Almanya'dan Ekonomik Yaptırım
'Türkiye'ye karşı çok sabırlı olduk' diyen Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, üç yaptırım planını açıkladı.
Aktivist Peter Steudtner’in Büyükada’da katıldığı bir toplantı sonrasında tutuklanmasının ardından iyice gerilen Almanya-Türkiye ilişkileri ekonomik yaptırıma kadar vardı.
Alman Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın’ı dün görüşmeye çağırmasının ardından, Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel tatilini yarıda keserek Berlin’e dönme kararı almıştı. Gabriel, bugün düzenlediği basın toplantısında Türkiye'ye karşı üç yaptırım başlığından bahsetti. İlki Türkiye'de yatırım yapan Alman şirketlerine artık kredi güvencesi veremeyeceklerini söyledi. Alman şirketlerinin Türkiye'de yatırım yapmalarının bu durumda zorlaşacağını iafede etti. İkinci yaptırım olarak AB'den Türkiye'ye yapılan ekonomik yardımların durdurulmasını isteyebileceklerini ancak bunun için, diğer üyelerle birlikte önümüzdeki günlerde bu konuyu konuşacaklarını ve yardımların durdurulmasını talep edeceklerini ifade etti. Ancak bu durumun çok kolay olmadığını diğer ülklelerle ortak karar alınması gerektiğini de sözlerine ekledi. Üçüncü olarak da Alman vatanadaşlarına Türkiye'ye yapacakları seyahatlerde tehdit altında olacakları ihtimali nedeniyle seyahat uyarısında bulunacaklarını ifade etti.
Almanya Türkiye ile her seferinde diyalog kurmaya çalıştıklarını, sorunları karşılıklı diplomasi yoluyla çözüm bulmak için uğraştıklarını ama her seferinde Türkiye'nin Almanya'yı hayal kırıklığına uğtattığını ifade eden Gabriel, "Bu durumda artık Türkiye ile ilişkilerimiz bu şekilde gidemez yeni bir sürece girmek zorundayız" dedi.
Gabriel "Peter Steudtner'in yakalanması çok önceden planlanmış. Almanya'ya Nazi suçlamaları getirmesine rağmen Türkiye'ye karşı çok sabırlı olduk. Bu her zaman kolay değildi. Türkiye, ülkesindeki hukuksal düzeni tersine çevirmek istiyor. Alman aktivistlerin Türkiye'de tutuklanmasıyla muhalifler susturulmak isteniyor. Türkiye politikasında artık yeni bir yönelime ihtiyaç var. Ankara'da kim bunlardan sorumluysa, bu politikaların sonuçsuz kalmayacağı bilinmelidir. Bu tehdit devam ettiği sürece Türkiye'deki Alman yatırımların devam edeceğini garanti edemeyiz" dedi.
Ayrıca Gabriel, "Önümüzdeki günlerde Türkiye'nin AB üyelik durumunu ortaklarımızda masaya yatıracağız. Türkiye'ye yönelik seyahat uyarısı yapmayı da görmezden gelemeyiz. Bu durumda Gümrük Birliği'ni genişletme konusunu görüşmeyi de hayal edemiyorum. Alman hükümeti yeni adımlar atmayı düşünüyor. yaptığım açıklamaların hepsi Başbakan Merkel tarafından da onaylandı. Almanya'dan Türkiye'ye giden herkes için bundan sonra risk olduğunu söyleyebilirim" şeklinde konuştu.
Gabriel, “Türkiye’ye çok sabır gösterdik, tango yapmak için iki kişi gerekir” dedi. Gabriel, Türkiye’nin gözaltına alınan Alman vatandaşları konusunda Almanya’yı her zaman vaktinde uyarmadığını, konsolosluk yetkilileriyle görülme izninin de her zaman garanti edilmediğini söyledi
Almanya Dışişleri Bakanı, "Almanya'da yaşayan Türkiyeli herkes Alman pasaportu olsun olmasın bizim için önemlidir. Bizler Almanya'yı birlikte güçlendirdik, bu insanlar bizim için değerliler" dedi. Gabriel,Türkiye'nin Avrupa Birliği ve NATO değerlerine geri dönmesini talep etti.
