1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Hafriyat Araçları Yakın Takipte
Abdullah Öcalan Kardeşiyle Görüştü

Abdullah Öcalan Kardeşiyle Görüştü

İmralı F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan ve diğer iki mahkum, yakınlarıyla görüşme gerçekleştirdi.

A+A-

İmralı F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan ve diğer iki mahkum, yakınlarıyla görüşme gerçekleştirdi.

İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan ile Hayri Konar ve Veysi Aktaş aileleriyle görüşme gerçekleştirdi.

Asrın Hukuk Bürosu’nun Twitter hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

“İmralı Adası’nda tutulan müvekkillerimiz Sn. Abdullah Öcalan, Sn. Ömer Hayri Konar ve Sn. Veysi Aktaş’ın aileleri bugün aile ziyareti kapsamında müvekkillerimizle görüşme gerçekleştirmişlerdir. Kamuoyunun bilgisine sunarız”

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre, Abdullah Öcalan’la kardeşi Mehmet Öcalan görüştü.

Öcalan en son 13 Ağustos 2019’da kardeşi, Mehmet Öcalan’la görüşme gerçekleştirmişti.

Avukatları ise Öcalan’la en son 7 Ağustos 2019’da görüşebildi. 

Haberin uzantısı...

Mehmet Öcalan Görüşmeyi Anlattı

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan, 8 ay sonra yaptığı görüşmeyi anlattı.

15 günde bir avukatlar aracılığıyla görüş için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunduklarını ancak çeşitli gerekçelerle yanıt verilmediğni belirten Mehmet Öcalan sonn görüşme talebinin adada çıkan yangının ardından kabul edildiğini söyledi.

'İNSANLIK DIŞI ARAMA YAPILDI, İNSANIN KABUL EDECEĞİ BİR DURUM DEĞİLDİR'

Görüşme sürecine ilişkin bilgi de veren Mehmet Öcalan cezaevi girişinde yapılan aramalarda insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını anlattı:

"Pazartesi (2 Mart) bize haber geldi ve bizleri adaya götüreceklerini söylediler avukat arkadaşların aracılığıyla. Biz de geldik. Ben, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş'ın kardeşleri adaya gittik. Şunu diyebilirim. Gemlik karakolunda aramadan geçtik. Normal değildi ama normal diyelim. Yani çok aşağılayıcı şekilde aramalar yapıldı. Bir insan olarak bunu kabul etmiyorum. Ahlaki de değildir, Türkiye için de devlet için de faydalı değildir. 69 yaşında bir insanım. O diğer arkadaşlar da öyle. Genç olsam da bunun olmaması gerekir.

Biz adaya ayağımızı bastığımızda yapılan ikinci aramada, zannederim buraya ikinci irtibat bürosu diyorlar. Tahmin ettiğim kadarıyla jandarmanın elinde. Çok kötü bir arama yapıldı. İnsanın kabul edeceği bir durum değildir. İnsan kaldıramıyor. Ama mecburen kabul ettik. İkinci aramada herkes gelmişti oraya. Rütbeliler, siyah gözlüklü askerler ve hepsi silahlıydı. Olağan üstü hal ortamını andırıyordu. Hepsi oradaydı. Çok kötü bir aramadan geçirildik. Bu ekip biz gemiden indiğimiz anda bizimle birlikte ikinci arama noktasına kadar geldi. Her taraf asker ve gardiyan doluydu. Biz mecburiyetten bu aramayı kabul ettik. Yoksa onlar da biliyor ki kimse böyle bir aramayı kabul etmez. İnsanlık dışı bir arama.

'ÖCALAN, GARDİYANA 1,5 SAAT GÖRÜŞECEĞİZ DEĞİL Mİ' DİYE SORDU'

