Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener Kimdir?
90’lı yıllarda belediye başkan adaylığı ile siyasete başlayan Meral Akşener, yoluna cumhurbaşkanlığı adaylığı ile devam ediyor.
Meral Akşener bugün İYİ Parti’nin genel başkanı ve cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Milletvekili.
Ancak siyaset sahnesinde onunla ilgili en çok hatırlanan dönem, 90’ların Susurluk “kazası” ile 28 Şubat “Postmodern Darbe”si arasındaki bilindik zamana denk geliyor.
O dönemin İçişleri Bakanı olan Akşener, 3 Kasım 1996’daki Susurluk kazasından sonra İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Mehmet Ağar’ın yerine geçmiş, 28 Şubat sürecini yaşamıştı. Bakanlık görevi Haziran 1997’de sona erdi ama siyasi hayatı halen devam ediyor. Postmodern darbe ve dolayısıyla ordunun o dönem karşısında durmasıyla hatırlanan Akşener, yıllar sonra açılan davanın da eski Başbakan yardımcısı ve Başbakan Tansu Çiller’le birlikte tanığıydı.
17 yaşında asılan Erdal Eren için, “Tayyip Bey grupta konuşuyor. Erdal Eren’i anlatıyor uzun uzun. O kadar bilmiyor ki Erdal Eren kim? Erdal Eren bir jandarma erini şehit etmiş kişi” diyen, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a da 1997’deki Meclis konuşmasında ayrımcı hakaretlerde bulunan Akşener, 24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçiminde 234 bin imzayla aday oldu.
Ülkü Ocakları ile lisedeyken tanıştı
1956’da Kocaeli, İzmit, Gündoğdu köyünde doğdu. 1974’te Bursa Kız Öğretmen Lisesi’nden mezun oldu.
Ağabeyi MHP Kocaeli il başkanı Nihat Gürer’di. Ülkü Ocakları ile lise yıllarında tanıştı.
Kendi internet sitesinde, bu dönemi şöyle anlatılıyor: “Lise ve üniversitede Ülkücü olarak mücadele içinde yer aldı. Ağabeyinin MHP İl Başkanı olması nedeniyle parti siyaseti ile de yakından ilgilendi.”
1979’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü bitirdi. 1979-1982 yılları arasında öğretmenlik yaptı.
1982’de Yıldız Teknik Üniversitesi Kocaeli Mühendislik Fakültesinde araştırma görevlisi oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksel lisans ve ardından doktorasını tamamladı.
Kocaeli Üniversitesi İnkılap Tarihi Bölüm Başkanıyken siyasete atıldı.
Siyasete 1994’teki yerel seçimle başladı
* Kocaeli, İzmit’te Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı seçim çalışmalarında.
1994 yerel seçiminde Doğru Yol Partisi'nden (DYP) Kocaeli Büyükşehir Belediye başkan adayı oldu.
1995 yılında Doğru Yol Partisi Kadın Kolları Başkanı oldu.
İlk olarak 1995 genel seçiminde, 20. dönemde DYP İstanbul Milletvekili olarak Meclis’e girdi. Milletvekilliğine, 21. dönemde Kocaeli, 23 ve 24. dönemde İstanbul’dan seçilerek devam etti.
Susurluk’un ardından ilk kadın İçişleri Bakanı oldu
3 Kasım 1996’da Susurluk kazası meydana geldi. Necmettin Erbakan başkanlığında, 28 Haziran 1996 tarihinde Refah Partisi (RP) ve DYP koalisyonunun oluşturduğu 54. Hükümetin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar istifa etti.
Ağar’ın yerine İçişleri Bakanlığı görevini üstlenerek Türkiye’nin ilk kadın İçişleri Bakanı oldu.
Nisan 1997’de görevden aldığı Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel'in makamını terk etmemekte ısrar edince önce dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile görüştü, sonra sabaha karşı 03:30'da Genel Müdürlük binasına giderek vekil genel müdür olarak Hakkari'den Ankara'ya gelen Kemal Çelik'i makamına oturttu.
Çelik bu şekilde fiilen görevine başlamış oldu.
28 Şubat’ın en sert “uyarısı” ona yapıldı
Sonradan “Postmodern darbe” olarak adlandırılacak olan 28 Şubat sürecinde, dönemin siyasetçilerine oranla orduya muhalif duruşuyla anıldı.
Bu dönem de yine kendi internet sitesinde şöyle tanımlanıyor: “28 Şubat sürecindeki demokrat duruşu takdir gördü.”
* İçişleri Bakanıyken, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’ya yaptığı ziyaretten.
Hatta 28 Şubat’ın en sert “uyarısının” Akşener'e yapıldığı iddia edildi. TSK’dan Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla bilgi almaya ve izletmeye çalıştığı iddia edilen Akşener’le ilgili dönemin kuvvet komutanlarının bir toplantı yaptığı ardından da ona iletilmek üzere cinsiyetçi ve küfürlü bir tehditte bulunulduğu ileri sürüldü.
