komitesi’nin orduda o güne değin görülmemiş ölçüde bir tasfiye hareketi gerçekleştirileceğini, 5-6 bin subayın bir kalemde emekli edileceğini haber verir. Güresin’in güvenilir bir kaynaktan edindiğini söylediği bu haberi Nadir Nadi, hemen yayımlamayıp bir süre bekletir. Birkaç gün sonra Harp Akademileri’ndeki diploma törenine katılan Nadir Nadi, bizzat Devlet Başkanı Cemal Gürsel’in ağzından, “Türk ordusu senelerden beri maalesef politikaya alet edilmiş, ordu bünyesi hastalanmıştır. Bu hasta bünyeyi ameliyat etmeden sağlam hale getirmeye imkân yoktur. Bu ameliyat yapılacaktır” sözlerini duyunca ertesi günkü gazetede Evcet Güresin’in beklettiği “Orduda Tasfiye” haberini yayımlar.

12 Mart 1971

Hem gazete kapatıldı hem yazarlar tutuklandı

İsrail Başkonsolosu Elrom’un kaçırılması üzerine 26 Nisan 1970 günü aralarında İstanbul’un da bulunduğu 11 ilde Sıkıyönetim ilan edildi. O günkü gazetede İlhan Selçuk’un “Hoş Geldin Tanzimat Kafası” başlıklı yazısını gerekçe gösteren Sıkıyönetim Komutanlığı, gazeteyi 10 gün süreyle kapatırken İlhan Selçuk ve Yazıişleri Müdürü Oktay Kurtböke’yi tutuklanmasını istedi.

İmtiyaz Sahibi ve Başyazarımız Nadir Nadi bu olayla ilgili olarak, “Eğer İlhan, o gün yazı yazmasaydı başka bir bahane bulup Cumhuriyet’i yine kapatacaklardı” yorumunu yapmıştı. Bu arada gazetenin kapanmasından Nadir Nadi ve onun gazeteye aldığı solcu yazarları sorumlu tutan ortaklar Nadir Nadi’nin istifaya zorladı. Yönetim kurulundaki görevinden Nadir Nadi istifa edince, solcu yazarlar da gazeteden kovulur.

Gazetenin yeni yayın politikasını beğenmeyen okurlar, boykot yaparak yeni Cumhuriyet’i almazlar ve tiraj yarı yarıya düşer. Sonuçta zarar karşılanamaz boyutlara ulaşınca Nadir Nadi, yeniden yönetime davet edilir. Nadi, yeniden gazetenin başına geçer ve ilk iş olarak işten atılan solcu yazarları yeniden gazeteye alır.

Bu arada 13 Temmuz 1971 günü tutuklanan İlhan Selçuk ile Oktay Kurtböke de 18 Aralık 1971’de salınmış ve onlar da gazetedeki görevlerine dönmüşlerdir. İlhan Selçuk, yazılarına başlayalı birkaç gün olmuştu ki, yeniden gözaltına alınır. Ancak bu kez kimin gözaltına aldığı ve nerede tutulduğu bilinmemektedir. Gerek gazetenin gerekse Selçuk ailesinin ısrarlı başvurularına rağmen Sıkıyönetim Komutanı Faik Türün, “Tahkikatın seyri icabı, bulunduğu yerin açıklanması sakıncalıdır” yanıtını veriyordu. Sonunda anlaşıldı ki, İlhan Selçuk Kontrgerillanın işkence merkezi Ziverbey Köşkü’nde tutulmaktadır. Bir ay boyunca işkence altında sorgulanan İlhan Selçuk, ifadesinde akrostişle “İşkence altındayım”, “Zincire vuruluyum”, “Ölmemek için bu kadar uydurmak zorundayım” bilgilerini kayda geçer. Selçuk, 30 Aralık 1972 gecesi tahliye oldu.

12 Eylül 1980

Cuntacıları kızdırdık

Genelkurmay Başkanı Evren ve dört kuvvet komutanı tarafından 12 Eylül 1980’de yapılan darbe yine Cumhuriyet’i hedef aldı.

Barış Derneği Davası nedeniyle gazetenin yazarlarından Ali Sirmen, Erdal Atabek, Ataol Behramoğlu ve Hüseyin Baş tutuklanırken İlhan Selçuk’un yazdığı “Atatürkçülük Muz mudur?” yazısı nedeniyle gazetemiz on gün süreyle kapatıldı.

Başyazarımız Nadir Nadi’nin, 23 Ocak 1983’te yayımlanan ve Türk Dil Kurumu’nun kapatılmasını eleştiren “Tuhaf Bir Tasarı” başlıklı yazısı cuntacıları fena kızdırdı. Gazete 25 gün süreyle kapatıldı. Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanan Nadi 2 ay 20 gün hapse mahkûm oldu. Ancak karar Yargıtay tarafından bozulunca hapse girmekten kurtuldu.

Oktay Akbal da 6 Ekim 1982’de yazdığı “ Yurttaş Olarak Görevimiz” başlıklı yazısı nedeniyle Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandı ve 1983 Ağustos’unda tutuklandı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.