O aramadan da geçtik. Cezaevine girdik. Cezaevinde yoğun bir arama yapılmadı. Normal bir arama yaptılar. Önce iki arkadaşımızı götürdüler, beni ilk başta dışarıda tuttular. 10 dakika gibi bir süre bekledim. Ondan sonra beni çağırdılar. O arama noktasında x-ray cihazından kaç defa ‘git gel’ dediler. O bir bahaneydi. ‘100 defa da geçsem o çalacak’ dedim. Ondan sonra görüşmeye geçtik. İlk olarak beni görüşmeye aldılar. Gittim orada eski masamız vardı. Büyük bir masaydı. Bana ‘otur’ dediler oturmadım. Başkanın geleceğini biliyordum. Birkaç dakika bekledim. Onlar içeri girip çıkınca ben anladım başkanın geldiğini. Başkan içeri geldi ve tokalaşmadan ‘Bana bilgi verdiler. Herhalde sende ateş var. Nezle olmuşsun’ dedi. Bu nedenle tokalaşmadık. O masanın güney tarafında oturdu, ben masanın kuzey tarafında oturdum. Başkan gardiyana ‘Herhalde 1 buçuk saat görüşeceğiz. Değil mi?’ diye sordu. Ama o bir şey demedi. Artık bizde görüşmeye başladık.

'HANGİ GEREKÇE İLE GELDİN' DEDİ'

'Niye geldin, hangi gerekçe ile geldin?' diye sordu. Ben de 'Burada yangın çıkmış. Halk ve kurumlar demokratik eylem yaptılar. Tahmin ediyorum ki bu gerekçe ile bizi görüştürdüler' dedim. Bana, 'Evet ama bizi etkilemedi' dedi. Sonra 'Sana bazı şeyleri soracağım. Onların özetlerini bana aktarırsın' dedi. Kürt sorununun çözülmesi, Ortadoğu’daki sorunların çözülmesi için dışarıdan halkın ne düşündüğünü, kimin çözebileceğini düşündüklerini de sordu. Yorum yapmadan cevap vermemi istedi.

'İKİ AYAKLI MASA YIKILMAYA MAHKUMDUR'

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorunu ve Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin, "Mesele bizim meselemizdir. Ortadoğu sorununun çözümü için bizim güçlü olmamız lazım" dediğini aktaran Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan'ın açıklamalarını aktardı: 

Ben de 'Ortadoğu ve bölgede yaşayan halkımızın yüzde 80'i, yüzde 90'ı bu sorun çözülecekse ancak Serok Öcalan çözebilir diyorlar’ dedim. ‘Evet ben de bunları biliyorum. Mesele bizim meselemizdir. Ortadoğu sorununun çözümü için bizim güçlü olmamız lazım' dedi. Ondan sonra ayrıntılara girdi. Rojava için, Türkiye'deki demokratik kurumlar için ayrıntılara girdi.

"Yine 'Herhalde HDP'nin de kongresi oldu’ dedi. Ben de 'Evet kongre yaptılar. Kongrede katılım çok fazlaydı. Dışarıdan da çok fazla kişi gelmişti kongreye. Kongre çok iyi geçti' dedim. Başkan, şunları özellikle söyledi, 'Şimdi şunu size izah ediyorum. Eğer bölgede siz bir güç olamazsanız, bak Türkiye’de iki ayaklı bir masa var. Sizin oluşumlarınızın içerisinde sol hareketler de var. Ağırlıklı olarak Kürtler var. Diğer halklar da var. Siz de bir ayak olmak zorundasınız. Orada güç olacaksınız. Masa üç ayaklı olursa düşmez. İki ayaklı masayı, sistem onu ne kadar korumaya çalışırsa da o sürekli yıkılmaya mahkumdur. Bunun için bizim oluşumumuz Kürtler, üçüncü ayaktır. Bu üçüncü ayağın oluşumu da büyüme ile olur."

'KİM DEĞERLERİ KULLANIRSA ASLA AFFETMEM'

Abdullah Öcalan'ın HDP'yi' demokratik kurumlar arasında en güçlü kurum' olarak nitelendirdiğini belirten Mehmet Öcalan, 'Kim ailesi için, kendisi için, akrabaları için kurumlarda yer alıp değerleri kullanırsa, bunu duyarsam asla affetmem' uyarısında bulunduğunu da aktardı:

"Parti emekle güçlenir. Emek vererek güçlenir. Lafla güçlenmez. Benim durumumu görüyorsun değil mi? Ben 50 yıldır emek veriyorum. Kim ailesi için, kendisi için, akrabaları için kurumlarda yer alıp değerleri kullanırsa, bunu duyarsam asla affetmem. Bu halk çok büyük bedeller ödedi. Herkes bu halk için mücadele etsin. Sadece Kürtler için değil, burada birçok halk var. Bütün halklar birleşirse güç olursunuz. Çözüm de bu şekilde gelir. Ben bu yaşımda gece gündüz çalışıyorum. Çözüm yolları arıyorum. Kendim için bir şey yapmıyorum. Ama biz bu halka bir söz verdik. Bu halk o kadar bedel ödedi. 50 senedir emek veriyoruz, değerler var. Çok bedeller ödedik. Eğer birlik olup güçlü olursanız büyük sorunu da çözersiniz. Kimse gelip size sorun çözmez. Esas çözüm gücü sizsiniz. Parti şahsiyetlerin malı değildir. Kişilerin de değildir' dedi. Bu değerlendirmeleriyle partiyi yakından takip ettiğini anladım."

