DYP lideri Mehmet Ağar’ın son döneme dair saptamalarından yola çıkarak farklı bir pencereden, ülkenin kangrenleşen sorunu yani “Kürt Sorunu” hakkında değerlendirmeler de bulunmak isterim.

Bu konuda ders veren olmak istemediğim gibi, konu hakkında yetkinliğimden de söz etmek isterim. Gündelik yaşamımızı belirleyen her konu gibi, bu konuda ki belirlemeler yaşamsal önemdedir.

MGK Toplantısı ve bu toplantının sonuçlarından birisi olan Kürtler ile ilişki kurulabilir saptaması, değişen konsept’in işaretleri içindedir. Sığ tepkilerin ötesinde, reel olabilmenin göstergesi olan bu durumu kavrayabilmek gerçekten önemlidir.

Kerkük ve Irak’ın kuzeyi ile ilgili kaygıların yoğunlaştığı bir dönemde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ABD gezisi ve gezi dönüşü tepkilerin iyi algılanması bundan sonrası için önemlidir.

Bu gezinin en önemli ayrıntısı askerin çözüm konusunda gerçekçi tavır belirleme isteğidir.

Kürt Sorununun Türkiye sorunu olmaktan öte bir “Ortadoğu Sorunu” olduğunun tespit edilmesi ve tüm bölgenin çözüme katkısı konusunda bir fikir birliği içinde olunduğu da  belirlenmiştir.

PKK ile mücadelede en önemli aktörlerden olan Mehmet Ağar’ın, söylemlerindeki değişim yukarıda ifade ettiğim genel siyaset değişiminin bir parçası halindedir. Ağar kendi siyasi modelini etkinleştirebilirse, ismi Türkiye tarihinde ki unutulmazlar arasında olacaktır. Ağar, şu an siyasetini tarihi dönüştürecek iddia ile yapmaktadır.

Bu siyasetin etkinlik kazanmasında öncelikle Ankara’nın bir uzlaşı ile buna yol vermesi gerekiyor. Aksi halde ters tepkiler alacağı kaçınılmazdır.

Bir diğer etkileşim Kürtlerin bu mesajı algılama şeklidir.

Türkiye’de Kürt kimliği temelinde siyaset yapanların adresi DTP’dir. Demokratik Toplum Partisi (DTP)’nin siyasi çalışmalarındaki tarzı, sorunun çözümü noktasında çok önemlidir.

Yükselen Milliyetçi dalganın karşısında akıp giden bir yapı, farklılaşmayı ve çözülmeyi de beraberinde getirir.

Türk Milliyetçi söylemin karşısında Kürt Milliyetçi söylemini ifade etmenin ne denli fayda sağlayacağı tartışma konusudur.

Yalnızlaşan bir siyasi partinin çözüme katkıları da azalır. DTP, “Türkiye Partisi” olma konusunda ciddi adımlar attığı vakit, bazı değişimlerde kendiliğinden gelir..

Türkiyeli bir siyasi hareket olabilmek aynı zamanda Türkiye’nin dışındaki gelişmelerde de taraf olabilme siyasetini üretmek demektir. Öncelikli sorunlardan biriside iktidar alternatifi olabilmektir. Bu da politik tavır yürekliliğini göstermekten geçer. DTP’nin güne yönelik siyasi tavır belirleme modelinden, daha nesnel ve gerçekçi siyaset ürettiği taktirde, partinin her alanda kabul göreceği kesindir.

Klasik algılamalardan olan bölücü parti imajı da kendiliğinden kalkar. Elini taşın altına koyma cesareti, yüreklere su serperek etkilerini ülkenin barışında gösterecektir.

Anadolu ve Ortadoğu bütününde barışa olan inanç, gün be gün artan bir ihtiyaç olmuştur. Kan ve kan üzerine yapılan siyasetin boşa çıkarılması şarttır.

Türkiye’de etnik temelde yapılan her türden siyasetin parçalanma etkisi yarattığı bir zamanda; bunun ulus devlet modelini yıkma etkisi aşikar iken, siyaset yapan her türden kurumun ve oluşumun bu etkileşim karşında duruşunu netleştirmesi gerekir.

Demokratik Toplum Partisi'nin, 28 Şubattaki Kongresinde alacağı kararlar ve bunların Türkiye ile Dünya Kamuoyuna yansımaları çok önemlidir.

Anadolu Kardeşliği için …

Barışa olan inanç, bu topraklarda yaşayanların bu güne kadar beklediğinden daha acil bir ihtiyaçtır.

26.02.2007