“Ayağını denk alsın” şeklinde tehdit edildiği öne sürülen Akşener, bunun üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüştü. Tehdidi kamuoyuna aktaracağını söylediği ancak Demirel’in buna engel olduğu ileri sürüldü.
Yıllar sonra bu olayla ilgili konuşan Akşener, tehdidin Çevik Bir'e değil başka bir generale ait olduğunu, bu kişinin adını eşi ve çocuklarının mahcup olmamaları için söylemediğini açıkladı.
Yıllar sonra da faili meçhul cinayetleri savundu
28 Şubat’ın ardından 54. hükümetin dağılmasıyla bakanlık görevi 30 Haziran 1997’de son buldu.
Faili meçhul cinayetler ve katliamlarla anılan bir dönemde hükümette İçişleri Bakanı olarak bulunmasını 2017 yılında şöyle savunacaktı:
“Meral Akşener MHP’ye genel başkan olmasın, faili meçhullerin sorumlusu O’dur’ diyorlar. Ne derseniz deyin hepsi kabulümdür. Bu ülke için, bu milletin birliği beraberliği için bir şey yapılması gerekiyorsa yapmışımdır, sorumluluğunu da sonuna kadar alıyorum.”
Kısa bakanlık görevinden geriye, Tansu Çiller ile özel kuvvetler üniforması içindeki fotoğrafları kaldı.
“Çok dikkatli takipçisi olacağım”
28 Şubat sürecine ilişkin yürütülen soruşturma konusunda 2012 yılında şu açıklamayı yaptı:
“28 Şubat'ın işbirlikçileri vardı, bu işbirlikçilerin bir kısmı, süreci o gün en şiddetli şekilde alkışlayanlar, nedamet getirdiğini söyleyip, şu anda sosyal ve yazın hayatımızda baş tacı ediliyor. Sayın Çevik Bir ve arkadaşları da 'Ben nedamet getirdim, özür dilerim' dediği zaman baş tacı edilecek midir?
“O dönemde devlet ve sivil bürokrasi içinde işbirlikçiler vardı. Bunların bugün hangi konumlarda olduğunu merak ediyorum. Örnek vermem gerekirse, Refahyol Hükümeti'nde, 28 Şubat'ta en derin krizlerden birini çıkaran devrin Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, bugün Ankara Valisi'dir. Bu tür arkadaşlara dikkat çekmek isterim. Bu soruşturmanın, yargı konusunun çok dikkatli bir takipçisi olacağım.”
Mayıs 2012’de, 28 Şubat savcısına tanık olarak ifade vermeden önce makam aracı, İstanbul’da silahlı saldırıya uğradı. Bu saldırıyla ilgili, “Olay doğru ama bilmiyorum, nedir ne değildir, herhangi bir bilgim yok. Hem emniyet teşkilatımız hem diğer kurumlarımız ilgileniyor. Ben onlara güveniyorum ama diğer taraftan kendi açımdan bakılırsa, demirden korkan trene binmez” açıklamasını yaptı.
AK Parti’nin kuruluşunda yer aldı
1999 genel seçiminde DYP İstanbul Milletvekili olarak tekrar meclise girdi. (Parti 2002 seçiminde yüzde 9,54 oy alarak baraj altında kaldı.)
4 Temmuz 2001’de DYP’den istifa ederek Fazilet Partisi'nden kopan Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğini yaptığı oluşuma katıldığını, Gül ve arkadaşlarının çalışma ofisi olarak kullandıkları Politik Araştırmalar Merkezi’ndeki basın toplantısıyla ilan etti.
Kısa bir süre sonra “Milli Görüş çizgisini sürdürüyorlar” diyerek “hayal kırıklığı yaşadığını” belirtti ve yeni oluşumdan ayrılıp 3 Kasım 2001’de Milliyetçi Hareket Partisi'ne katıldı. 2004 yılı yerel seçiminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu.
* 2002’de genel seçim çalışmasında.
2001’den 2007’ye dek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin danışmanlığını yaptı.
2007, 2011 ve 2015 seçimlerinde İstanbul 3. Bölge'den milletvekili seçildi. Ayrıca Meclis Başkanvekili seçildi ve bu görevi sekiz yıl sürdürdü.
Genel başkan adayı oldu, ihraç edildi
MHP’nin 1 Kasım genel seçiminde yüzde 11,9 oy alarak Meclis’e 40 milletvekili ile dördüncü parti olarak girmesinin ardından muhalifler partinin olağanüstü genel kurultaya gitmesini savundu.
Partinin oy kaybının ardından yaptığı konuşmada, kurultay talebinde bulundu ve “Üzerime düşen her görevi yapmaya hazırım” dedi. Mahkeme kararıyla yapılacak olan MHP olağanüstü kongresi için de Sinan Oğan, Koray Aydın ve Ümit Özdağ ile birlikte adaylardan biri oldu.
Bu arada Bahçeli’ye “baş paralel” dediği için hakkında inceleme başlatıldı.
Bahçeli ise mahkeme kararına ve delegelerin imzalarına karşın olağanüstü kurultaya gidilmemesi konusunda ısrarlı davrandı.
Olağanüstü Kongre tarihi olarak 15 Mayıs belirlendi, MHP Genel Merkezi bu kararı tanımadığını açıkladı.
15 Mayıs 2016’da MHP’den dört genel başkan adayı ve MHP’liler kurultay yapacaklarını duyurdukları Büyük Anadolu Oteline yakın polis barikatı önünde toplandı. Polisin bariyerini aşamayan adaylar, bir süre bekledikten sonra alandan ayrıldı.
Akşener 8 Eylül 2016 tarihinden partiden ihraç edildi. Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, partiden ihraç kararına ihtiyati tedbir konulmasını istedi. Bu iptal davası, 15 Aralık 2016’da Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesince reddedildi ve ihracı kesinleşti.
İYİ Parti’den cumhurbaşkanlığı adaylığına
Genel başkanı olduğu İYİ Parti’nin kuruluşu 25 Ekim 2017’de açıklandı. Partinin sloganı “Türkiye İyi Olacak” olarak belirlendi.
24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak için 2 Mayıs 2018'de YSK'ya başvurdu, ilk günde 100 bin imzaya ulaştı, 234 bin imza toplandığında imza toplama süreci sonlandırıldı.
"Bir kadını haksızlığa uğratıp kızdırmayın" |
Ailesi henüz o 1,5 yaşındayken Yunanistan’dan mübadeleyle gelip Kocaeli’ne yerleşmişti. Babası devlet memuruydu, annesi tarlada çalışıyordu. Anneannesi tarafından büyütüldü. Ömer Şahin'in Meydan gazetesinde “Maocu nişanlıyı nasıl ülkücü yaptı?” başlığıyla yayımlanan yazıda, Akşener’in kendisine 15 yıl önce anlattığı eşi Tuncer Akşener ile tanışma hikayesini yazmıştı. Akşener eşiyle nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor: “Tuncer’lerin evle bizimki aynı bahçenin içinde iki evdi. Sene 1974’tü. Evi yerleştirmiştik. Çok yağmur yağıyordu. Ben pencereden dışarı bakıyorum. Bahçeyi su başmış, bir genç paçalarını sıvamış, çıplak ayakla suyu süpürüyor. Ben bakarken, eşim kafasını kaldırdı, ilk defa öyle gördük birbirimizi. “İlk görüşte vurulmuşuz. O da ODTÜ’deydi. Hazırlık biri bitirmiş gelmişti. Birbirimize ilan-ı aşk etmiştik. O bana çok güzel mektuplar, şiirler yazardı. Hâlâ saklarım. Çiçek gönderirdi. Ben ise ona solcuların ne kadar kızdığı eser varsa Safahat’ı, Necip Fazıl’ı gönderirdim. Tuncer, sıkı Maocuydu. Eylemlere katılırdı, Perinçek’in gazetelerini dağıtırdı. Hızlı solcuydu yani. Arkadaşlığımız siyasi tartışmalarla başladı. Evlenmeden onu sağcı yaptım.” Yeni Çağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan’a da şunları anlatmıştı: “Biz eşimle et tırnak olduk. 18 yaşından bu yana bir birimizin yüzüne bakıyoruz. Bugün sabah evden çıkarken dedim ki ‘Ya ben üniversitede hocaydım o da Sabancı Holding'de üst düzey yöneticiydi. Biz hiç bu işlere kalkışmayıp da böyle bir hayatımız olsaydı nasıl olurdu’ diye düşündüm ve ona sordum. Müthiş bir dayanışma var aramızda. “Dedi ki ‘Sen rahat durmazdın profesör olacaktın Rektör ve Dekan olayım diye itişecektin birilerini gene yine rahatsız edecektin.’ Bu dönemi onunla aştık. Mesela bu partinin kurulma aşamasında zaman zaman 'nasıl yapalım' dediğim anlar oldu eşim orada çok sağlam durdu. Bunun temel motivasyonu 7 Haziran'da benim uğradığım iftiradır. “Sizlere çok samimi tavsiyem, her yerde de söylüyorum bir kadını asla kızdırmayın. Bir kadını haksızlığa uğratıp kızdırmayın onu düşman edinmeyin. Bizim ailecek temel motivasyonumuz bu oldu.” Fatih adında bir oğulları var. Fatih Akşener 2012 yılında Kadir Topbaş'ın nikahını kıydığı düğünle Işıl Abeş ile evlendi. Şahit, Recep Tayyip Erdoğan’dı. Çiftin bir oğlu var. |
Ayça Söylemez
Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji bölümünde yüksek lisans yaptı, Marmara Üniversitesi İletişim Bilimlerinde doktora yapıyor. 2002’den itibaren Star, Vatan, Akşam, HaberTürk ve Hürriyet gazetelerinin yazıişleri ve dış haberler bölümünde çalıştı. Güncel Hukuk dergisinde yazıları yayınlandı. BirGün’de Anonim adlı köşeyi yazıyor. 2011’den bu yana bianet’te İnsan Hakları Editörü.
HABERE YORUM KAT