'TÜRKİYE BİR ABD'NİN BİR RUSYA'NIN YANINDA BU ÇÖZÜM DEĞİL'

Abdullah Öcalan'ın Suriye ile ilgili de yorumlar yaptığını belirten Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan'ın  'Kürtler, Araplar, Ermeniler, Hristiyanlar güç olmazsa yarın Suriye'nin bütünlüğünü de sağlayamazlar' uyarısında bulunduğunu aktardı:

"Rojava’da Arap aşiretleri var. Hepsine çok selam ve hürmetlerimi söylersin. Yine orada kurumda çalışanlara çok selam ve hürmetlerimi söylersin. Rojava'da emek verenler çok değerlidir. Çalışmalarından dolayı onları kutluyorum. Kutsal bir çalışma yürütüyorlar. Başarılar diliyorum onlara. Türkiye bir Amerika'nın yanında, bir Rusya'nın yanında. Bu çözüm değil. Çare olamaz.

'SURİYE'DEKİ STRATEJİ ÇOK DOĞRU'

Çözüm çare şudur, Rojava'daki güçlerin, Suriye'nin bütünlüğü içinde daha geniş bir şekilde güç olmaları gerekiyor. Bu Suriye'nin bütünlüğü için gereklidir. Rojava'daki oluşum Suriye'nin bütünlüğü içindir. Oradaki oluşumlar Kürtler, Araplar, Ermeniler, Hristiyanlar güç olmazsa yarın Suriye'nin bütünlüğünü de sağlayamazlar. Suriye'deki strateji çok doğrudur ve orada çalışan, emek veren herkese ayrım yapmadan saygı ve selamlarımı iletin' dedi."

Abdullah Öcalan'ın Suriye'deki çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunduğunu aktaran Mehmet Öcalan, 'Eğer güç olursan her şeyi çözersin' dediğini aktardı:

"Ben de kendisine, 'Baskılar yoğun bir şekilde devam ediyor. Dışarıda bir şeyler yapın diyorsun ama Türkiye'de o imkanlar kalmamıştır' dedim. Başkan, 'Her şey mücadeleyle, doğru mücadeleyle olur. Güç olmak zorundasın ki bu sorunları çözebilesin. Ortadoğu'daki ve isim koyalım Kürt sorununu bu şekil çözersin. Güç olmazsan kimse sorunu size çözemez. Biz masa diyoruz da Türkiye’deki masa iki ayaklı masadır. Siz üçüncü ayak olmak zorundasınız. Bu neyle olur? Güçle olur. Bunu yaparsanız olur. Emek verirseniz olur. Evet masa gerekiyor. Bu da halka hizmet ve emek vermekle olur' dedi.

'HER ŞEY SİZİN MÜCADELENİZE BAĞLI'

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, 'Rojava'da, Başur'da, Rojhılat'ta ve Avrupa'da tecride karşı mücadele eden herkese selamlarını gönderdiğini aktaran Mehmet Öcalan, abisinin 'Nerede Kürtler varsa tecride karşı mücadele ettiyse onların mücadelelerini kutluyorum' dedikten sonra sağlığı hakkında verdiği bilgiyi aktardı:

"'Sağlık olarak çok iyiyim. Ben nasıl yaşayacağımı biliyorum. Beni görüyorsun nasılım' dedi. Ben de gördüğüm kadarıyla iyiydi. Sağlığı ve morali de yerindeydi. 'Başarılar diliyorum' dedi. 'Görüşme tekrar olur mu?' diye sordum. Soruma cevap vermedi. 'Her şey sizin mücadelenize bağlı. Bir ilerlemeyi sağlarsanız her şey çözülür. Ama yapmazsınız da devam eder. Hem tecrit devam eder hem de kan dökülmeye devam eder. Herkes buna göre elinden geleni yapsın' dedi

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar PolitiKARS.com tarafından onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler