Anayasa Mahkemesi, Ayşe öğretmene verilen hapis cezasını 'İfade özgürlüğünün ihlali' olarak değerlendirdi.

Sokağa çıkma yasakları döneminde Show Tv’de yayınlanan Beyazıt Öztürk'ün sunduğu Beyaz Show’a telefon ile bağlanarak 'çocuklar ölmesin' diyen öğretmen Ayşe Çelik’e, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 26 Nisan 2017 tarihinde 'örgüt propagandası yapmak' iddiasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.

Karara yapılan itiraz istinaf mahkemesince reddedilirken, Ayşe öğretmen, 20 Nisan 2018 tarihinde hapse girmiş, bebeği olduğu için 14 gün sonra infazın ertelenmesi talebi kabul edilerek tahliye edilmişti. Ayşe öğretmen, kalan cezasının infazı için 17 Nisan’da yeniden cezaevine konulmuştu.

Ayşe Çelik’in Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvuru bugün karara bağlandı.

AYM, Çelik’in yeniden yargılama ve 100 bin TL tazminat talebiyle yaptığı başvuruyu Anayasa’nın 26. Maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında ele aldı.

AYM kararında, “Başvurucunun bir televizyon programında sarf ettiği ifadeler nedeniyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetine hükmedilmesinin ve hapis cezasıyla cezalandırılmasının ifade özgürlüğüne bir müdahale teşkil ettiği kabul edilmiştir” denildi.

'HER TÜR AÇIKLAMA DEĞİL, ŞİDDETİ ÖVEN AÇIKLAMA SUÇTUR'

'Terör' ile bağlantılı olsa da her tür açıklamanın suç olmadığına işaret eden AYM, kararında şu ifadelere yer verdi:

"Akılda tutulması gereken ilk şey Türk hukukunda terör ile bağlantılı her tür düşünce açıklamasının değil, yalnızca terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yapılmasını suç olarak kabul edilmiş olduğudur.”

Anayasa Mahkemesi, 'terör' ile bağlantılı olsa da 'şiddete başvurmayı cesaretlendirici ifadeler yer almayan, terör suçlarının işlenmesi tehlikesine yol açmayan, terör örgütünün ideolojisi, toplumsal veya siyasal hedefleri, siyasi ekonomik ve sosyal sorunlara ilişkin görüşleri ile paralellik taşıyan' düşünce açıklamalarının 'terörizm propagandası' olarak kabul edilemeyeceğini belirtti.

ÖCALAN KARARINA ATIF

Abdullah Öcalan kararına da atıf yapan Mahkeme, toplumsal ve siyasal ortama, sosoekonomik dengesizliklere, etnik sorunlara, daha fazla özgürlük talebine veya ülke yönetim biçiminin eleştirisine yönelik düşüncelerin, devlet yetkilileri veya toplumun önemli bir bölümünü rahatsız etse de ifade özgürlüğünün koruması altında olduğunun altını çizdi.

'AYŞE ÖĞRETMEN FARKINDALIK OLUŞTURMAYI AMAÇLADI'

Ayşe öğretmenin konuşmasında, şiddete teşvik etmediği, yaşanan ölümler konusunda toplumda bir farkındalık oluşturmayı amaçladığı, sanatçıların yaşananlara sessiz kalmamasını istediği değerlendirilen AYM kararında, “Başvurucu esas itibariyle sebebi her ne olursa olsun çatışmaların durdurulması için kamuoyu oluşturulması çağrısında bulunmaktadır. Söz konusu konuşmanın kamu yararı sorunlarına ilişkin olduğu konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır” denildi.

YENİDEN YARGILAMA VE TAZMİNAT

'Mahkumiyet kararının zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelmediğine' karar veren Anayasa Mahkemesi, Ayşe öğretmenin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. Yeniden yargılama talebini kabul ederken, Ayşe öğretmene 5 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

EMSAL TEŞKİL EDİYOR

Karara ilişkin Twitter hesabından açıklama yapan Av. Benan Molu, “Bu karar, AYM'nin örgüt propagandasından verdiği ilk ihlal kararı. Bu başvuruda ayrıca barış isteğini yargılayıp cezalandıracak yasa hükmü olmadığı için Del Rio Prada (BD) kararını kullanıp Anayasa'nın 38. ve İHAS'ın 7. ve 18. maddelerinin ihlali iddiasında bulunmuştuk. Gerekçeye bakmak lazım ama barış istemek suç olamaz, cezalandırılamaz” dedi.

Kararın, Barış Akademisyenleri için de emsal olabileceği belirtiliyor.