Sigmar Gabriel açıklamasında Türkiye'de yapılan darbe girişimi sonrası kapatılan medya ve basın yayın organlarından, onbinlerce insanın cezaevinde tutulması uygulamalarından, her muhalif ve eleştirel sesin terörle ilişkilendiriliyor olduğunu söyleyerek "Hala Türkiye'de idam konusunun masaya getirileceği tartışmaları var. Birileri tarihi geri çevirmeye çalışıyor" dedi.
ALMAN SİYASİLER DE YAPTIRIM İSTEMİŞTİ .
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schäfer, insan hakları aktivistinin gözaltına alınmasının “Almanya açısından kabul edilemez olduğunu” belirtmiş ve tutuklu Alman vatandaşlarının vakit geçirilmeden serbest bırakılması gerektiğini dile getirmişti. Alman siyasiler tutuklamalar nedeniyle Türkiye’ye tepki gösterirken, yaptırım mahiyetinde önlemler alınması gerektiğini belirtiyorlar.
“BEKLEME VE SUSMA DÖNEMİ BİTTİ”
Alman vatandaşlarının Türkiye’de tehlikede olduğunu söyleyen Sosyal Demokrat Parti (SPD) başbakan adayı Martin Schulz, Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerin geleceğinin nasıl olacağı konusunu gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Alman vatandaşlarının tutuklanmalarını “keyfi” olarak nitelendiren Schulz, Türkiye ile yürütülen gümrük birliğinin genişletilmesi görüşmeleri ve AB tarafından üyelik konusunda yapılan mali yardımların durdurulmasını gündeme getirdi. “Bekleme ve susma dönemi bitti” diyen Schulz, Alman Hükümeti’nin vatandaşlarını koruma konusunda gerekli diplomatik adımları atması çağrısında bulundu.
“ALMANYA’NIN TÜRKİYE’YE TUTUMU SERTLEŞMELİ”
Federal Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da, Peter Steudtner’in tutuklanmasına tepki gösteren siyasetçilerden biri. Bild gazetesine yaptığı açıklamada “İnsan hakları mücadelesi verenler terörist değildir” diyen Maas, “Sayın Erdoğan hapishaneleri kendisini eleştirenler ve karşıtlarıyla dolduruyor. Bu bir hukuk devletiyle bağdaşmaz. Erdoğan Türkiye’yi politik açıdan izole ettiğini ve ekonomik olarak da zarar verdiğini anlamalı” dedi. Maas, Almanya’nın Türkiye’ye karşı tutumunun sertleşmesi gerektiğini söyledi.
“EKONOMİK YAPTIRIMLAR UYGULANMALI”
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir ise, Deniz Yücel ve Peter Steudtner’in siyaseten esir tutulduklarını savundu. Alman Hükümetinin Türkiye’ye karşı “yumuşak” bir siyaset izlediğini ve daha fazla sessiz kalmaması gerektiğini ifade etti. Özdemir Türkiye’ye karşı ekonomik yaptırımlar yapılması gerektiğini savundu. İhracat kredileri garantisinin durdurulması gerektiğini söyledi.
Türkiye’de hükümet karşıtları, gazeteciler ve insan hakları savunucularının terörist olarak görüldüğünü dile getirerek “Bir sonraki adımda turistler ve iş dünyası temsilcileri mi bulunuyor?” diye sordu.
“TÜRKİYE AB’YE GİREMEZ”
Federal Almanya Meclisi başkanı Hıristiyan Demokrat Parti’li (CDU) Norbert Lammert de bu durumda Türkiye’nin AB üyeliğinin mümkün olmadığını söyledi.
Ayrıca Lammert, mevkidaşı İsmail Kahraman’ı da sert eleştirdi. Almanya meclis başkanı, Kahraman’ın kendilerine muhalif olan politikacılara yönelik “onların dillerini keseceğiz” şeklinde yaptığı açıklamalarının kabul edilemez olduğunu söyledi. Lammert “Seçilmiş bir meclisin başkanının insan haklarını hiçe sayan tarzda düşüncelerini ifade etmesinin gerçek olduğunu düşünmek istemiyorum. Bu şekilde davranan bir Türkiye’nin tabii ki AB’de bir yeri olamaz” dedi.
“ACİL SEYAHAT UYARISI YAPILMALI”
Sol Parti Milletvekili (Die Linke) Sevim Dağdelen de Alman vatandaşlarının politik esir olarak tutulduklarını öne sürdü. Dağdelen, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, "Derhal Dışişleri Bakanlığı Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısı yapmalı, aksi sorumsuzluk olur” dedi.
HABERE YORUM KAT